Çok Ciddi Düello...

Üniversiteye girebilmek için 78 yılında dersaneye halamların evinde ikamet ederek devam ederken kuzenlerim sayesinde merhum Enver Ören ile tanışma fırsatım olmuş ve sahibi bulunduğu gazetesinde bir konuşmasına şahit olmuş ve iki sözünden çok etkilenmiştim.

Birincisi;

- Başarılı olmanız için nefsinizi (yani ego) yenmelisiniz..

İkincisi;

Birinin hırsızlığını görseniz dahi asla yüzüne vurmayınız..

Kılıçdaroğlu, "Erdoğan'ın yurtdışındaki banka'da hesabı var" söylemiyle resmen hırsızlıkla suçlarken, Erdoğan'ın "İspatlarsan cumhurbaşkanı görevimden istifa ederim" sözleriyle karşılıklı söz düellosu içine girdiler.

Belgeler var, belgeler yok. Gerçektir, gerçek değildir.

Hırsızlıkla suçlamak doğrudur veya değildir..

Politikada böyle şeyler olur veya olmaz..

Öyle veya böyle, Kılıçdaroğlu cumhuriyet tarihinde ilk defa bir ana muhalefet lideri olarak büyük bir risk alarak ülkenin cumhurbaşkanını yolsuzlukla suçlamaktadır.

Bu durum ciddi cesaret isteyen bir durumdur.

Bu gelişmelerden iki sonuç çıkacaktır.

Çıkmalıdır daha doğrusu.

Birincisi, Erdoğan'ın görev süresinin son bulması..

İkincisi, Kılıçdaroğlu'nun görev süresinin son bulması..

Onu bunu bilmem, "Kedi kedi olalı bir fare yakaladı" misali, Kılıçdaroğlu anayasa yürüyüşünden daha fazla ses getirecek bir çıkışla politika kulvarında hiç görülmeyen iddia ile gündemin bir numarasına oturmuş durumdadır. Kamuoyuna somut sonuç açıklanmadığı sürece kazanan borsa ve döviz tuccarları olacağının altını çizmek isterim. Zira belirsizlik en çok tuccarlara yarıyor bilirsini.

Kılıçdaroğlu bu iddiasıyla başarı sağlayamaz ise M. Ali Erbil'in deyimiyle Babaeski'ye doğru yol almalıdır. Hatta Babaeski de yetmeyecek daha da ötelere gitmeye hazırlamalıdır kendisini.

Başardın başardın..

Başaramazsan Cumhuriyet Halk Partisi'nin durumu bile tartışılır hale gelebilir..

Benden söylemesi.

Demedi demeyiniz.