Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mart '14

 
Kategori
Dünya Kadınlar Günü
 

Daha çok yolumuz var

Daha çok yolumuz var
 

Alıntıdır.


Sekiz mart arifesindeyiz. Yine ülkemde kadınlar  sözlü yada fiziksel şiddet görüyor, haksızlığa, yoksulluğa boyun eğiyor, ihanete uğruyor,  yine ikinci sınıf vatandaş olmaktan kurtulamıyor.

Bu sabah televizyonda prof.dr. Üstün Dökmen; "Ülkemizde Kadın pis mekanların sorumlusu, erkek temiz mekanların efendisidir. Mutfağı, banyoyu, lavobayı temzlemek kadının görevidir, en temiz koltuğa oturup tv. izlemek erkeğin, erkeğe abartılı değer verildi daima! Mesela; sinek kadar olsun kocan olsun.dendi kadına, Maganda erkeği de kadın yetiştiriyor derler. Hayır hiç bir kadın maganda yetiştirmez, magandayı toplumun feodal yapısı yetiştiriyor" diyor. Yaşarken çocuklar iyi olduğunda babanın, kötü olduğunda annenindir, sadece işi, gücü, eğitimi, konumu ne olursa olsun öldüğünde annenindir çocuk, ebedi istirahat evine bırakılırken  hiç kimseye baba adı söylenmez mazallah bir yanlışlık olur diye, Ali'nin oğlu denmez Ayşe'nin oğlu denir. Prof.Dr. Zehra Dökmen ise; Maduru suçlama eğilimi var toplumumuzda, Tökezleyip düşene "düz yolda yürüyemiyor deriz",  ikinci sınıf olmayı kadına toplum dikte ediyor."diyordu.

"8 Mart 1857’de New York’ta bir dokuma fabrikasında çalışan 40 bin işçi, 16 saatlik işgününün 10 saate indirilmesi ve ücretlerde artış yapılması talebiyle greve başlamıştı. 40 bin kadın işçinin örgütlediği bu grev o zamana kadar ki en kitlesel kadın eylemlerinden biriydi. Eylemi durdurmak isteyen polis kadın işçilere saldırmış, fabrika yönetiminin de desteğiyle binlerce işçinin fabrikaya kilitlenmişti. Bu sırada çıkan yangında içeride kilitli kalan işçilerden 129’u yanarak can vermişti.

Olaya ABD basınında neredeyse hiç yer verilmemiş, fabrika yönetiminin ve polisin tavrı halktan gizlenmeye çalışılmıştı. Buna rağmen, işçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katılmıştı.1910 yılında Kopenhag’da gerçekleştirilen İkinci Enternasyonal’e bağlı Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda kadın ve emek mücadelesi masaya yatırılmıştı. Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nden Clara Zetkin, bu konferansta yaptığı konuşmada kadınlar için bir mücadele günü belirlenmesi gerektiğini söylemişti. Zetkin’in önerisi kabul edilmiş, her ülkenin sosyalist kadınlarının her yıl aynı gün, kendi ülkelerinin işçi sınıfı örgütleriyle mutabakat içinde bir kadınlar günü düzenlemesi kararlaştırılmıştı.

Bu gün, dünyanın neresinde olursa olsun kadınlara uygulanan sömürü ve baskıya karşı mücadeleyi yükseltme amacını taşıyordu. Kadınların seçme ve seçilme hakkını alması, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması ve emperyalist savaşa karşı mücadele, bütün dünya kadınlarının ortak mücadele ilkelerinin başında yer almaktaydı.
Uluslararası anlamda ilk emekçi kadınlar günü 19 Mart 1911’de düzenlendi. Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de gösterilere katılan on binlerce kadın seçme ve seçilme hakkının yanı sıra kadınlara iş ve mesleki eğitim verilmesi, çalışma alanlarında kadın-erkek eşitliği sağlanmasını talep etti.

1913’te 8 Mart’ta düzenlenen kadınlar günü Rusya’da da kutlandı. Çarlık Rusyası şartlarında açık gösteri düzenlemenin neredeyse imkansız idi. Ancak birkaç yıl sonra devrim saflarında savaşacak öncü sosyalistler, kadınlar gününün gizli etkinliklerle kutlanmasını, iki yerel işçi gazetesinde günün anlam ve önemini anlatan yazılar yayınlanmasını sağladılar. Hatta bu yazılarda Clara Zetkin’in dayanışma duygularını ilettiği ifadelere yer verdiler.  kadınlar gününün 8 Mart’ta kutlanması kararıysa 1921’de Moskova’da yapılan Üçüncü Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda alındı.

Bu kararla 8 Mart 1857’de yaşamını yitiren 129 kadın işçinin ve 8 Mart 1917’de Şubat Devrimi’nin fitilini ateşleyen grevleri başlatan, “ekmek ve barış” sloganıyla sokaklara dökülen Petrogradlı dokuma işçisi kadınların anısına 8 Mart, Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlandı. Emekçi Kadınlar Günü’nün tarihinin sabitlenmesi ile Sovyetler Birliği’nde ve daha sonra kurulan tüm sosyalist devletlerde bu gün resmi tatil ilan edildi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanmasını, kutlamaların başlamasından yıllar sonra, 1977 yılında kabul etti. Ancak BM, bu günü kadınların mücadele günü olarak göstermekten geri durdu. BM’nin ilgili kararında günün tarihçesine değinilmedi. Hala BM’nin internet sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, günün 8Mart 1857’de New York'ta ölen dokuma işçilerin anısına düzenlendiği yazılmadı.Türkiye’de ilk kutlama TKP’li kadınlardan
Türkiye’de ise 8 Mart ilk kez 1921 yılında Mustafa Suphi ve 14 arkadaşının öldürülmesinin ardından Ankara yakınlarında bir bağda gerçekleştirilen anma toplantısında Türkiye Komünist Partisi üyesi kadınlar tarafından kutlandı. TKP’li kadınlar 8 Mart’ın “Emekçi Kadınlar Günü" adıyla kutlama kararı almıştı. Türkiye’de 12 Eylül 1980 darbesinin sonrasında dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı.
Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Türkiye’de ve pek çok ülkede emekçi kadınların mücadele günü olarak sokaklarda, meydanlarda binlerce kişi tarafından kutlanıyor." (soL - Haber Merkezi),,

Ben  ise bu söylemi doğru bulmuyorum. tabi ki isteyen her olayı, kişi ya da günü istediği şekilde yad edebilir. Ancak böyle büyük  acıların karşısında kutlama değil olsa olsa ANMA  programları düzenleyebiliriz, hem kendi haklarını korumak, maddi manevi  insanca çalışma koşullarına kavuşabilmek hem de gelecek nesillerin mücadele yolunu açmak uğruna canından olan onca kadın adına  yazarak, konuşarak, bilinçlendirme panelleriyle, sergilerle,  yıllar yılı yaşanmış  ve hala yaşanan acılara karşı  iki bin on dört yılında hala kutlama yapabilecek zihniyeti taşıyorsak, en aydın saydığımız oluşum grupları dahi, daha kat etmemiz gereken çoook uzun yollar var demektir. Ben kendi adıma yaşadığı dünyaya emek veren, çağa uygun gelişmelere bağlı  haklarına sahip çıkmak, adil yaşam hakkını aramak, onurunu korumak, emek verdiği alan ne olursa olsun emeğinin karşılığını alabilmek, Sömürülmeden, sindirilmeden, haksızlığa maruz kalmadan yaşamanın  kadının da en doğal hakkı olduğunu düşünerek  verdikleri onurlu mücadeleyi  yürekten destekliyor kendilerini saygıyla anıyor yeni nesillere örnek olabilmelerini diliyorum. Tüm kadınları savaşsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle kucaklıyorum.

Cemile

 
Toplam blog
: 209
: 350
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Kurşun kalemden gelen ağaç kokusunun kağıtla buluşma büyüsüyle yoluna devam eden, Lise mezunu, ha..