Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '08

 
Kategori
Dans
 

Dans

Dans
 

“Ben yalnız dans etmesini bilen bir tanrıya inanabilirdim

…şimdi içimde bir tanrı dans ediyor.”

Nietzsche

Daha ilk sesle sihri vücudumda hissetmeye başladım. İçimde bir şeyler kıpırdanıyordu. Parmaklarım ritme uymaya başlamıştı ve bedenim peşinden gitmek istiyordu.

Melekler şehri filminde insana dönüşen meleğin denizi ilk kez hissettiği sahnedeki açlıkla kendimi beni saran havaya teslim ediyorum. Bütün hücrelerime ulaşıp sarmalı beni ama kısıtlamamalı düşünmeden açılan kollarımın her hareketine izin vermeli.

İşte dans ediyorum, hayatla sevişiyorum.

Beynim düşünmeyi bırakıyor, artık başka bir güç yön veriyor hareketlerime. Saçımın duruşu, mimiklerim, yüzümdeki ifadenin saçmalığı umurumda değil. Moda figürlerin ne olduğunu düşünmüyorum. İlk insanın bedeniyle dans ediyorum çünkü henüz kentleşmemiş kendi çağının çağdaşıyla.

Müzik arınmamı istiyor. Salome’nin 7 kat tülünü üzerinden çıkardığı gibi görünmez örtülerimden soyunuyorum.

Bakışları soyuyorum önce, onları önemsememeyi öğrenmeliyim, vücudumda iz bırakmasına izin vermemeliyim. Yıllar ilerledikçe temizlemek daha da zorlaşıyor çünkü.

Önyargılarımın kalın elbisesinden kurtuluyorum sonra, kendi bakışımı saflaştırmalıyım. Yeni doğan bir canlının gözlerini yerleştirmeliyim gözlerime.

Yılları süpürüyorum, yürürken adımları saymak kadar anlamsız geliyor yılları biriktirmek. Günü güne, haftayı haftaya eklemek kendime yaş belirlemek ne saçma. Ne anlam taşır bir ağacın yeryüzünde kaç yıl geçirdiği?

Sonra tanımlayıcı, betimleyici, sınırlayıcı, sabitleyici cümleleri siliyorum teker teker. Dans en sevdiğim silgimdir, gözümde tüm dünyayı silebilir.

Kötü enerjileri temizliyorum, üzerimden diğer çıkardıklarımla birlikte candan dışarı atıyorum. Açık kalan ocaktan sızanları evden çıkarır gibi.

İşte dans ediyorum, hayatla sevişiyorum. Yeryüzündeki varlığımı kutsuyorum.

Karanlıkta Dans filminin dans sever kör kahramanından farkım yok artık. Onun gözleriyle bakıyorum.

Bir totem önünde ya da ateşin çevresinde dans eden ilkel insandan farkım yok. Onun bildiği kadarını biliyorum. Şifa gerekiyorsa şifa için, yağmur için, tanrıların affı için dans ediyorum.

Vücudumun ritmini hayatın ritmine uyduruyorum. Dans ederken, yaşlı dünyayla aşk yaşıyorum.

“Saçların kar gibi beyazlaşsa da

Vücudun yorulsa yavaşlasa da

Geçmişle dansı hatırlatsa da

Beklerim bir tango borcun var bana”

 
Toplam blog
: 38
: 633
Kayıt tarihi
: 04.01.08
 
 

Safça eski konuklarını bekleyen sahil pansiyonlarından birine kaydımı yaptırabilirim. Yine boşaltmam..