Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '11

 
Kategori
Siyaset
 

Çok komik yargılar bunlar

Çok komik yargılar bunlar
 

Yani olayların vahametine rağmen bu kadar güleceğime asla ihtimal vermiyordum. Gerçekten “burası Türkiye, her an her şey olabilir” aforizması ülkemiz hukuku üzerinde ve özelinde de yerini buluyor. 

Şu bizim ti’ye alınacak duruma düşen, karikatürize edilmeyi hak eden yargımızdan bahsediyorum. Ne yaptığını bilmeyen, kimleri salıverdiğini, kimleri tutuklattığını kestiremeyen, verdiği cezanın suça denk olup olmadığını anlamayan, hangi sözün yargıya müdahale olup olmadığını fark etmeyen yargıdan… 

Allah aşkına daha dün 10 yıldır yargılayamadığı mahkûmları salıveren bu yargı değil miydi? Ergenekon sanıklarını bir yandan bırakan, öte yandan olmadı yeniden tutuklatan ve dolayısıyla “ne yapacaklarını” bil(e)meyen bu yargı değil mi? Bu yargı binlerce dosyasını “koyacak yer bulamadığı” için PTT ve kargolarda kira (ödeyerek mi) bekleten yargı değil mi? Kemal TÜRKLER’in 1980’lerden itibaren süren davasını 30 (otuz) yılda sonuçlandır(a)mayan da bu yargı değil mi? Hrant DİNK’in öldürülmesinin üzerinden 1465 (bin dört yüz altmışbeş) gün geçmesine rağmen katillerine ulaşabildi mi? Biz mantıkla ulaşırken yargı delillerden olaşamıyor mu? Ulaştığı kukla “çocuğa” bir ceza verebildi mi bu yargımız? Yargımız HABERAL’ın raporlarına kör ve sağır kalmadı mı? Hangi birini söyleyeyim ki? 

DEMOKRAT HABER yazarlarından Sayın Cemile BAYRAKTAR yazmıştı; “on yılda davayı bitiremeyenler iki saatte başörtüsü yasağı getirdi” diye. Yargımızın fotoğrafını ne kadar manidar ve güzel çekmiş… Sahi bu yargı başörtüsü dışında bir şeye bakamaz mı? Şu anda yıllardır davaları sürüncemede olup hapis yatanların tümünü “başörtüsü suçlusu!” yapsak ve böylece davalarını bir an önce sona erdirseler olmaz mı? Belki… 

En son bugün (23 Ocak 2011) Hizbullah davasında 10 yıldır yargılanmaları netice vermediği için serbest kalan (tutuksuz yargılanan) Hacı İNAN yeniden tutuklandı, gerekçe “sivillerle irtibata geçmeleri”ymiş. Neymiş efendim? “Sivillerle irtibata geçmişmiş”. İnanın şu anda katıla katıla gülüyorum. Ne yapacaklardı peki? Askerlerle mi irtibata geçeceklerdi? Yoksa derin devletle irtibata geçmeliydiler de yanlış mı yaptılar? Yah Allah müstahakkınızı versin, siz adamı öldürürsünüz ya. Bırakılan Hizbullah elemanları tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmışlar ve bunlar bütün gözlerin üzerlerinde olduğunu biliyorlar ve dolayısıyla varsa kötü emelleri hemen “işe” başlarlar mı? İnanın nasıl güldüğümü anlatamıyorum. Bu gidişattan Yılmaz ERDOĞAN’ın “Çok Güzel Hareketler Bunlar” komedisine bir yıllık malzeme çıkar. 

 
Toplam blog
: 62
: 739
Kayıt tarihi
: 15.01.11
 
 

İnsan Hakları Aktivisti - Yazar Diyarbakır'da ikamet ediyor, Hiç kimseyi ötekileştirmeden, hiçbir..