Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '12

 
Kategori
Mizah
 

Çok Şey mi İstedik? Üşenme emi!...

Çok Şey mi İstedik?  Üşenme emi!...
 

Hayatımızda telefon sesi yoktu henüz, televizyon yok, iletişim sağlamanın hem çok önemli hem de çok değerli olduğu yıllardı yetmişli yıllar ailesinden uzakta yaşamaya yeni alışıyordu insanlar, Almanya en çok duyduğumuz, en uzak gurbetti ve adı   "Acı vatan"dı.

Dumanla ve güvercinlerle haberleşme zamanını da geçmiştik artık  ve " Okur yazar" bir toplum olma yolunda ilerliyorduk mektupla  haberleşmeler sağlanabiliyordu o vakitler. Bir mektubaysa epeyce mesai harcanırdı. Önce zarfı ve kağıdı alırsın, daha önce gelmiş bir mektuba cevapsa yazacağın hiç bir soruyu ya da konuyu  cevapsız bırakmamak için  bulup yanına alırsın. Eğer kendin yazamıyor da bir başkasına yazdırıyorsan mektubunu "Sırlar"  üç kişilik olmuştur en az, üçüncü kişi kimseyle paylaşmaz ise!...

Evvela mahsus selamla başlayıp, çekilen hasretten, ailedeki çekişmelerden,  bayramlarda barışmalardan, yeni doğan çocuktan, mahalledeki ölümden, ekilen tarladan, ürünün miktarından, evdeki hayvanlardan, sıcaktan, soğuktan, kısaca sıladaki  herşeyden haberdar edilmek istenirdi gurbete giden... Kendisi değilde birine yazdırıyorsa mektup sahibi mektubunu aralarda "Bir oku bakalım" diye de  yazanı  çileden çıkarırdı da yazan kendi kendine;  neyse bir daha bu adama- kadına mektup yazarsam ne oluyum  diyerek teselli bulurdu kendi içinde... Saatler sürerdi bir mektup böylece, nihayet biter yazma işlemi evin en küçük çocuğu çağrılır çoğunlukla, yürümüyorda beşikteyse binbir güçlükle illaki beş parmağını açtırıp eli çizilir kağıda (... elinizden öper), eğer çizilmezse o beş parmak  mektup eksik kalırdı. Tüm ailenin tek tek selamlarıyla  ve acele cevap beklerim demeyi ihmal etmeden son bulurdu mektup,

Acele beklenen cevapsa en yakın bir iki haftada gelebilirdi. Neyse mektup tamamlanmıştır, zarf kapatılır çoğunlukla aynı gün postaya verilemezdi. Gün uygunsa postaneye gidilir yurt içi ve yurt dışı yazan kutulara dikkat ederek atılır  ve böylece mektup yola koyulmuş olurdu. Sıra cevabı beklemeye gelmişti...

Unutamadığım iki  mektubu da paylaşmak istedim bugün geçmişe özlem ve selamla!..

Okuma yazmayı iyice söktüğüne inanmış olmalı ki mektup yazıyor yeğenim. Daha önce duyduğu mektup cümlelerini sıraladıktan sonra  ... cığım şimdi sen "Buradan ne istersin, sana ne hediye getireyim? diye sorarsın."  Ben senden bir tek dört  tekerli  bisiklet istiyom diyerek kendi beş parmağını da  ekliyor ellerinden öperim  deyip  defterini kapatıyor.(Adresine asla ulaşamayacak bir mektuptur) Aradan epeyce bir süre geçtikten sonra aile içindeki konuşmalara dayanarak umudunu kesmiş olmalı ki; Defterinin bir sonraki sayfasına bir mektup daha yazıyor. ...

"Nasıl  sevinmiştim bugüne kadar ama yine de canın sağolsun" diye devam ediyor sonraki mektubuna bu sefer elini çizip selam bile göndermiyor. Çok gücenmiş olacak ki  "Ne olmuş yani çok şey mi  istedik senden, getirmezsen getirme" diye bitiriyor ve yine kapatıyor defterini çantasına yerleştiriyor. Annesi  bulup okumuştu bize bu özel mektubu,

Kızını  evlendirmiş anneyi  fırsat buldukça da ziyaret eder  kızı ve damadı!... Evlilikleri sürüyor, herkes birbirinin kusurlarını görmeye başlıyor olmalı ki; zamanla şikayetler başlıyor, kayınvalide geçiştiriyor. Fakat kayetler bitmiyor. Damat  bir gün kayınvalideye, hal hatır sorup, saygı ve hürmetinden sonra anneciğim, bak  kızına elini sıcaktan soğuğa sürmüyor. Her işi  yapmaktan bıktım ben, artık sende öğren birşeyler yap diyorum oralı olmuyor gibi arzularını sıralarken, kayınvalide kesiyor sözünü damadın, de bakayım bana evladım.  Geldin sen benden kızımı istedin ben de vardim. Aşçı istiyom, temizlikçi istiyom, ütücü istiyom  demedin ki  ...yı istiyom senden dedin ben de verdim. Ne oldu  sana da hepisini birden istiyon şimdi? dertlenme oğlum  hayat müşterek, kim biliyorsa o yapsın, madem  şimdiye kadar yapmışsın üşenme evladım yine yapıver evinin işini  emi!.. Dedikten sonra manisini de ekleyip,

"Tükendi söz, karardı köz, kalkın gidin siz yatacağız biz" diyerek uğurlar kızı ve damadını, Nur içinde yat teyzem, 

Çok sevdiğim  bir anıdır. Yeniden yayınlamak isedim herkese güzel günler dileyerek, 

15.11.2018

 
Toplam blog
: 209
: 350
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Kurşun kalemden gelen ağaç kokusunun kağıtla buluşma büyüsüyle yoluna devam eden, Lise mezunu, ha..