Darbe

Dün türban konusunda Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararın neticesi belli oldu.

Türk Demokrasisi adına son drece talihsizlik örneği olan bu karar Ana Muhalefet Partisi’nin de katkılarıyla verilmiş durumda.

Bu karar Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin oylarının birleştiğinde ortaya çıkan halkın %61’inin kararını hiçe saymak olmuştur.

Dün itibariyle şunu ehemmiyetle idrak etmiş oluyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti maalesef demokratik olmaktan çok belli kesimlerin iki dudağı arasında olan kaderi bu bahsettiğim kesimlerin tavırlarına bağlı olan bir ülke.

Seçimler mi?

Onlar sadece görüntüden ibaret. “Dostlar alışverişte görsün” deyimini insanın aklına getiren sadece bir basit olgu.

Türkiye Cumhuriyeti kendisine şimdi şu suali sormalıdır:

“Ben ne kadar demokratik bir ülkeyim” diye.

Acaba bu suali sorduktan sonra ülke olarak samimi bir biçimde bu suali nasıl yanıtlayacağımızı merak etmiyor da değilim hani.

Bu karar, dileriz ki kapatma davası hususunda Türkiye Cumhuriyeti’ni uluslar arası arena da zor durumda bırakacak bir karara da örnek teşkil etmez.

Ama daha önemlisi tolumda zaten var olan kutuplaşmayı ziyadesiyle derinleştirecek bir karardır bu.

Lâik-Anti laik kutuplaşmasını daha sık göreceğiz bu karardan sonra ülkemizde.

Netice olarak düşündüğümüzde şunları ifade edebiliriz:

1)Bu karar, halkın %61’lik iradesine vurulan bir darbedir,

2)Bu karar, kutuplaşmaları doğuracağı için birliğimize darbedir,

3)Bu karar, azınlığın çoğunluğa darbesidir,

Ve netice itibariyle Türk Demokrasisine darbedir,

Vahim olan da bu zaten.