- Kategori
- Siyaset
Dalkavuklukta Sınır Tanımazlık
- “Başbakanın yüksek müsaadeleri sonrasında” ki Rektör Arif Yılmaz böyle ifade buyurmaktadır, “Üniversite senatosu olarak, Rize Üniversitesinin adını Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi olarak değiştirilmesi yönünde karar almış bulunmaktayız” diyor.
- Meali odur ki, “Dalkavuklukta ve siyasal iktidara yaltaklanmada sınır tanımıyoruz”.
- Zamanın da, yani 12 Eylül’ün en renkli zamanlarında, anlı şanlı prof! ünvanlı şahsiyetler, bir darbeci başı olan Kenan Evren’e de fahri doktorluk payesi verebilmek için top yekûn bir çaba içerisine girişmişlerdi. Hatta yarış halindeydiler ve bu yarışı, dalkavukluk ve yaltaklanma konusunda eline su dökülmeyecek maharetlere sahip, dönemin İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Yılmaz Altuğ önde tamamlamış ve aynen o zamanda da “Sayın Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in yüksek müsaadeleri” incisini patlatıvermişti.
- “Ne yapalım yani, adam istiyor, vermeyelim mi?” diyebilecek kadar ileri gidebildiler mi, bilmiyorum. Rivayet odur ki, Kenan Evren güya kendisi talep etmiş fahri doktorluk payesini ve üniversite senatosu da gereğini yapmış.
- Yine rivayet odur ki, Kenan Evren’e verilen fahri doktorluk paye törenine katılmayan dört tane onurlu bilim adamı da, töreni televizyonlardan gözü yaşlı bir şekilde izlemişler. Sonrası ise malumunuzdur. “1402’likler” diye de siyasi literatürümüze girmiş olanların kervanına katılmışlar.
- Yetmemiş tabii…
- Memleketin o “anlı şanlı üniversiteleri ve bilim adamları!” sıraya girmişler, “Sayın Cumhurbaşkanım, biz de size fahri doktorluk payesi vermek istiyoruz” diye yalvar yakar olmuşlar. Kenan Evren, yani darbeci başı, yani o zamanın silah zoruyla cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuş şahsiyeti “zamanım yok çocuklar, bir tane yeter” diye mevzuyu nihayete erdirmiş.
- Şimdi insan bu manzaralara tanık olunca, “Vah yavrucaklara” diye hayıflanıyor işte.
- Birkaç gün önce “Kim milyoner olmak ister?” diye bir yarışma programına katılan üniversite öğrencisinin, en basit sorulara dahi yanıt veremiyor oluşuna tanık olunca insan, ister istemez “Vah yavrucaklara” diye sitem etmek durumunda kalıyor. Bencileyin hiç de garip bir durum yok ortada.
- Yaşamımın tanıklık etmiş olduğu bilim adamlarının klasman hallerinden kısa bir kesit yapacak olursak, manzara aynen aşağıdaki şekliyle vukuu bulmaktadır.
- 12 Eylül döneminde darbecilerin önünde diz çöken… 28 Şubat’ın kudretli generallerine, el pençe divan brifing veren… Ve şimdinin kudretli muktediri Erdoğan’a, paye vermekten imtina etmeyen…
- Al gülüm ver gülüm…
- Bir gece de gecekondu misali üniversite kurulur… Bir gece de, dalkavuklara unvan tahsis edilir ve bilim adamı mı, film adamı mı belli olmaksızın o ünvanı göğsünde gerine gerine taşır… O ünvana binaen, kendisine o ünvanı verenlere, o da bir paye biçer ve bir unvan da o verir.
- Yani efendim manzara aynen böyle vukuu bulmaktadır.
- Dönemin muktedirlerine fahri doktora payesi verenlerin, muktedirlere kapıkulluğu yapanların, el pençe divan birfing verenlerin, elbirliği ile üniversiteleri ne hallere düşürdükleri ortada. Üniversiteler bu gün gericiliğin kalesi haline getirildi. Sosyalist ve demokrat öğretim üyeleri ve öğretim görevlileri bir bir üniversitelerden uzaklaştırıldı. YÖK denen ucubenin marifetleriyle üniversiteler külliyen bilim üretim merkezi olmanın dışına itildi. Laiklik maskesi altında generallerin emirlerine utanmazca boyun eğip, bu davranışlarını ilericilik sosuna dahi buladılar. Kemalistliği ve devletçiliği ilericilik sanan sosyalist çevrelerden bile çılgıncasına alkış ve övgüler aldılar.
- Şimdi mi?
- Rize Üniversitesi, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi oluverdi.
- Cümleten hayrını görelim ve yeni dalkavukluk, yaltaklanma ve kapıkulluğu hallerine hazırlıklı olalım.
- Toplam blog
- : 1509
- : 1145
- Kayıt tarihi
- : 07.08.07
Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..