Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '07

 
Kategori
Eğitim
 

Çocuklar; öğretmen elimi sıktı!

(Öğrencilerimden)

Gözüme çöp battı bugün (!) Sabahın köründe kalktım dersim olmadığı halde. Her gün beş dakikanın kıymetini bilip, yastıktan başımı kaldırmazdım. Bugün öyle olmadı ne hikmetse !…

Uygulama yaptığım okula vardığımda, bizim ahali, yani grup arkadaşlarım çoktan oradaydı. Alan Öğretmenimiz bizi yine aynı sevecenlikle karşıladı (!) “Yine mi geldiniz başımın şeyleri” diye. Bu hafta 6/A’nın derslerine girdim. İlk iki ders, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi idi. Sınıfa girdiğimde öğrenciler hep bir ağızdan -geçen hafta olduğu gibi- “Öğretmenim buraya gel, öğretmenim yanıma gel otur” diye yalvarmaya başladılar. Bu kadar büyük bir ilgiyle karşılanacağımı zannetmiyordum doğrusu. Ama, böyle bir “sevgi çığı” karşısında duygulandığımı da inkar edecek değilim.

Bu haftaki etkinliğimiz, “Bir Öğrencinin Gözlenmesi” idi. Bu da, bugünün diğer günlerden daha zevkli geçeceğini gösteriyordu. Çünkü öğrencilerle uğraşmak, öğretmenlerle uğraşmaktan daha kolay gibi görünüyordu (!)

Sınıfta herhangi bir yere oturup incelemek için, benim kafaya uygun bir “zat-ı muhterem” aramaya başladı gözlerim. Şimdi yanıyorum yorduğum o gözlere. Çünkü aradığım öğrenci, öyle uzaklarda değil, önümde oturuyormuş da ben göremezmişim. Hemen açtım defterimi önüme. Başladım O’nda gördüğüm ilginç yönleri yazmaya. Her ne kadar yazmaya başladıysam da, yazacaklarımı bir türlü yetiştiremiyordum. Çünkü çocuk, o kadar hareketliydi ki, ne yapacağımı şaşırdım. Çocuğa mı bakacaktım, yoksa deftere yazı mı yazacaktım? Bence bu çocukta hiper aktiflik var. Yerinde durmasına imkan yok. Eli dursa, ağzı durmuyor. Ağzı dursa, ayakları durmuyor. Hiçbir şey yapamasa, sağa sola sallıyor başını. Tıpkı Hacıyatmaz gibi.

İsmi Mehmet bu yaramaz yaratığın. Ama, yaramaz olduğu kadar da çalışkan. Dikkat ettim, ders sırasında eli havadan inmiyor. Öğretmen ne sorarsa sorsun, yanıtlamak için can atıyor. Öğretmen kendisine, “Sen söyle” demediği zaman da, küçük harflerle öğretmene söylenmekten geri kalmıyor. Mehmet ders sırasında sınıfta bir görünüp bir kayboluyor. Bir bakıyorsunuz, sınıfın en hareketli, en afacan öğrencisi; bir bakıyorsunuz, sırasına iyice gömülmüş, başını iki elinin arasına almış, derin düşüncelere dalmış, sınıfın en uslu öğrencisi. Derin düşüncelere dalmış bir görüntüye bürünüveriyor birdenbire. Sanki biraz önceki kıpır kıpır çocuk o değil. Bu öğrencinin, ailesiyle bir sorunu vardır mutlaka, diye düşündüysem de, bunu belirtmenin güç olacağını tahmin ederek araştırmadım bu konuyu.

Nihayet zil çaldı. Zilin sesini duyar duymaz, Mehmet’in gözlerinden sevinç ışıkları fışkırdı ve derhal gözden kayboldu. Tabi ki ben de. Arkasından kovalamaca oynar gibi koşmaya başladım. Çünkü O’nu bir kere kaybedersem, bir daha bulamayacağımı biliyordum. Sonunda yetiştim Tontonuma. Bir arkadaşıyla omuz omuza girmiş, bahçeyi turluyor. Ben de geçtim arkalarına. Mecburen arşınladım okul bahçesini birkaç kez. Sonunda yorulup bir banka oturdular. Bizim çocuk açtı kitabı ve başladı derste gördüklerini tekrar etmeye. Hiç beklemezdim bunu O’ndan. Ama, ummadık taş baş yarıyormuş, demek ki! Az sonra futboldan açtı lafı Mehmet. Güya, Galatasaray Beşiktaş’ı her karşılaşmada yeniyormuş. Tabi tartışılır bir konu. Benim Beşiktaş’ıma kimse dil uzatamaz. Galatasaray, çok mu iyi bir takım? Tamam, kabul ediyorum, UEFA Kupasını ve Süper Kupayı almış olabilir. Ama bu, Beşiktaş’a laf atmaya gerekçe değildir. Küstüm işte Mehmet’e.

Tekrar ders zili çaldığında, dersten çıkarken sergilediği o afacanlık yoktu Mehmet’in üzerinde. Tam tersi, isteksiz isteksiz, sanki birisi arkasından zorla itekliyormuş gibi zorla girdi sınıfa.

Dersten olduğu gibi, okuldan ayrılırken de vedalaştım kendisiyle. Dedim: “Beni iki hafta boyunca unutma!” Dedi: “Ne demek öğretmenim? Hiç öğretmen unutulur mu?” Memnun oldum ve tokalaşarak ayrıldım yanlarından.

Arkamdan gelen güzel bir ses; “Çocuklar, öğretmen elimi sıktı!” diye yankılanıyordu…

Hacer Özgüner

 
Toplam blog
: 425
: 3089
Kayıt tarihi
: 06.12.06
 
 

Gazi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi..