Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '11

 
Kategori
Eğitim
 

Suç sendedir, öğretmenim

Hayret ki, ne hayret!

87 yıldır kutlanan Türkiye''nin en büyük ve de en önemli Cumhuriyet Bayramı, bir kişinin ağzına bakarak iptal edildi.

(Peki, haftaya kutlanacak olan ''Kurban Bayramı'' da iptal edilebilecek mi, acaba?)

Tamam, halk çeşitli etkinliklerde bulundu; ama devlet erkanının bu bayramı kutlamamasının haklı bulunacak hiçbir tarafı yoktur. Hele, çevremdeki okullardan bir "tık" çıkmamasını anlamak mümkün değildir. Oysa geçmişte, milli bayramlarımıza en az bir ay kala, okul bahçelerinde davullarla bayrama hazırlanırdı öğrenciler.

Bu bayramda okullarda bir tek davul sesinin çıkmaması, yaklaşan faşizmin sessiz, içten ve derinden Türkiye''yi sarmaya başlaması olmasın, sakın?

Bu korku da ne, ey Atatürk''ün ülkeyi sizlere emanet ettiği öğretmenleri? Varlığınızla yokluğunuz belli değildir yıllarca...

Yetiştirdiğiniz, cumhuriyet aydını insanlarınız nerede? Yarattığınız bu korkak, cahil ve ürkek insan topluluklarını beğeniyor musunuz?

Yalan mı?

- "Bu yetersiz siyasileri yetiştiren sizler değil misiniz?"

- "Cumhuriyetin vazgeçilmez örneği Ayşe öğretmenim, Fatma öğretmenim; okul kapısına kadar başörtüsü ile gelip, kapıda başörtüsünü çıkartan Günay öğretmenim! Yakışıyor mu bu sana?

- "Sen, Yaşar öğretmenim; cumhuriyet devrimlerini korumak ve kollamak için yetiştirdiğin öğrencilerine, kalıcı bir ''Yurttaşlık Bilgisi'' verebildin mi? Yoksa sen de, İbrahim öğretmenim gibi, "Bu maaşla bu kadar" mı deyip, ipe un serdin?

- "Bak, yarattığın toplumunun her kesimi, ''olmaz''ları yaşıyor:

- Kitleler korkak, ürkek ve cahil;

- Medya, oyalama taktikleriyle yöneticilerinin ağızlarına bakıyor.

Yöneticiler, "çıkarlarım uğruna babamı bile satarım" diyor; (bak, koca çınar Uğur Dündar''a bile bir koltuk bulunamamış!)

- Halk çaresiz, ürkmüş, şaşkın;

- Değişim için elinden bir şey gelmeyeceğine inanmış;

-Kanaatkâr, her şeye katlanan ve rıza gösteren, suskun, yediği bir lokmaya bile şükreden, acız, kaderci, her söyleneni doğrulayıcı, güvensiz, sağlıksız, depresif, umutsuz, parasız-pulsuz, ayrıca da ''akılsız'' bırakılmış... Sayenizde öğretmenim, sayenizde...

HİÇ, HAYIR GELİR Mİ BÖYLE GECENİN SABAHINDAN, ÖĞRETMENİM!

KAYBETMEYİ GÖZE ALDIĞIN KADARSIN, ÖĞRETMENİM...

Sen, ülken adına, kaybetmeyi göze almadın, Günay öğretmenim;

Sen, "Ülke Sevgisi"ni ''maaş düşüncesi'' ile ikinci plana ittin, İbrahim öğretmenim; 

Oysa, Başöğretmenin Atatürk:

- "HAYIR" dedi: "YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM" dedi;

- "DEĞİL AÇ KALMAK, ÖLÜMÜ BİLE GÖZE ALMAYANIN ÖZGÜR YAŞAMAYA HAKKI YOKTUR" dedi;

- Sen, bu zorluğu maalesef göze al(a)madın, öğretmenim!

- "Aç ayı oynamaz"ları oynadın hep, öğretmenim!

- Daha doğrusu, ''korktun'' öğretmenim, kaybetmekten korktun;

- Cesaret böyle bir şeydir işte, öğretmenim; sen, kaybetmeyi göze al(a)mazsan, kazandığın her şeyi ''korkun'' yaparsın:

- "Ya, işimi kaybedersem..!

- Ya, yerimi kaybedersem..! 

- Ya, itibarım düşerse..!"

- İşte öğretmenim; günün insanı da aynı senin gibi bu duygular içinde yaşıyor. Çünkü, onları yaratan sensin, öğretmenim!

- Hani, filozofun biri, "Bana bir ülkenin bütün çocuklarını verin, 20 yıl sonra size yepyeni bir ülke vereyim" demişti ya...

- "Kaç 20 yıl geçti, öğretmenim; saydın mı, hiç?

- "Bugün cumhuriyetimizin 88''nci yılındayız. Yani, öğretmenim, üçüncü 20 yılı da geçmiş durumdayız. Nerde yeni, çağdaş ülken insanları? Hani, nerede?

Bu GÜÇLÜ İRADEYİ gösterebilmektir ki, bir ülkeyi ya bağımsız ve özgür, ya da güdümlü ve esir yapar.

Atatürk, bu GÜÇLÜ İRADEYLE, ''TÜRKİYE CUMHURİYETİ"ni kurdu, öğretmenim!

Şimdilerde ise... bu iradeyi ''yanlış'' bulanlar tarafından yönetildiğimize inanmak istemiyoruz.

-  alaettinoguz2- 01.11.2011

 
Toplam blog
: 193
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.02.10
 
 

İsveç`in Göteborg şehrinde oturmaktayım;  evli ve bir kiz bir oglan iki çocuğum var. İsveç`te..