Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '08

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Çok sıkıcıyız

Böyle söylüyor yaşı ve gönlü genç olanlar bize.
Biz kimiz peki… Yerel TV lerde program yapanlar, haber yapanlar, gazetelerde yazı yazanlar…Bilgi bombardımanı altında yaşıyor artık herkes. İnternet, reklamlar, haberler, gazeteler…Bir gazete yazarı ya da TV habercisi içinde bilgiye ulaşmak artık çocuk oyuncağı... Google denilen sayfayı açıp dünyanın her tarafındaki bilgiye erişebiliyor. Yani artık haber yapmak onlar için çok kolay…
Ama zor olan bir şey var ki. En önemli problem de orada.
Farklı olmak, herkes tarafından bir nebze de olsa bilinen bir konu ya da haberi farklı işlemek.

Üstelik bunu yaparken taraf olma tuzağına düşmemek, bilgiyi en kısa ve öz şekilde aktarmak. Yabancılaştırmadan…
Mesela TV programlarına, haberlerine bakalım. Özellikle yerel TV lere…
Genellikle gençler çalışıyor ama haber mantıkları veya program anlayışları çok eski.

İki arada bir derede kalmışlar. Örnek olarak önlerinde sadece yaygın TV ler var. Orada da, ya güzel kadınlar ya da iliştirilmiş programcılar var. Özgün ve doğru örnekler genellikle kıyıda köşede kalmış uydu TV lerinde. Onları izlemek, yaptıklarını örnek almaksa zor iş.

Haber programlarındaki muhabirler TELEVOLE sunucusu gibi bir olayı anlatırken iki ileri bir geri gidip bağırarak haber anlatıyor veya bildiriyor.
Spikerler ise genellikle kadın. Onlar da ciddi görünmeye ve aslında çok ta önemli olmayan haberleri abartarak vermeye çalışıyorlar. Ne yapsınlar, yerel haber yapmak aslında çok zor iş. Tabii, oda başkanları ve siyasi partilerden gelen açıklamalarını haber kabul edip, bir de onlardan gelen metinleri ayni şekilde okursanız çok kolay… Hele ki arşiv görüntünüz de varsa tadına doyum olmaz.
Ya programlar… Yüzü hiç gülmeyen, program yaptıkları konu hakkında ders çalışmamış programcılar yanlarına aldıkları konuşmacıya üç soru sorup işi bitiriyorlar. Birini izledim ki tam kapaklık… İlk soru aynen şöyle idi.

- Sayın ….. . Neden böyle..?

İşi ilk dakikada bitirdi sevgili sunucumuz..
Yerelde böyle peki ama yaygın kanallarda durum farklı mı…Bunların büyükleri de ayni.

Ayaklarına kurşun sıkıyorlar ama farkında değiller.

Geçmişte ayni süreci yerel gazeteler yaşadı. Kendilerini geliştiremedikleri için tirajları giderek düştü. Neyseki son dönemde AKP iktidarı resmi ilan adı altında bir kıyak yaptı ve günlük gazeteler 150 de satsalar 1000 de satsalar iyi reklam almaya başladılar. Yoksa tümden gitmişlerdi.

Şimdi ayni şey yerel TV ler için geçerli. Bu sıkıcılık ve boşvermişlikle devam ettikleri sürece giderek izlenmeyecekler ve bitecekler… Hele ki reklamlar hakkında hiçbir şey demiyorum. Geçen bunca süre içinde reklam veren eğitimi yapılamadı. Reklamverenler iyi kötü yayın ayırımı yapmadan salt feodal ilişkilerine göre reklam vererek olumlu iş yapanları yüceltmediler.

Tüm bu söylediklerimiz gazeteler için de geçerli tabii… Ajanslardan gelen haberler kes yapıştır yöntemi ile sayfalara taşınıyor. Hürriyet ve Sabah gibi örneklere bakıldığında da ayni şey geçerli. Sadece manşet değişiyor. Koca Türkiye’ de haber sıkıntısı çeker gibi iki gazete de ayni haberlerle çıkıyor…
Bu sektörde çalışan herkesin, ama herkesin şapkayı öne alıp düşünme zamanı geçiyor.

Hepimiz çok sıkıcıyız.

Gençler bizi sevmiyor, okumuyor, izlemiyor…

 
Toplam blog
: 6
: 1132
Kayıt tarihi
: 12.04.08
 
 

Ordu Aktüel Dergi Editörü. Ordu Olay Gazetesi yazarı ve Kanal 52 TV Program Yapımcısı...