Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mayıs '13

 
Kategori
Spor
 

Finale çıkamamamız bir skor sorunu değil, bir medeniyet sorunudur

Finale çıkamamamız bir skor sorunu değil, bir medeniyet sorunudur
 

Öncelikle Mayıs ayına kadar bizlere Avrupa heyecanı yaşatan Fenerbahçe futbol kulübüne teşekkür etmeliyim. Ülkemizde en çok sevilen ve izlenen takım sporlarından futbol ve basketbolda son yıllarda Mayıs ayına ulaşmak pek nasip olmuyor kulüplerimize. Diğer başarılı kulüplerimiz futbolda Galatasaray ve basketbolda Karşıyaka oldular. Aslında bu sene Avrupa’da takım sporlarında en başarılı kulübümüz Pınar Karşıyaka’dır. Biliyorsunuz, Karşıyaka Basketbol Takımı, mücadele ettiği Avrupa kupasında finalde kaybederek 2. oldu.

Benfica-Fenerbahçe maçı…

Avrupa Ligi yarıfinal rövanş maçı dün gece Lizbon’da tam adı ‘Estádio do Sport Lisboa e Benfica’ olan, bildiğimiz adıyla 65.647 kişi kapasiteli Işık Stadı’nda Benfica ile Fenerbahçe arasında oynandı. İlk maçta penaltı kaçırıp, direkleri dövmesine rağmen maçı 1-0 kazanan Fenerbahçe final için umutluydu. Fakat Avrupa’da deplasmanda lehimize çalabilen bir hakem olmasına rağmen 3-1 yenildik ve elendik. Maçın analizini birçok yazardan okumuşsunuzdur, ben teknik analiz yapmayacağım. Yalnız bir futbolsever olarak turun; İstanbul’da kaçan penaltı ve düdükten sonra topa vurduğu için sarı kart görüp cezalı duruma düşen amatör Webo yüzünden kaçtığını düşünüyorum.

Benfica taraftarları…

Ben dikkatinizi bir başka konuya, Benfica taraftarlarının yarattığı ortama çekmek istiyorum. Stadyumda müthiş bir medeniyet görüntüsü mevcuttu. Ne merdivenlere oturanlar vardı ne de meşale yakanlar. Bir kısım Fenerbahçeli taraftarımız Benficalıların arasında oturmuş maç seyrediyorlar, tezahürat yapabiliyorlardı. Herkes biletinde yazan numaraya göre koltuğuna oturmuştu. Hiç kimsenin içinden koltukların üstünde zıplayıp küfür etmek, hakem aleyhlerine penaltı (pozisyon bana göre ofsayttı) verdiğinde koltukları yerinden söküp sahaya atmak gelmiyordu. Sıkışanların maç esnasında bile tuvalete gidebildiği, dönerken birasını alıp tekrar koltuğuna oturabildiği bir ortam vardı.

Tüm bu medeni görüntüye rağmen, hakem ve bizim takım üzerinde baskı kuran müthiş bir gürültü ve tezahürat kulakları sağır ediyordu. Adamların vurduğu ve defans oyuncularımızdan dönen herhangi bir topta, öyle bir gürültü çıkıyordu ki, her seferinde penaltı oldu zannettim. Maçın bazı anlarında çıkan gürültüden panikleyip topu rastgele taca atan birçok oyuncumuz vardı.  Demek ki iyi tezahürat için, rakibi korkutmak, hakemi etkileyebilmek için, bazı gruplara topluca bilet verip, sahaya yanıcı-patlayıcı maddeler sokulmasına göz yummaya gerek yokmuş.

Bizdeki durum…  

Ülkemizde aynı ilçenin iki mahalle takımının Amatör bilmem kaçıncı ligdeki maçında polisler biber gazı kullanmak zorunda kalıyorsa, durup tekrar bir değerlendirme yapma zamanımız geldi de geçiyor diye düşünüyorum. Unutmayalım ki; Pınar Karşıyaka’nın Avrupa Şampiyonluğu’nu, her şey mükemmel giderken, rakip dağılmışken, sahaya su atıp maçın 6,5 dakika durmasını ve karşı takımın toparlanmasını sağlayan kendini bilmez çalmıştır. Aynı maçta bir ara 10 sayı öndeyken kapalı salonda meşale yakan adama, ben kullanabileceğim bir sıfat bulamıyorum. Bu takımların isimlerini güncel örnekler olduğu için yazıyorum yoksa ‘yok aslında birbirimizden farkımız’. Örnekler o kadar çok ki, Galatasaray ve Beşiktaş Tekerlekli Sandalye Basketbol takımları arasında oynanan (aslında oynanamayan) maç halen hafızalarımızda taze duruyor.

Sonuç…

Portekizlinin, Almanın, İngilizin bizden daha medeni veya daha hümanist olduğu yok aslında. Sorun kanun üstünlüğünü, insan haklarını hayatın her alanında temel olarak sağlayabilmekte. Şöyle düşünün, Avrupalı ile aynı arabaları kullanıyoruz ve aynı trafik kurallarına tabiyiz fakat bizde yılda 3.268 kişi hayatını kaybedip, 237.701 kişi yaralanırken (2011 rakamları) oralardaki rakamlar bunların %1’i bile değil. Neden? Sorun direkt olarak medeniyet veya eğitim seviyesi değil. Çünkü Almanya’da çalışıp sürekli araç kullanan ve bir yıl boyunca hiç kural ihlali yapmayan vatandaşımız, Kapıkule’den girdiği andan itibaren neden trafik canavarına dönüşüyor? Demek ki kanun üstünlüğü (veya korkusu) sağlandığında benim vatandaşım da kurallara uyabiliyor.

Sokakta birisine küfredemezsiniz. Kafasına bir şey atamazsınız. Sinemada, tiyatroda başkasının yerine oturamazsınız. Lokantada koltukların üstünde zıplayıp camları kıramazsınız. Gemide, otobüste duvarlara işeyemezsiniz. Fakat bunların hepsini stadyumlarda veya kapalı salonlarda yapabilirsiniz. Böyle düzen, böyle medeniyet, böyle hukukun üstünlüğü hatta böyle Müslümanlık olabilir mi?

Bu sezon artık bitti. Galatasaray’ın şampiyonluğunu şimdiden kutluyorum. Yeni sezon için, hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu spor ortamları yaratmak için başta Federasyonlar olmak üzere hep beraber şimdiden çalışmaya başlamalıyız. Dün gece Işık Stadyumu’nda gördüğümüz ışığı ve ortamı her maçımızda sağlayabildiğimiz gün, Avrupa’da Final ve kupalar kendiliğinden gelecektir.

İZMİR, 03 Mayıs 2013. 

 
Toplam blog
: 159
: 1303
Kayıt tarihi
: 19.06.12
 
 

1963 yılında Balıkesir'in şirin ilçesi Erdek'te doğdum. Yüksek lisans eğitimimi Dokuz Eylül Ünive..