Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Cumhuriyet fazilettir. Peki, Fazilet ne demektir?

Cumhuriyet fazilettir. Peki, Fazilet ne demektir?
 

Cumhuriyetin 86. yıldönümünü onuncu yıl marşı eşliğinde kutladık.

*****

Çoğu davranışlarımızı düşünmeden, alışkanlıkla yapıyoruz. Alışkanlığı da bize ailemiz, okulumuz, daha sonra da yakın ve uzak çevremiz kazandırıyor. Aldığımız kültür ve edindiğimiz bilgilere göre de bir kanaat sahibi oluyoruz sonra da bir ideolojiyi, bir felsefi görüşü savunurken buluyoruz kendimizi… Ama eğri, ama doğru…

Buraya kadar her şey doğal. Ancak farklı düşünceler yüzünden insanlar birbirine girmiyor mu, o zaman benim şalterlerim atıyor. Çünkü o iki kişi yer değiştirmiş olsaydı, bu sefer de tam tersi fikirlere sahip olacak ama yine birbirine kızacaktı.

Bu tip şeyleri insanın ya çok iyi düşünmesi, ya da çok iyi gözlemlemesi lazım.

Aynı görüşün farklı fraksiyonlarını benimsemiş iki yeğenim var. Aynı ananın babanın çocuğu bu iki kardeşten biri farklı bir üniversitede farklı kişilerle tanıştığı için A görüşünü benimseyip onu her şeyin üstünde kutsal bir yere oturturken, diğeri de değişik bir üniversitedeki değişik çevrenin etkisiyle B görüşüne saplanıp kalmış.

Her iki görüşün de aile çevresiyle uzaktan yakından bir ilgisi olmadığı için, tamamen Üniversite camiasının etkisiyle oluştuğu kesin.

“Sizler tam tersine, seçiminizi birbirinizin üniversitesine yapsaydınız, aynı çevrenin etkisi altında kalarak, şu anda zıt fikirleri savunuyor olmayacak mıydınız? O zaman ne hakla ve hangi akılla birbirinizi beğenmiyorsunuz, küçümsüyorsunuz, alay ediyorsunuz, veya kızıyorsunuz” diyorum, ama yine de kimseyi ikna edemiyorum.

İnsanın -bilinçsizce- bir ideolojiye bağlandıktan sonra, ondan ayrılması zor oluyor. Bilinçli olduğunuz zaman zaten kendinizi yok farzedip tamamıyla başka birine bağlanamazsınız. Eğer o ideolojiyi savunanların amacı, sizi avlamak değil de size yol göstermek, sizin ufkunuzu açmaksa, onlar da zaten sizden böyle kayıtsız şartsız bağlılık istemezler.

Cumhuriyeti ve demokrasiyi onun için sevmiyor muyuz?

İnsan onuruna yakışan en iyi yönetim biçimi olduğu için ona bağlıyız. Yarın daha iyisi çıkarsa, elbette hemen ona yöneleceğiz. Çünkü biz her şeyin en iyisine layığız. Onun için sürekli arayış içindeyiz.

Cumhuriyetin ve demokrasinin sadece adına bağlanacaksak, uygulamalarımız aynen “padişahım çok yaşa” bağnazlığıyla devam edecekse, bu ne biçim cumhuriyet, bu nasıl demokrasi?

Seksen altıncı yılımızda çok büyük sancılar içindeyiz. Henüz “milletçe” cumhuriyetin bütün faziletlerini benimseyebilmiş değiliz.

Atatürk’ün “Cumhuriyet fazilettir” diye bir sözü var. Vaktiyle Fazilet Partisi bayramlarda bunu afiş yapıp asıyordu.

Fazilet, "ahlakın övdüğü iyi olma durumu, alçak gönüllülük, yiğitlik, doğruluk gibi niteliklerin genel adı, insanın ruhsal olgunluğu, erdem" demektir.

Eğer cumhuriyeti bu anlamıyla kavrayabilseydik, Cumhuriyet bayramı bu güne kadar gereken coşkuyu bulamaz mıydı?

Bayramlar, herkes tarafından ortaklaşa kabul edilen sevinç günleri olduğuna göre, toplumun bir kısmını dışlayan bayram olur mu?

“Bu da ne demek şimdi?” diye soranların, bugünkü cumhuriyet bayramı kutlamalarına iyi bakmaları gerekiyor. Sanki ülkede iki ayrı cumhuriyet var. Biri öyle bir cumhuriyet ki, cumhurun başkanı, askerlerden korkusundan resepsiyona eşini bile çağıramıyor.

Oysa biz cumhuriyeti, kadını özgürlüğüne kavuşturan, onu eve hapsolmaktan kurtaran, her zaman her yerde özgürce eşinin yanında yer almasını sağlayan bir rejim diye öğrenmiştik...

Başka bir şey söylemeye gerek var mı?

*****

Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..