Çocuklarımızın başarılı olmasını istiyor muyuz?

Mayıs ayının ortalarına doğru yol aldığımız bu günlerde bahar kendini duyumsatmaya başladı. Havaların biraz daha ısınmasıyla birlikte öğrenci ve öğretmenlerimiz yavaş yavaş yaz tatili havasına girmeye başlarlar.

Okullarda, öğretmen odalarında bulunan masaların üzerleri tatil, test ve bir üst sınıfa hazırlık vb. kitaplarıyla dolmaya başlamıştır.

Şöyle ilköğretim yıllarımıza doğru bir yelken açalım. Hem tatil çabuk gelse de şu derslerden kurtulsak demişizdir hem de öğretmenlerimizin dersliklere getirdiği tatil kitapları vb.den almak için çok iştahlı görünmüşüzdür. Belki de öğretmenimizin önermesidir etkili olan.

Tatil kitapları güya, matematiksel düşünme yeteneklerini, bitişik eğik yazıya adaptasyon becerilerini, hayal güçlerini ve estetik duygularını, algı ve dikkat becerilerini geliştireceklerdir. Anne babaların çocuklarıyla nitelikli zaman geçirebilmelerini, onlara bir şeyler öğretmenin zevkini yaşayabilmelerini sağlayacaklardır.

Ben bu konularda tatil ve bir üst sınıfa hazırlık kitaplarının yeterli olmadığını hatta ebeveynlerin zorlayıcı tutumları nedeniyle olumsuz davranışlar geliştirilmesine bile yol açtığını düşünüyorum.

Her anne baba, her öğretmen çocuklarının başarılı olmasını ister. İster ister ama nedense hep bir şeyler eksik kalır. Çocuklarımızın tatille birlikte çantasını bir attığını ve bir daha eline almadığını söyleriz. Sanki zamanında kendimiz farklı bir şey yapmışız gibi. Çocuklarımızın başarılı olmalarının en etkili yolu, onlara okuma sevgisi, alışkanlığı ve zevki kazandırılmasıdır.

Öğretmen, anne ve babaların çocuklarına kitap okuma konusunda örnek olmaları gerekmektedir. Kendisi okumayan, çocuğunun eline kitabı tutuşturup televizyon izleyen ya da çocuğun dikkatini çekecek ya da dağıtacak eylemlerde bulunan yetişkinler bile bile çocuklarının okuma isteğini köreltmektedir.

Devletin eğitim ve kültür politikalarının da bu konudan gözden geçirilmesi, bazı önlemlerin alınması gerekmektedir. Ülkemiz yıllık kitap yayın sayısı ve gazete ve dergilerin toplam tirajı ile gelişmiş ülkelerin kat be kat gerisindedir.

Anne ve babalar çocuğun okumak istemediği kitaplar konusunda onları zorlamamalı, baskıcı olmamalıdırlar. Satın alınacak kitapları çocukların beğenmesi ve seçmesi sağlanmalıdır. Şiddet içeren ve ruh sağlığını bozacak kitaplar tercih ettiklerinde, onları kırmadan, karşınıza almadan ikna etmenin yolları bulunmalıdır. Çocuklarımızla birlikte kütüphane ve benzeri ortamlarda bulunmaya çalışılmalıdır. Başarılarında kitapla da ödüllendirme yoluna gidilmelidir. Özel gün ve haftalarda kitabın en güzel hediye olduğu duyumsatılmalıdır. Onunla birlikte kitaplar okunmalıdır. Odasında mutlaka bir kütüphane ya da kitaplarını koyabileceği bir raf bulunması sağlanmalıdır.

Bizim gibi okuma alışkanlık ve sevgisi yönünden yoksul, birbirine karşı ön yargılı insanların çoğunlukta olduğu toplumlarda bütün bunların sağlanması çok kolay gözükmüyor. Sınıfa kitapla girdiği için soruşturma geçiren öğretmenlerimiz vardır bizim. Kitaba suç aleti gözüyle bakanımız çoktur hala ne yazık ki.

Ancak unutmayalım okuma sevgisi, okuma alışkanlığı ve zevki kazandırabildiğimiz çocuklarımız da yaşamları boyunca ilgi ve yetenekleri doğrultusunda başarıdan başarıya koşacaklardır.