Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çocuklarımıza "Nasıl yapılır ?"ı öğretmeliyiz...

Çocuklarımıza "Nasıl yapılır ?"ı öğretmeliyiz...
 

Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk, Hürriyet’e verdiği röportajda, öğrencilik yıllarını anlatırken “Ortaokul ve lisede okuduğum bütün edebiyat kitaplarını bulup, okuyup şöyle bir makale yazmayı düşünüyorum: ‘Ben Orhan Pamuk. Okulda altı yıl edebiyat okudum. Şimdi dünyaca ünlü bir yazarım. Bu kitaplar bana ne öğretti? Edebiyatçı olmama nasıl yardımcı oldu? Neye yaradı?’ Hiçbir şeye!..
Bir tek Sait Faik diye bir yazarın olduğunu lisede öğrendim, o kadar...” diyor.
 
Şimdi bütün gazeteler bu demeci tartışıyor. Kimi hak veriyor kimi de çok kaliteli edebiyat hocaları olduğunu, yazıyı, okumayı, edebiyatı bu hocaların sevdirdiğini söylüyor.
 
Ben de Orhan Pamuk'a bir ölçüde katılıyorum. Bizim eğitim sistemi, bilgi yığma, ezbere dayalı. Oysaki okul insana neyi nerede bulabileceğini, soru sormayı, merak uyandırmayı, araştırmayı, düşünmeyi öğretmeli. Ülkemizde herkes eğitim-öğretim hayatında yoğun bir bombardımana tutuluyor. Sistem etkileşim üzerine kurulmamış, sadece tek taraflı etkileme üzerinden işliyor. Oysaki kalıcı ve sağlıklı öğrenme etkileşim ile olur. Gereksiz bilgileri öğrencilere yükleyerek, zamanı boşa harcayarak, öğrencinin kafasını  şişirmenin, onu okuldan  soğutmanın bir anlamı yok. Aksine öğrencilere okulu sevdirmeye bakmalı, okulun insan yaşamına sürekli  artılar kattığının bilincine varılması sağlanmalıdır. Öğrenci, okulun hayat olduğunu,  değerli bilgiler verdiğini, kendisini sürekli geliştirmesi, yeni yeni şeyler  öğrenmek için okula, aklıcı bir sisteme ihtiyacı olduğunu anlayabilmeli. Çocuklar, en güzel akranlarından öğrenir, bu da etkileşimle öğrenmedir. Çocuk öğrendikçe kendisine özgüven, cesaret ve girişimcilik azmi gelir. Çocuk etrafı ile  etkileşimini artırdıkça yeni şeyler ortaya koymak için yaratıcılığını  konuşturma ihtiyacı duyar. Ancak yapabilirim diyenler atak olur ve başarıya ulaşırlar. Okullarımızdan mezun olanlar ne yazık ki "yapabilirim" diyenler değil, "yapamam" diyenlerle dolu. Peki çocuklar nasıl yapabilirim diyecekler? Çocuklara okulda "nasıl yaparım?" diye dersler verirseniz ve her geçen gün bu dersler yoğunlaşarak artarsa çocuk da bu kültür içinde artık yapabilirim der ve yapar. Hatta öyle şeyler yapar ki bunlar dünya çapında şeyler olur. Yeter ki çocukların gelişimini destekleyici programlar yapılsın. 
 
Örneğin liseden mezun olan bir çocuk şu aşağıdakileri okuldayken öğrenebilmeli.
Nasıl yapılır sorusunun cevabını okuldan alarak mezun olabilmeli. 
 
Nasıl yapılır?
 
- Kolonya
- Sabun
- Mum
- Yağ
- Zeytin
- Peynir
- Tereyağ
- Ayran
- Yoğurt
- Parfüm
- Çikolata
- Gazoz
- Reçel
- Turşu
- Komposto
- Ekmek
- Kek
- Poğaça
- Yemek
- Çorba
- Pilav
- Aşüre
- Menemen
- Yumurta
- Salata
- Köfte
- Kilim/Halı
- Kazak
- Çorap/Bere
- Dikiş
- Diş Fırçalama
- Temizlik
- Kişisel Bakım
- Çamaşır Yıkama
- Bulaşık Yıkama
- ...
 
Bunların sayısı daha da çoğaltılabilir. Teknolojik ürünler, imalat ürünleri vbg. nasıl yapılır? diye de çoğaltılabilir.
 
Bugün dünya çok hızlandı, sürekli yenilik peşinde koşuluyor, yenilik üretenler daha avantajlı bir duruma geliyorlar. Peki, ülkemizde bunun altyapısı var mı? İşte bu altyapının sağlam kurulması ve somut sonuçlarının alınması lazım. Bu işi piyasa yapıyor ama binbir zahmet ve güçlükle yapıyor.
 
Bunu okula sokmak ve okul-iş dünyası arasındaki işbirliğini de güçlendirmek lazım. Bu yapıldığında çok daha başka noktalara kolayca gelinebilir.
 
Toplam blog
: 648
: 2341
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1995 ODTU Fizik Lisans, 1998 ODTU Fizik Yüksek Lisans (Biyofizik)  mezunuyum. Özel sektörde kalit..