Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '09

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Herkese hakkını veren oğlum

BAŞKASININ HAKKINI YEMEYEN OĞLUM
Sevgili oğlum,

Başkasının hakkını yemenin ne kadar kötü davranış olduğunu yaşayarak öğrendim. Bu başkasının hakkını yiyenlerin çoğunun de milli ve manevi değerlerin arkasına saklanarak , milli ve manevi değerleri nasıl kendi çıkarlarına maske yaptıklarını anlayarak yaşayarak ve acı tecrübeler yaşayarak öğrendim.

Canım oğlum,

Şunu çok iyi anladım ki , başkasının hakkını yiyen insanlar hayatta her zaman murtsuz ve başarısız olurlar. Hiç şükretmesini bilmezler. Hep şikayet eder, hep başkalarında hata arayarak mutlu yaşanacak bir dünyada hayatı hem kendilerine , hem de çevrelerine zehir ederler.

Canım oğlum,

Bak sana bir hikaye anlatayım. Ünlü Halife Harun Reşit’in Behlül Dana diye bir evliya kardeşi varmış. Bu adam ermiş olduğundan çok insan onu deli zanneder , ama bu ermiş adam kardeşini haya yaptığı zaman uyarırmış. Bir gün Harun Reşit Behlül Dana’ya çarşı Pazar teftişi görevi vermiş. Behlül Dana bir fırına gitmiş. Ekmekleri tartmış ve bakmış ki tüm ekmekler eksik gramajlı. Adana sormuş, adam hiç huzurlu ve mutlu olmadığını söylemiş. Hemen çıkmış. Başka bir fırına girmiş. Bakmış ki , tüm ekmekler gramında . Adama sormuş. Adam mutlu ve huzurlu olduğunu söylemiş. Saraya dönünce kardeşi olan Halifeye demiş ki “ Çarşı Pazarın müfettişi var her şeyi tartmış , ölçmüş herkese hakkını vermiş” demiş. İşte böyle. Başkasının hakkını yemeyen insan her zaman belki çok kazanamaz ama mutlu ve huzurlu olur.

Canım oğlum,

Hayatta mutluluğun sırının hep başkasının hakkına riayet etmek olduğu kadar , insanın kendi hakkını da demokratik , yasal ve ahlaki yollardan aramasında görmekteyim. Başkasının hakkını yememek kadar, senin hakkını yiyenlere de müsaade etmemek lazım.

Canım oğlum,

Hayatta herkese hakkını vermeyi , şimdiden daha hayatın başında öğrenemezsen , ileriki yaşlarda nasıl olsa bir eşek var binelim diyen insan sırtından eksik olmaz. Herkesin hakkını yemeyeyim diye bol bol verirsen bakarsın ki , sen başkasını düşünürken başkası 2 veya 3 ev almışsa sen bir tane bile alamamış olursun ve sinirden kafayı yiyecek hale gelirsin. O yüzden hak yememek kadar , başkasına hak etmediği şeyi de vermemek lazım. Vermeye başlarsan ölçüsüz olarak , hak etmeyenlerde sana el açmaya başlar.

Canım oğlum,

İnsanlar hayatta engelli , kadın , hakkını arayamayan zayıf insanları seviyormuş görünerek , onların hakkını yemeyi çok severler. İnsanlar hem her iki dünyaya çalışıyoruz derler , hem de sadece bu dünya için çaba harcarlar. İnançlarını bile kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktan çekinmezler. İbadetlerin bile en kolay, işine gelenlerini yaparken , zor olan hak yememek , engelliyi kadını , fakir ve zayıfı seviyor görüntüsünde ilk fırsatta iğnelemekten , aşağılamaktan geri kalmazlar. Bunu da onları sevmek ve anlamak adına yaparlar. Ben bunları anlamam. İnsanın özü ve sözü doğru olmalı ve tutarlı ve kişisel bütünlüğü olmalı.

Canım oğlum ,

Bu kavramlardan bir şey anlamadın galiba. Bak sana bu kavramları anlatayım da , örnekler vereyim de sen iyi anla ki , güzellikleri öyle yaşayasın.

Canım oğlum,

Kişisel bütünlük. Kişinin özü ile tutumu , düşüncesi, sözü ve davranışının tutarlı olması ve söylediğini yapması, yaptığını söylemesi . Özü ve sözünün bir olduğunu yaşantısı ile göstermesi ilkesidir. Kişisel bütünlük içinde olan insan kendi kendisini , çevresini ve toplumu asla aldatmaz. İnançları uğruna , onları hayata geçirme , başkalarına davranışları ile ispatlama içindedir. İnandığı değer ve ilkelere ve doğrulara sadık kalır. Yani insanları sevdiğini söyleyerek , çevresindeki engellileri kadınları küçümsemez. Hakiki manada sever , sevdiğini gösterir ve bunu davranışları ile gösterir. Bunu açıkça anlattım sanırım sende anladın.

Canım oğlum,

Tutarlı olmak şu demek : Kişinin düşünce ve duygularını davranışlarına olduğu gibi yansıtması duygu , düşünce ve davranışlarının zamandan zamana, mekandan mekana ve kişiden kişiye göre değişmemesi demek. Yani bu tanım , özü ve sözü bir olmak demek bir yerde.

Sevgili oğlum,

Yumuşak başlı olmak demek , insanın haksızlıklar karşısında , susması anlamına da gelmemeli. Bizler haksızlıklar karşısında sesimizi en gür şekilde çıkarmak zorundayız ki , zalimler zulümlerinde daim olmasın . Sevdiklerimize karşı hoşgörülü olmak , zalimlere karşı ise aslan kesilmek milli ve manevi değerlere bağlı olan senin benim ve hakiki manada milliyetçi olanların görevleri olmalı.

Canım oğlum,

Güçlü olursan , güçlü bir konuma gelirsen , gücünü hak aramaya ayırmaya bak. İnsanlar arasında karar verirken tutarlı olmaya bak. Kişisel bütünlük içerisinde ol. Bu tutum sana hayatta mutluluklar verir. Çevrendeki hakiki dostlarının olmasına ve seni karşılıksız olarak sevmezlerine ama hakiki manada sevmelerine sebep olur . Sen çevrende hakiki dostların olmasını istemekteysen, bu ancak güçlü olduğun zaman haklı olanın yanında olmakla , hakkın çiğnenmesine izin vermeden kaldırılarak haklıya verilmesi ile olur.

Canım oğlum,

Hak arama bizim kültürümüzde önemli yer tutar. Bu konuda pek çok ata sözümüz sizlere dersler vermekte. Sadece sizlere mi , tabii ki sizleri yetiştirmekle mükellef olan bizlere de . Bakın bu atasözleri neler demiş. Hak değirmende olur. Hak deyince akan sular durur. Hak doğrunun yardımcısıdır. Hak gelince batıl gider.Hak verilmez alınır. Hak yerini bulur. Bunlar atasözlerinden birkaç tanesi . Hepsi de hak aramanın ve haklıya hakkını vermekten bahseder. Anlayana güzel ata sözlerimiz var . Atalarımız bizlere az , öz ama manası çok olan sözler bırakmışlar ve hayatta bunlara sarıldığımız zaman hayat tüm güzellikleri bizim önümüze serer.

Canım oğlum,

Güçlü olmaktan bahsettim sana . Güçlü olmak demekle öyle başkalarının zannettiği gibi mevki makam sahibi olmak demek anlamında kullanmadım. Güçlü olmayı güçlü kaslara sahip olmak olarak da anlamadım ben . Güçlü olmak demek öyle güçlü sengin aileden de gelmek anlamına gelmez. Soracaksın “ Baba güçlü olmak demek o demek değil, bu demek değil, ne demek? “ diye . Bak sana onu da anlatayım.

Canım oğlum,

Güçlü insan o dur ki, özgüveni tamdır . Kendine güveni vardır. Başaracağına inanır ve kendine her zaman “ Ben bilirim, benim elimden gelir. Ben yapabilirim. Benim aklım doğru ve yanlışa erer . Ben iyi ve kötüyü birbirinden ayıracak , haklı ile haksızı anlayacak beyin gücüne sahibim. Annem ve babamdan ve başkalarından bağımsızım . Annem ve babam olmasa da ben yaparım . Başkalarına muhtaç değilim” diyebilen insan güçlü insandır. Bu anlamda senin yaşın küçük olsa da ben seni güçlü insan olarak algılamakta , sana güvenmekteyim.

Canım oğlum,

Ne kadar güçlü olursan ol ama gene de haktan , hakikatten ve güzelliklerden asla ayrılma. Zalim insan , hakkı yiyen insan yarın , öbür gün mevki ve makam gibi kendisini güç sahibi yapan şeyler elden gittiği an yapayalnız kalır. Ben ise senin ömrünün son nefesine kadar insanlığa hizmet etmeni, insanları doğru ve güzellikler konusunda aydınlatmanı ve haklıya hakkını veren konumda olmanı candan isterim. Bunu da sen başaracak güçtesin.

Canım oğlum,

Hayatta hak kavramı sadece hukukta değil, ailede , iş yaşamında da , kardeşler arasında da, akrabalar arasında da yerli yerinde kullanılsa o zaman hayatta yaşadığımız çok sıkıntılar olmayacak ama hakkı anlayan insan anlar işte.

Sana haklıdan yana , hak arayan bir ömür dilemekteyim.

Muhabbetle kucaklıyor ve öpüyorum.

TURAN YALÇIN-TOKAT

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..