Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Çocuklar fıkra sever

Her sınıfa girdiğimde çocuklar, "öğretmenim öğretmenim, fıkra anlat fıkra anlat" derlerdi. Ben de anlatırdım tabi. Çünkü onlar çocuktular. Taze beyinleri, ağır- küf kokan yalancı dünyanın pisliklerine henüz bulaşmamıştı. Taze olan taze kalmalıydı. Ama o da bir yere kadardı. Doğanın hiç durmayan zaman akışı onları da önüne katıp istedigi yöne götürdüğünde ''gerçekler'' çamurunda yogurur,''günün insanı'' haline getirirdi.

Çocukluklarına özendiklerinden midir, yetişkin çocuk olarak kaldıklarından mıdır, bilinmez, çevremdeki büyükler de, sürekli fıkra anlatmamı isterler. Sanırım yorgun beyinleri artık yaşam yükünü taşıyamaz hale geldiğindendir. Beyinleri tekrar çocukluklarını aratmakta. Bu yüzden de hep fıkra (amaca kısa yoldan varma) tadında kalmak isterler. "Yorgun argın eve geldigimde ilk senin fıkralarını okuyorum" demesinin sebebi budur. Günlük hayat haşatını çıkarmış, onu ondan almış, ta çocukluğuna kadar götürmüştür. Yaşamının bu ağır nefesini evinin içinde de almak istememektedir. Çünkü, yaşam ona sunulduğu kadar kolay olmamıştır.

"Doğduk doğaüstü bir zevk sonunda
Ağlayarak açtık gözlerimizi
Göbeğimiz kesildi bir yaz sonunda
Daha sonra uydurduk sözlerimizi"-a.oğuz2-(Mutluluğumu Geri Ver Anne)

Uydurduğumuz sözler kişiliğimizi oluştururken işin hep kolayına kaçtık, sığ sularda avlandık. Derin sularda avlanmaktan hep çekindik, korktuk. Bundandır yaşamı hafife almamız, fıkrararla yetinmemiz. Oysa, derinlikler çekmekte, içine almakta bizi. Gün gün -az da olsa - gösterdiğimiz isyanlar, taktığımız maskemizden dışarı yansımakta, gerçek karakterimizi ortaya koymaktadır.

"Giyinir kuşanırdım ve takardım maskemi
Düz ovaya dönerdi o zaman sarp kayalar
Esirlikten kurtulur dönerdim bir vezire
Mutluluğa giderdi umut dolu vagonlar"-a.oguz2-(Maske İçindeki Ben)

Vagonlarımızı umutla da yüklesek, mutlu olmamıza yetiyordu. Çünkü hayallerimizin (imgelerimizin) bizi mutlu kılması, geçmişe değil, geleceğe dönüktü. Umut dolu vagonlarımızın çoğalması sonucu öyle bir zaman geldi ki, lokomotifimiz artık bu çoklu vagonları çekemez oldu. Geçen zaman bir bir bu umut dolu vagonları elimizden aldı; maskemiz düştü, güçten kesildik.

"Çıkarınca maskemi kesilirdim gücümden
Sarp kayaya dönerdi o zaman düz ovalar
Vezirlik ağır gelir kurtulurdum yükümden
Çeşmemde suyum kalmaz boş dönerdi kovalar"

Kovaların boş dönmesi, gelecek için kurduğumuz imgelerin de sonunu belirlemekteydi. Gücümüzün kesilmesi kendimize olan güvenimizin kaybolmasına; kendimize olan güvenimizin kaybolması da bizi insanlardan uzaklaştırıyordu.

.....

"50-60 yaşlarında istirahate yattık
Belimiz kamburlaştı, saçımızı ağarttık
Umutlarımızın peşine düşelim derken
Ne yazık ki bir ömrü boşa harcadık"-(Mutluluğumu Geri Ver Anne)

Ömrümüzün boşa harcandığının farkına varınca paniğe kapılıp çocukluğumuza tekrar geri dönmek, hayatı başından tekrar yaşamak istedik. "Yetişkin çocuk maskemizi" tekrar taktığımızda çoktan iş işten geçmiş, beynimiz eski tazeliğini kaybetmiş, görevini yerine getiremez olmuştu.

Varlığımız artık başka canlarda hayat bulmalıydı...

- alaettinoguz2 04.11.2011
 

 
Toplam blog
: 193
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.02.10
 
 

İsveç`in Göteborg şehrinde oturmaktayım;  evli ve bir kiz bir oglan iki çocuğum var. İsveç`te..