Davit Blatt sistemi

Sayın okurlar biz bizim genel değer yargılarımızdan daha farklı düşünülmesine, o düşünceyi hiç irdelemeden karşıyız. Ayrıca en basit olayda bile kendimizce oluşturduğumuz gruplar, kamplar var. Nedendir bilmem biz kendimizle aynı paralelde düşünen bu gruplar içinde kalırız. Doğal olarak hiçbir zaman yenilenemeyiz, hiçbir zaman sürekli, kalıcı bir başarıya ulaşamayız. Anımsarsanız 16.09.2007 tarihli bir mantığın çöküşü başlıklı yazım aşağıdaki şekilde son bulmuştu. (Bloglardan kontrol edebilirsiniz)

“Bizim düşünce mantalitemiz değişir mi ? İşte o çok zor. Bakın bakalım basketbol ligleri başlayınca ne olacak? Bir tek umudum var. Efes Pilsen' in başına gelen David Blatt. Onu da kendimize benzetirsek yandı gülüm keten helva.”

Hem Türkiye ligi hemde Euroleague başladı. Efes Pilsen her iki tarafta da sonuç açısından döküldü. (Gerçi şu anda Avrupa ligi grubunda 3. durumda ve bu durum turu atlamasına yetiyor ve son galibiyetini grubun hemen hemen en güçlü yenilgisiz takıma karşı aldı) Ama onda da kan kustu denilebilir. Öne ve hatta çok farklı öne geçtiği maçları kaybetti. Türkiye liginde 5. durumda. Ama bir şey değişti. Artık Efes hücum etmek istiyor ve ediyor da. Çok fazla top kullanıyor ama çok verimsiz oynuyor. İnanılmaz sayıları kaçırıyor. Ancak bazı zorlamalar dışında genelde bence olumlu yönde bir değişim var. Basketbol gibi bir sporda kısa sürede sonuç beklememek gerekiyor. Efes bu sene belki daha da kötüye gidebilir. Ama tek beklentim mantalitenin değişmemesi. Mantaliteden ne kastetdiğim için şu kadarını söyliyeyim geçen yılın ilk beşinden Sn. Mustafa Abi bırakın ilk beşi kenardan zor giriyor oyuna. Oysa Sn. Abi bu ülkenin en iyi savunmacılarından biridir. Ama yine oysa Blatt savunma değil hücum istiyor. İşte fark burada yatıyor. Ve şimdi 1. paragraf ile 2. paragrafın ilişkisine ve bana göre olayı basketbolun dışına taşıyan olaylara bakalım. Ama bir anımsatma daha yapayım 16.09.2007 tarihli yazımdan.

“Sayın okurlar değişmek zorundayız. Ama önce oyuncular değil, önce koç değil. Önce hepimizin -burada özel olarak basketbol federasyonu ve tüm basketbol yorumcuları- mantalitesi değişecek. Önce bize hücum ettirecek koç bulacağız. Değişecekse! Sn. Tanjeviç' de olabilir. Sonra tüm yorumcular yerden yere atlamayı değil, topu potaya doğru hücum ile sokmanın önemli olduğunu yazacaklar. Sonra kenar yönetimdeki yardımcıların sadece kenarda oturmak için değil asıl koç için bir danışmanlık işlevi ile orada olduğunu anlayacağız.”

Bu kez ilk olarak 21 kasım tarihli Hürriyet gazetesi Sn. Ayhan GÜNER’ in yazısından aynen alınmış bir bölüm “ Önce lacivert beyazlıları ele almak istiyorum. Avrupa’ ya nam salan savunmasının David Blatt geldikten sonra bozulduğunu daha önce belirtmiştim……………Kritik üç maçlık seri sonrası ya sistem yada Efes Pilsen David Blatt uyuşmazlığının gündeme gelmesi kaçınılmaz olacak…….” İkinci alıntı 22 kasım tarihli Hürriyet gazetesi sn. Yalçın Granit’ ten. Üstelik başlık “problem savunma”. “…….Efes Pilsen’ e gelince……David Blatt’ ın yaptırdığı sürpriz savunmanın esrar perdesi henüz kalkmış değil………..” “………Öyle görülüyor ki Oktay Mahmuti’ nin başarı ile uyguladığı göğüs göğüse savunmayı çok arayacağız……” Anlaşılmayan anlaşılmak istenmeyen bir nokta var bozulan bir şey yok. Değişen bir sistem var. Aradaki fark burada.

E insaf sayın okurlar. Lütfen Efes Pilsen’ in yıllar önceki Koraç kupası (futbolun ikinci kupası olan UEFA kupasına denk gelir) şampiyonluğu dışında o meşhur savunması ile aldığı kaç şampiyonluk var. Bunca yıl o nihai sonucu getirmeyen anlayışa tahammül ettik. (İlk yıllarda Efes öyle oynamalıydı. Ben de katılıyorum.) Şimdi Blatt göreve geldikten sonra sadece birkaç ay geçmiş ve söylenenlere bakın. Bir anlayış değişikliğini denemeye birkaç ay dahi tahammül edemiyoruz. Yukardaki benim, Sn. Güner’ in ve Sn. Granit’ in yazılarından yapılan alıntıları okuduktan sonra karar verin bu ülke değişebilir mi ? Sonuçlar gerek kulüp gerekse ulusal takım bazında bu kadar ortadayken karar verin bu kadar aynı ve değişime tahammül edemeyen düşünce sistemi bize ne getirir ?