Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '09

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Çocuk gelişiminde eğitim

Eğitim, kişide öğrenme yaşantıları yoluyla istendik davranışlar oluşturma sürecidir. Bu, eğitimin davranış psikolojisine göre bilinen en genel tanımıdır. Öyleyse davranış değişikliğine giden yoldaki serüven deneme yanılma, model alma gibi öğrenme tiplerinden geçer... Bu tanımda önemli bir başka kavram ise davranış oluşumunun istendik olmasıdır. Yani isteğe bağlı davranış. Çocuk eğitiminde ana süreç bu bilinci ya da bilişsel süreci oluşturabilmekle başlar. İstendik davranış ise disiplinli ama baskısız, kurallı ama model alınarak doğar.

Çocuklarımıza aile içi yaklaşımlarımızda kendi içimizde de tutarlılık gösteren davranış modelleri sergilemeli, ödül - ceza ya da onay dengemizde kararlı olabilmeliyiz. Ebeveyn, çocuğun yaş dönemine göre girebileceği psikolojik gelişim süreçlerini iyi tanıyabilmeli ve o doğrultuda çocuğa rehber olabilmelidir.
Tabi eğitimli çocuk yetiştirebilmek eğitimli birey olabilmekten geçer. Yani sağduyusu, sezgi gücü gelişmiş, bilişsel seviyesi yüksek ebeveyn olmak çocuk üzerinde artı bir şans sağlar. Özellikle algılama düzeyinin en açık olduğu dönem olan okul öncesi çocukluk süreci, hem çok farklı ve değişken süreçlerin yaşandığı, hem de öğrenmenin en kalıcı ve etkili olacağı süreçtir.

Çocuğun sıfır ile bir yaş süreci fiziksel öğrenme süreci iken iki yaş, bilişsel daha üstü ise sosyal öğrenme süreçlerini kapsar. Bunun yanısıra psikolojik öğrenme süreci de dört yaş döneminde daha belirgin yansımakla birlikte her yaş dönemiyle farklı basamaklara bürünür. Bu keskin geçiş evrelerinde yaşanabilecek ve sizi ebeveyn olarak çocuğunuza dair şaşırtabilecek buhranlı aşamalar olması gayet doğaldır. Bu basamakların en sarsıcılarından biri, iki yaş sendromu denilen süreçtir. Çocuk bu dönemde hırçın ve inatçı bir çizgiye yaklaşabilir, üç yaş biraz daha uyum, söz dinleme, çevreyi kabullenme süreci iken dört yaş karşınıza yeniden agresif bir süreç olarak çıkabilir. Dolayısıyla anne babaların bu inişli çıkışlı evreler karşısında soğukkanlılığını korumaları gerekmektedir. Ebeveyn, çocuğun bedenini dolayısıyla cinsiyetini keşfetmeye çalışma aşamasında kendi anatomisini tanımaya dair soruları gayet doğal ve sakinlikle, bilişsel düzeyine yeterli olacak şekilde cevaplamalıdır. Cevapsız bırakılan sorular tatminsizlik ve kabul görmeme duygusunu yaratabilir.

Çocuğu dinlemek, ona söz hakkı tanımak, disiplin ve kuralları öğreterek baskı yapmadan onu destekler konumda yetiştirmek özgüvenini sağlayan önemli yaklaşımlardan birkaçıdır. Dozunda ilgi ve sevgi desteği çok önemli olacağı gibi bu konuda aşırıya kaçmak da çocuğu farklı psikolojilere sevk edebilir. O yüzden çocuğun hayır denmeyi öğrenmesi de ilgi kadar önemli bir durumdur.
Sözlerimiz ve davranışlarımız arasındaki çelişki çocuğu bocalatır. Ona güven duygusunu aşılama önce çocuğa güvendiğimizi yansıtmakla başlar. Destekleyici ve gözlemleyici olmak yerine aşırı korumacı olmak çocuğu içe dönük kılar. Onay bekleyen davranış takdir edilmeli fakat her başarıdan sonra somut bir ödül verilmemelidir. Çünkü bu kez başarı kavramını çocuk zihninde somut ödül kavramıyla örtüştürür ve ayrı kavramlar olduğunu algılayamaz. Onay, takdir, beğeni, destek, sevgi, ilgi önemli motivasyon sebepleri iken disiplin ve kuralları tanıması da önemli başarı sebebidir. Sorumluluk duygusunun geliştirilmesi adına da her iki yaklaşım türü de dozunda uygulanmalıdır.

Özellikle okul öncesi bütün evrelerde çocukla konuşmak, doğru ve yanlışı algılamasını sağlamak birey olarak düşüncelerine değer vermek özgüvenini ve psiko-sosyal gelişimini olumlu yönde etkileyecektir. Çünkü başarılı bir yaşam, mutlu bir aile yaşamından geçer. İyi ve mutlu yetiştirilmiş bir çocuk toplumda mutlu ve başarılı bir birey olarak yaşar.
 
Toplam blog
: 174
: 269
Kayıt tarihi
: 20.11.08
 
 

Yazmak bir sevda ..