Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '07

 
Kategori
Anılar
 

Çocukları özledim

Çocukları özledim
 

Üniversiteyken yazları çocuk kamplarında yüzme eğitmeni olarak çalışıyordum. Gerçi iş tanımı biraz genişti. Yatılı olarak kaldığımız için yemeklerini yedirmekten kustuklarını temizlemeye varana dek her bir işi yapıyorduk. Biz çocuklar için hem animatördük hem abi (süpermen), hem arkadaştık, hem de öğretmen. Çok profesyonel değildik belki ama ben seviyordum bu işi. O kadar ki okuldan sonra kendi kampımı kuracağımı düşünüyordum. Sermayesiz bir şey olmuyormuş, bunu da öğrenmiş olduk bu vesileyle. Her neyse.

Bir keresinde bir çocuk getrirdiler kampa. 8 yaşındaymış, ama 6 gibi duruyordu. Bir de zayıf... Yüzme biliyor mu, dedim. Geçen yaz yüzme okuluna gitti, çok iyi yüzüyor dediler. Ben de ertesi gün onu iyi bilenlerin sınıfına gurubuna koydum. İyi bilenleri, bilmeyenleri çalıştırsa da farke etmez, bir yüzme eğitmeni kartal bakışlı olmak zorundadır. Ertesi gün daha ilk çalışmada, bu çocuğun bulunduğu gurubu havuza soktum. Fakat bu benimki atladığı gibi battı. Dal gibi çocuk nasıl oldu da çuval gibi battı inanamadım. Çırpanma falanda yok. Hemen atlayıp çıkardım onu. Önce bir iki nefes aldı, sonra çoşkuyla -sanki az önce bungee falan yapmış gibi- "yüzmeyi unutmuşum" dedi. O kadar komik geldiki bu seferde ben batacaktım az daha.

Haliyle daha zayıf olan çocuğun üzerinde oluyor insanın gözleri. Her an suya batacak ya da diğerlerinden dayak yiyecek gibiydi. Akşamları çizgi film izliyorduk hep beraber. Bir akşam baktım, bu parmağı ağzında uyuyor. Odasına taşıdım kucağımda. Çağırıyorum, sesleniyorum uyanmıyor... Uyumuyor resmen bayılmış. Ayakkabalarını çıkarıp yatırdım. Sonra yine kampın bir günü, çocuklara light-amerikan futbolu oynatırken, bunun oyunu kazanmak için çok çaba harcadığını hissettim. Her seferinde topu alıyor, bir kaç adım koşuyor ve sonunda kendisini yerde buluyordu. Yılmıyor, tekrar dalıyordu azmanların arasına. Sonra onun takımındaki iki iri çocuğu kenara çekip uyardım. Topu ona vermelerini ve çizgiye kadar korumalarını istedim. Çocuklar başardı bu işi ve bizimki sonunda sayı yaptı. Sonra da "işte hayat buuuu!!" diye bağırdı.

En güzel anlarımdan birisiydi. Bence de hayat, onu bu şekilde bağırtabilmekten ibaretti. Hç tanımadığınız bir çocuğa çaktırmadan özgüven aşılıyorsunuz. Gerçekten bir işe yaradığınızı hissediyorsunuz. Özledim çocukları. Arsızlıklarını, terbiyesizliklerini bile özledim. İnandığım bir şeyler yapıyor olmayı özledim.

K.

 
Toplam blog
: 295
: 733
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Bugün ölseniz mesela, ya da hafifletelim biraz hadi, bu giriş çok karamsar oldu. Bugün ortadan kay..