Cüneyt Özdemir Kayışı Kopardı

Cüneyt Özdemir’i nasıl bilirsiniz? Ben kendisini demokrat, çağdaş ve eleştiriye açık biri olarak bilirdim… Olaylara olan yaklaşımı ile zaman zaman ne kadar farklı bir açıdan bakılabileceğini gösterirdi bana, bunu yaşanan duruma tek bir pencereden bakmamak gerektiğini vurgular konuşmaları ile bellide ederdi mutlu olurdum. Bazen bir konuya olan takılmışlığı ise beni rahatsız ederdi. Saatler sürecek dikteleri, her gün aynı konu üzerinden incik cincik edilen yaklaşımları “zaman doldurma” kaygısından ziyade “detaycı” görünme isteğinin yansımasıydı bana göre…

Cüneyt Özdemir’i 5N1K’dan, Radikal Gazetesi’nden, kendi kurduğu internet sitesi Dipnot’tan ve sosyal paylaşım ağı Twitter’dan takip halindeyim. Yaptığı paylaşımlar ile interaktif bir gazetecilik örneği verirken, internetin ve teknolojinin nimetlerinden yararlanıyor olması bana heyecan veriyordu. Programı sırasında tüm sosyal medya ağlarını ve teknolojiyi kullanıyor izleyici ve takipçilerinin akıllarındaki soru işaretlerini yanıtlamak için çabalıyordu. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) gönüllüleri için çekilen ve kendisinin hazırladığı TEGV’in 15.Yılı adlı belgeselde TEGV’in gönüllülerine seslenişi benim tüylerimi diken diken ediyor, heyecanlandırıp, fazlasıyla etkiliyordu.

Wikileaks belgeleri ortaya çıktığında daha Türkçe çeviri dahi ortada yokken Cüneyt Özdemir ve ekibi büyük bir heyecan ve özveri ile çalışmaya başladılar. Belgeleri Türkçe’ye çevirerek anında internet üzerinden paylaşımlar yaptılar. Ancak bu wikileaks sürecinde öyle durumlar yaşandı ki Cüneyt Özdemir’e hiç yakışmadı.

Öncelikle Radikal Yazarı Hakkı Devrim’le karşı karşıya geldi Cüneyt Özdemir. Şişirilmiş egosuyla Hakkı Devrim’i ilgi çekmemekle ve takip edilmemekle itham etti. Hakkı Devrim köşesinden verdiği “Ko’medya” başlıklı yanıtıyla Cüneyt Özdemir’i ters köşe etti. Deyim yerindeyse ağzının payını verdi. En ağırı da şu cümleleri oldu:

“Radikal’deki yazım okunsun diye, köşesinde aynı gün, resmini de kullanarak «Tarkan’ın kıllı bacakları»’ndan, «Cüppeli Ahmet Hoca’nın seks kasetleri»’nden, önemli bir tartışma diye, bir filmdeki «padişahın sevişme sahnesi»’nden aynı gün ve yan yana bu üç mûtena konudan söz etmek gerekiyorsa senin dün yaptığın gibi evlat, ben bu yarışta yokum, demektir. Bugüne kadar da hiç olmadım.”

Bu eleştirileri kaldıramamış olacak ki Özdemir daha da hırçınlaşarak Twitter’dan sağa sola sarmaya başladı. Kendisi için yapılan olumlu, olumsuz eleştirileri önemsemediğini belirten Cüneyt Özdemir Twitter’daki takipçi sayım Taraf’ın, Cumhuriyet’in hatta Radikal’inkinden daha fazla dedi! İşin kayışının koptuğu yer ise Özdemir’in Twitter sayfasından kendisini eleştirenlere söylediği şu sözler oldu:

“Afedersiniz ama sizin bu pek kıymetli twitter sayfanızın içine mi s..yoruz. Yoksa bizim için önemli bu çevirilerle kafanızı mı s...yoruz?”

Bir gazetecinin hele ki kendisinin de dediği gibi binlerce takipçisi olan bir gazetecinin böyle bir yorumu yazılı hale getirmesi ne kadar acı. Şişirilmiş egosuyla istemeyen takip etmesin diyebilme özgürlüğünden yola çıkarak söylediği bu sözün kabul edilebilir hiçbir yanı yok bence. En kısa zamanda özür dilemeli bu patavatsızlığını affettirmelidir.

A.Buğra TOKMAKOĞLU

Abtokmakoglu@gmail.com