Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '13

 
Kategori
Deneme
 

Darbükatör mü, diktatör mü?

Darbükatör mü, diktatör mü?
 

Çalıştığım şirkette işe başlamamın 25. yılını 16 Kasım 2011 tarihinde arkadaşlarımla kutladık. Yaşımız da artık orta yaşın üst seviyesine gelmiş. Çok şükür iyi, kötü  bir şekilde yaşadım. Hayatla ilgili çok şikayetim olmadı. Ailemle, arkadaşlarımla belirli ilişki seviyesinde yaşayıp gidiyoruz. Dikkatimi çeken konu hiç bir zaman umudumu, heyecanımı kaybetmedim ve yaşama dört elle sarıldım. 

Belki kilolarım arttı ama tecrübem de arttı. Belki hareketlerim yavaşladı ancak hayata olan saldırgan bakışım da yavaşladı. Belki saçlarıma ak düştü ancak kendimi ak bulutlar gibi tertemiz, su gibi berrak hissetmeye başladım. Artık çevreme verdiğim mesajlarla insanlara daha fazla yarar sağlamaya , iyilik yapmaya başladım. 

Yaşlı sınıfına girmeden önce insanlara son bir iyilik yapmak ne güzel olur. İnsanlarımı daha iyi yaşatmak , onları doğru yola yönlendirmek  için baş yönetici olmaya karar verdim. 

Protokolda Cumhurbaşkanı  ve  Meclis Başkanı’nından sonra  üçüncü,  ancak operasyonda  en üst seviye olan başbakanlık benim için en ideal makam. 

Değişimci liderlik yaparak ülke insanını en yükseklere taşımak hedefim olmalı. İnsanları fakirlikten, açlıktan, depremlerde sürünmekten,cahillikten kurtarıp  refah seviyesi en yüksek  ülkeler arasına sokmalıyım. 

Önce bir benchmark – karşılaştırma çalışması yapmak gerekecek .

Kendime hangi ülke ve sistemleri örnek almalıyım ? 

Japonya disiplinli, zengin ama çok sıkıcı . Durağan ve  geleneksel. Bize uymaz.

Amerika olur mu ? Bence olmaz. Zenginlik çok  ama sorunları da çok.Uyuşturucu, ırkçılık, dengesiz gelir dağılımı,sosyal sorunlar. Yok almayayım .

Avrupa ülkeleri ? Yok yahu çoğu batıyor.

Arap ülkeleri olur mu? Zenginler, artık uluslararası oldular. Kültürleri de biraz bize benziyor. Zaten bazılarına geçen yüzyıllarda Osmanlı tarzını , Türk kültürünü  götürmüşüz. Neden olmasın ? 

Vallahi tuttum bu fikri. 

Evet kendime Arap ülkelerini örnek almalıyım. 

Yalnız bazı zorluklar görünüyor. Farklı olan yönleri nasıl devreye almalıyım ?

Zorluk, tehdit ve tehlikeye  karşı hazırlıklı  olmalıyım. 

Ne de olsa değişimcilik . Ne de olsa yöneticilik.  Zoru başarmak , tehlikeye göğüs germek gerekecek. 

İnsanların değişime uyumları çok kolay olmuyor.  Zaman zaman ikna  yönetimi , belki de zorlamak gerekecek. 

Neler yapabilirim ? Hedef Arap ülkeleri ise , onlar gibi  nasıl olabilirim ? Örneğin ; 

  • Okullarda  Arapça derslere geçebiliriz.  Bu Latin harflerinde de  birşey anlamamıştık. Bir bölüm insanımız günlük hayatını zaten Arap yazısı ile götürüyor. Alışkanlık var.
  • Medeni kanunu değiştirebiliriz. Dört kadınla evlenebilmek mümkün olacak . Böylelikle kadın erkeğin derdini daha az çekecek. En azından zorunlu durum hariç, dört günde bir kez  görecek.  Erkekte kendini  Cennet’te hissedecek. Birgün ona, birgün buna. Üstelik promosyonu var. Boş ol dersin, yedekten asıl kadroya yenisini kaydırırsın.
  • Kadının seçme hakkını kaldıracağım. Zaten parti başkanları da yalakalık olsun diye kadın adayların sayısını artırdı. Buna da gerek kalmayacak. Yönetenler erkek olacak.
  • Kadınlar tüm dikkatine karşın trafik kazaları yapıyorlar. Arabistan’daki gibi kadınlara araba kullanımını yasaklarsın olur biter.
  • Türkler genelde fiziksel olarak çok güzel değiller. Hergün yollarda bir sürü çirkin insan görüyorum ve buna tahammül gösteriyorum. Kadınlara  peçe giydirir, erkekleri ise fes sakal, şalvar ile dolaştırırım. Resmi kıyafet artık bu olmalı. Asker ,polis ,memur da bu durumdan yararlanmalı.Böylece çirkinlikleri de kapatırsın. İşte şimdi rahatladım. Ne de olsa hür irade.
  • Hakkını arayanlar kadıya gitsin, işini hemen görsün. Mahkemeye git . Yargıtay’a git. İcralık ol. Uzun ve yorucu işler bunlar. İşin kolayı var. Kurala uymayanı yatırırsın falakaya.
  • Alkol , sigara içmek yasak. Zaten sağlığa zararlı. İçeni görürsem kırbaçlarım olur biter. Ancak bu Emperyalistler bir şekilde kötü maddeleri sokmaya çalışacaklardır. Onlarla nasıl başedeceğim ?  Biraz zor olacak . Ama ne gam!! Onlarla da bir şekilde anlaşırım. Zaten milleti  çok sıkmaya gelmez . Kendi koyduğum kuralı bir kez uygulamasam ne çıkar ? 

Sakın  seni ve fikirlerini beğenmedik  demeyin .

Kendimize refah, zengin , müreffeh olma hedefi almadık mı? 

Bugün elimizde bunlar var. 

O zaman neden itiraz ediyorsunuz ? 

Bu ülkelere gidenler ballandıra ballandıra anlatıyorlar. 

Vallahi ben onların yalancısıyım.

Askerliği Topçu Okulu’nda yaptım. Topu bilmem ancak motorlu araçlar konusunda eğitim aldım.

Soğuk ve karlı Polatlı günlerinde, hocalarımız araç ve parçaları anlatmaya çalışır ancak kendini dahi  ısıtamayan Canon tipi sobaların verdiği azıcık ısıda  çoğumuz derste uyumayı tercih ederdik. 

Antalya’lı arkadaşım Şükrü ders dinleme yerine uyumayı tercih edenlerdendi.

Bir gün yüzbaşımız  dersi anlattı ve sorular başladı . Sıra Şükrü’ye geldi ; 

Hocamız radyatörü gösterdi. Bu nedir ?  Karbüratör.

Bu sefer karbüratörü gösterdi. Bu nedir ?  Distribütör.

Hoca sinirlendi, distribütörü gösterdi, bu nedir ?  Alternatör

Hocamız sinirine hakim olamadı  ve sesini yükselterek  Şükrü’ye bağırdı … 

Ulan ibnetör , bu nedir yahu ? Herşeyin sonuna tör  getirerek dersin  içine ettin !!!! 

* * *

Çocuğun ismi Mustafa

Öğretmeni Kemal ilave etmiş. Olmuş  Mustafa Kemal. 

Sonunda halkı  atamız, babamız anlamında  Atatürk olsun diye karar almış.

Adamın ismi durup dururken olmuş Mustafa Kemal Atatürk.

Bunun sırrını tam anlamadım, neden böyle bir isim koyma ihtiyacı olmuş ? 

Kadınlar evlenince soyadını  isterlerse değiştiriyor ama bazıları değişimi kabul etmiyor. 

Şimdi Atatürk isminin kullanılmasını kabul etmeyip ,değişim isteyenler var. İllaki diktatör olsun diye tempo tutuyorlar. 

Diktatör, diktatör, diktatör.

Diktatör nedir diye araştırdım. Dikte eden  kimse anlamına geliyor. 

Liderlik terminolojisinde transformational ,Türkçe’de dönüşümcü liderlik olarak geçiyor. Sanırım herşeye tör koymaya alışanlar,  transformatör tanımının uygun olmadığını anlayınca kolaycılığı seçerek  Atatürk’e  diktatör demişler. 

Hadi o zaman öyleydi , ya şimdi ? 

Konuyu son günlerde gündeme getirenler için,  olumlu anlamı olan ve sonu  tör le biten bir kelime bulmak  bir bu kadar zor mudur ? Türkiye gelişti, Türkçe’de ….. 

Atatürk’e diktatör diyenler  müzikle olan ilgim nedeniyle korkarım birgün bana da darbukatör diyeceklerdir. Canları sağolsun. 

Batı ülkeleri Atatürk döneminde medeniyet, demokrasi , bolluk, bereket merkeziydi. Haklı olarak  o da geminin önünü batıya  çevirmişti . 

Şimdi moda Körfez ülkeleri, Arap ülkeleri . 

Haydi binin , binin . Gidiyoruz .. 

Boş yer kalmasın  !!!!

Şaka bir yana  Atatürk’ ün en büyük mirası olan Cumhuriyet ancak  inananları tarafından sahip çıkıldıkça sonsuza kadar yaşayabilir. 

Unutmayalım  ‘’ O mavi gözler ‘’  bir yerlerden halkını izlemeye devam ediyor. 

 
Toplam blog
: 43
: 235
Kayıt tarihi
: 21.11.12
 
 

Mühendisim. Spor, müzik, yemek, yazmak özel zevklerimdir. ..