Dava bitti. Peki her şey bitti mi...

Malum olduğu üzere bugün 27 Nisan. Sevgili ülkem'in yakın geçmişinde darbeler yaşanmış, andıçlar havada uçuşmuş, bunlar yetmemiş, bir de E-Muhtıra vakasıyla karşılaşmıştık. Her şey normalmiş ve olması gerekirmiş gibi bazı köşe yazarları E-Muhtırayı savunmuş, hatta bazı akademisyenler bile E-Muhtıraya taraf olmuştu. Yakın geçmiş tarihimizin bu yüz kızartıcı olayını yazmak üzereydim ki, son dakika haberlerine düşen bir dava sonucu, beni bu olayı yazmaktan alıkoydu. Bir dava vardı, ülkemin gündeminden düşmüş, sezsiz sakin bir şekilde 8. duruşmasına kadar gelinmiş ve karar verilmişti.

Evet, takvimler 4 Mayıs 2009’u gösteriyordu ki, ülke bir katliam haberiyle uyanmıştı. Peki ne olmuştu o tarihte. Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Bilge Köyü’nde Cemil Çelebi’nin evinde gerçekleştirilen nişan töreni silahlı kişilerce basılmış, olayda 6’sı çocuk, 3’ü hamile 16 kadın ve 22 erkek olmak üzere 44 kişi katledilmişti.

Olaydan sonra çok yazıldı, çok konuşuldu, ne var ki, kısa bir süre sonra herkes konuştuğunu, yazdığını unuturcasına Bilge Köyü davası anılmaz oldu. Güvenlik ve yöredeki hassasiyetler göz önünde bulundurularak davanın Çorum’da görülmesine karar verilmişti.

Daha önce üç tane blog konusu yaptığım (Bilge Köyü vardı ya! Bir zamanlar... Bilge Köyü Bilgisizliğin Kurbanı... Unutamadığım bir yer. Bilge Köyü...) Bilge Köyü Katliamının, Çorum’da devam eden davası nihayet 8. duruşmasında neticelendi. Mahkemenin 8. duruşmasında vermiş olduğu karar sonucu; Aralarında ‘Şıh Mehmet’ lakaplı Mehmet Çelebi’nin de bulunduğu tutuklu 6 sanığa 44’er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verildi. 14 yaşındaki M.Ş.C.’ye 44’er kez 15’er yıl, evinde el bombası bulunan Ahmet Çelebi’ye 15 yıl hapis cezası verildi. Bir tutuksuz sanığa verilen 6 ay hapis cezası ertelendi, diğer 4 tutuksuz sanık beraat etti.

Sanık avukatı Eşref Haya ise, cezaların beklediklerinden fazla olduğunu belirterek, Yargıtay’a itiraz edeceklerini söyledi.

Eğer Yargıtay kararı onarsa, bu dava gerçekten de bitmiş olacak mı? Bizler bu ülkede bir başka Bilge Köyü faciası yaşanmaması için neler yaptık? Devlet, yargılama haricinde bu faciayla ilgili olarak neler yapmıştır. Ve neler yapmayı düşünmektedir. Bu konuda bir yetkilinin yaptığı bir açıklama vardı da, ben mi atladım diye de hayıflanmıyor değilim.

Halbuki HEGEM (Hayat Boyu Eğitim Gelişim Derneği), bu faciaya müteakip kendi bünyesindeki 22 Öğretim Görevlisinden oluşturduğu bir kurul kurmuştu. Bu kurulun yaptığı inceleme ve araştırmalardan sonucu; “Bilge Köyü Olayı Kesin Raporu”n da; katliamın sebebinin töre veya namus değil, rant ve liderlik kavgası olduğunu belirtmiş ve alınabilecek tedbirleri tek tek sıralamıştı. Unuttuk, unutacağız bir daha ki, katliama kadar! İşte o zaman avazımız çıktığı kadar bağıracağız; “Bu katliamlar neden oluyor” diye. İşte o zaman hatırlayacağız daha önce de benzer katliamlar olmuştu diye...

Bu ve benzer olayları yaşamamak için, yapılması gerekenlerin yapılıyor olması gerekir. Yoksa bu olaylar yaşandığında yaşanan benzer olayları anmak yeterli değildir...

Sağlıcakla Kalın..