Çok komik!

Birileri Mısır ve İran’la karıştırıyor sanırım, tek başına sokağa çıkması sakıncalı olan kadın, araba sürmesi yasak olan, falan filan!...

Bazı insanların kısıtlanan özgürlüklerinden dolayı öyle bir bastırılmışlıkları vardır ki, ilk özgürlük hissine tanık olabilecekleri yerde patlayacaklardır; bu patlamayı da aslında kollamaktadırlar, hani bir punduna getirseler ya!

Asıl erkeklerdir yukarıda belirttiğim tarz ülkelerde bu korkulara nail olan, bilemiyorum kadınlar ne haldedir, Atatürk’ün sunduğu ortamda dünyaya gelmemden ve ailemin de bu yöndeki görüşlerinden dolayı cinsiyeti erkek olan arkadaşlarıma kız cinsiyetindekilerden farklı göz ile bakamadım!

Flörtlerim de oldu, aşklarım da; arkadaşlık duygusunu yitirmedim asla! Hala en yakın dostlarımdan en önemlileri hem dişidir cinsiyet olarak hem de erkek!

Empati yapmaya çalışıyorum, hiç cinsiyeti erkek olan arkadaşım olmamış olsaydı, hep baskı altında yaşasaydım, ilk bulduğum fırsatta ilk önüme çıkan adamla yatar mıydım?

Yatmayı geçtim, ilk erkeğe aşık olur muydum, mesela?

Vallaha, ne desem boş galiba, normal şartlarda bir kadın bunu asla yapmaz, öyle bir baskı söz konusu olduğunda ise hepten yapamaz, iş ki çileden çıkarma durumuna gelmesin!

Eeee, bu durumda da çileden çıkaranların da almaları gereken dersler var neticede… İlahi bir adalet söz konusu, kabul etsek de etmesek de…

Konuyu pek bir uzattım, huyumdur, pek sevgili Uğur Dündar’ın eşi eşsiz olarak yurt dışına çıkmış!

Eeee… Yani ne olmuş?

Bir Türk kadını yurt dışına yalnız çıkamaz mı?

Böyle bir yasak mı vardı da bilmiyorduk, böyle bir kıstas mı vardı, hayret bir şey yani!

Yalnız gezmek bazılarının sandığınca macera peşinde dolanmak değildir, önce bunu bir biliniz! Böyle düşünenlerin kendilerinin yalnız kaldıklarında yapacaklarından korkarım mesela!

Kaç kez yazdım, kaç kez söyledim, bilmiyorum, birini tanımak istiyorsanız başkaları hakkında söylediklerine, düşünce ve yaklaşımlarına bakınız!

Başkaları hakkında ne düşünüyorsa kişinin iç yüzü tam da odur, kendi hakkında, ya da sizin için sarf ettiği cümlelerin inanın hiçbir önemi yoktur!

Uğur Dündar’ın eşinin yalnız başına yurt dışına çıkışları saçma bir şekilde Ergenekon kayıtlarına girip, medyada yerini buldu!

Yalnız çıkmadığını belirtiyor sevgili Uğur Dündar, ki doğrudur, şunu da belirtti: İlle yalnız çıkmamak mı gerekli!

Offf… Aslında belki yanıt bile vermemeli!

Öyle bir cebelleşme ki, öyle bir taraflılık, aklın alması zor!

Nereden vursak peşinde olan bir takım geri düşünceler; bu insanların karılarına ve kızlarına yaptıkları eziyet olsa gerek! Bu nedenledir sanırım karı ve kızlardan bekledikleri hıyanet!

Karılar ve kızlar yapıları gereği hıyanete pek de yatkın değiller, yeter ki damarlarına basılmasın!

Kan kusturup kızılcık şerbeti içtim diye zorlananlar bile pek de sesini ve soluğunu çıkarmazken, buna rağmen örselenen, darp edilen, şırfıntı lakabı uygun görülen; sevişmek istemediğinde tecavüz edilen, ya da en ehven yol olarak başkalarına giden ve bunu da eşlerinin kafalarına, hak ve hukuk bularak, kakan erkekler varken… Yani, bu adamlar bunlara hasbelkader tanık olurken, anlayabilir mi sanırsınız Cumhuriyet Türkiye’sinde yetişmiş, kaç-göç ile örselenmemiş, kişiliğine saygı duyulmuş, tercihlerine; kız ve erkek arkadaşları olmuş, özgüveni yerinde, sevdiği ve tercih ettiği adamla evlenen bir kadın söz konusu, benzer pek çok örneği gibi…

Bilmeyenler olabilir, o nedenledir açıklama gereğim: Tercihleri vardır birçok kadın ve erkeğin! Aile zoruyla evlendirilmeyiz biz! Seçtiğimiz kişiyi ailemiz onaylamayabilir de, ancak uyarmaktan öteye geçmez bizi koruma içgüdüleri… Çoğu kez haklı da olabilirler, ancak haklılıklarını “Acaba”lar ardında tutarlar; izin verirler tercihlerini yaşamaları ve sonuçlarını görmeleri için!

Çünkü bir “Acaba” vardır hep, aklıselim her insanın hayatında, yanılıyor olabilir miyim acaba? Mutluluğunu istemeden engeller miyim en sevdiğim kişinin?

Bazı kişiler doğurdukları ve doğurttukları çocuklar üzerinde, hem de, yetkisiz bir şekilde hak iddia ederler!

Saç okşamadan, yaşamına yararlı bir bilgi katmadan…

Doğurdukları ve doğurttukları nedeniyle beklentiye girenler, hak iddia edenler!

Cinsiyeti doğurmak ve doğurmak olarak algılayanlar!

Korkularınız işte bu yüzden!

Ne desem boş, ne denk gelir okursunuz, ne denk gelse anlarsınız! Hatta, anlamadan alınırsınız! Ne dedi bu kadın şimdi, sanırsam kötü bir laf etti!

İyice alınanlar da çıkabilir, birkaç tanıdığı yetkili kişilere “Hele bir araştır ağam, Kurbanın olam!” da diyebilir!

……

Türkiye Cumhuriyeti’nde kadınlar yalnız da gezebilir!

Yalnız gezen bir kadın sizin sandığınız gibi potansiyel aşk arayışı içinde değildir!

Siz yalnız gezdiğinizde bunları yapıyor olabilirsiniz, ancak lütfen bilin ki herkes sizin kadar aç değildir!

Ve seks, ve aşk sandığınız kadar ucuz değildir!

Kalite ile ölçülür bu durumlar, ne bağırış ne çağırış, ne de yüksek ses… Ne de illa ki demagoji yöntemiyle durumdan sıyırma!

Demek ki sizin eşleriniz yalnız katıldıkları her yerde kafa karıştıran olaylara karışıyor!

Öyle mi beyler?

Vallaha, kadın adıma, ben sizin eşlerinize yakıştırtamıyorum, siz, anlayamıyorum nasıl oluyor da yakıştırıyorsunuz?

Ha, Uğur Dündar’ın eşi, ha sizinki!... Aynı coğrafyada büyümedik mi?

Ah, pardon, bizler biraz daha Türkiye’li olmayı tercih ettik, Arap ya da İran, ya da tam anlamıyla Müslüman Devlet olmak yerine Atatürk’ün Türkiye’sinden yana tercihimizi kullandık!

Türkiye Cumhuriyeti kadınları özgürlüklerini savunurken, sevdikleri insana ihanete çanak olarak kullanmazlar!

Uğur Dündar’ın eşi, olmaz ya, tutun ki sizin gibi düşündü, önce boşanır sonra yoluna bakardı! Sizler için anlaması, biliyorum, elbet pek bir güç, bilemediğiniz bir duygu, bir onuru, bir düşünceyi anlatamayacağımın bilince olarak, yine de eğer ufacık bir düşünsel, yargısal anlamda bir minik katkım olmuşsa eğer, kızmak ne kelime, mutlu olacağım!

Uğur Dündar da tanık olsa bu duruma, aynı dileklerde bulunurdu, eminim!

Özgür büyüyen kadınlar ve erkekler, hep daha iyi severler! O yüzdendir ihanet nedir pek de bilmezler!

Bastırılmışlıklardan korkmak gerek diye boşuna söylemiyorum; ah kendime reklam arası verdim, ancak vallaha da ben sıkıldım artık tekrarlamaktan, gerçekler sıkılmadı aynı teraneden!

Yurt dışına yalnız çıkabilen kadınlar, ama iş için, ama keyif, kaç erkek yerinizde olmak isterdi ki, bilir misiniz!

Bu nedenledir, ciğere mundar deme durumları, söylemesem de, elbet, bilirsiniz!

Okur mu birileri, anlar mı, hiç sanmam!

Bir at gözlüğü var ki, nedenidir bunca uzun satırların!

At gözlüklülere değildir elbet sözüm; taksam mı takmasam mı durumunda kalanlar, kaç kişisinizdir bilinmez, ancak bir gerçek var ki: Kadınlar sizin gibi poligam değillerdir!

Bilmem, anlatabildim mi?

……

Sevgili Uğur Dündar, sevgili eşi ve çocukları: Lütfen, kendinizi aklamaya çalışmayınız! Kendini bilen her kişi sizi zaten tanıyor, ben ve benim gibiler; yani, aklı selim kişiler işin aslını biliyor, bilmek istemeyenlere ne olur sizi kendi nezdinizde sıkıntıya sokacak, kendinize yakışmayacak açıklamalarda bulunmayınız!

Kimseye hesap verme zorunluluğunuz yok!

Elbet, canını sıkar bu durumlar insanın, ama lütfen, pek de önemsemeyiniz!

Önemsendikçe siz gibi saygın kişiler tarafından, bazı değerler tartışılmaya değer bulunuyor, sizi zaten bilen biliyor, eşinizi de; canınızı hiç sıkmayın!

İnanın, birilerinin canı daha çok sıkılır, bu sebeple!

Sevgilerimle…

Gülgün Karaoğlu

Mayıs,25/09