Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '07

 
Kategori
Mizah
 

Dayım beni işe aldı

Dayım beni işe aldı
 

* * * Tek perdelik mini tiyatro * * *

Başkan:
Bana özel kalem müdürünü çağırın.

Odacı: Dayı... Ayakta uyuyon ha!.. Özel kalem müdürünü işten çıkardıydık ya... Unuttun mu? Yerine Raziye Teyze’nin torunu Hilmi’yi alacaktık. O da daha ilkokulu bitirmemiş. Onu bekliyoruk ya.

Başkan: Sen kimsin?

Odacı: Aboooo!.. Hüsiiin Dayı, sen de hepten bunadın mı ne? Benim... Recep... Yeğenin... Güccük bacın Şaziment’in oğlu Recep.

Başkan: Oooo Recep!.. Hoş geldin!.. Yel mi attı, sel mi attı?.. Ne işin var burada? Baban ne yapıyor? Anan nasıl? Ne iş gelir senin elinden? Hemen seni belediyede işe alak.

Odacı: (Valla bizim dayıya siyaset yaramamış... Akıl gidik...) Dayı beni işe aldıydın unuttun mu?

Başkan: Doğru ya... Seni işe almıştık de mi? Yav gardaşım bunlar insanda akıl mı goyuyo. Ne iş yapıyon şimdi sen?

Odacı: Senin odacınım ya dayı.

Başkan: Hah. İyi. E o zaman ne işin var burada? Odacıysan odanın başına gitsene!..

Odacı: Ama dayı... Benim odam yok ki?

Başkan: Neee?. Senin odan yok mu? Hemen bizim hısım akrabalardan bir oda alak işe.

Odacı: Olur mu dayı?

Başkan: Niye olmasın? Eğer yer yoksa, bizdeki odaları atın, yerine bizim tanıdıkların odalarından birkaç tane alın.

Odacı: Ama dayı...

Başkan: Aması maması yok!.. Hatta Kelle Haydar’ın evindeki oturma odasını alak!.. Televizyonu falan da var. Canın sıkılmaz. Akşama gadar paparazi filan izlen. İstersen köy odasını alak...

Odacı: Dayı sen iyi misin?

Başkan: Yooo halihazırda iyi değilim. Şu bizim köyün hepsini işe aliim o zaman iyi olacağım işte.

Odacı: Alalım o zaman dayı!.. Sen de iyi ol, bizim köylü de iyi olsun... Belediye de iyi olsun. (Olsun anasını satiiim!..)

Başkan: Yav yeğen...

Odacı (Artık ona yeğen diyelim isterseniz): Buyur dayı.

Başkan: Ben diyom ki...

Yeğen: Ne diyon dayı?..

Başkan: Şu bizim makam arabası Mercedes var ya...

Yeğen: Eeeee?..

Başkan: Ben diyom ki... Bu Mercedes’i de işten atsak... Yerine Murat Emmi’nin at arabasını işe alsak. Yazık onun atı da ekmek, şey bardon arpa yesin şu belediyeden del mi?

Yeğen: Olmaz dayı!..

Başkan: Niye ki?.. Murat Emmi’nin atı bize akraba del mi? Akraba... Benim Davut emmimin atıylan, Fırıldak Hayri emimin atının yavrusu del miyi o?

Yeğen: Öyle de dayı... Attan akraba olur mu?

Başkan: O nasıl söz?!.. Atalarımız ne demiş?.. At, avrat, silah!.. Dur yaaa... Silah deyince... Bu belediyenin güvenlik görevlilerinin belindeki silahları gördün mü?

Yeğen: Heee...

Başkan: Yarından tezi yok, bu silahların hepsi işten atılacak, yerlerine bizim köylülerin tek kırma tüfekleri işe alınacak.

Yeğen: Dayı sen de ha!.. Artık tek kırma tüfek kullanan mı kaldı? Herkes pompalı kullanıyor.

Başkan: Tamam. Pompaları da işe alın. Arabaların lastikleri patlarsa şişiririz.

Yeğen: Pompa değil dayı, pompalı. Pompalı tüfek yani.

Başkan: Pompalı tüfek mi?.. Kimlerdenmiş onlar. Bize yakın akraba mı?

Yeğen: Dayı...

Başkan: Evet yeğenim söyle...

Yeğen: Ben istifa ediyorum. Ben burada bir gün daha kalırsam kafayı yerim. Hiç bir işe yaramaz duruma gelirim.

Başkan: Bak benim salak yeğenime!.. Bir işe yaraman şart mı be!.. Oturduğun yerden maaşını alacan işte. Yooook!.. Sen, “Oturacak yerim yok” diyorsan, hemen sekiz on tane koltuk işe alalım. Bizim akrabalar arasında koltuk olan var mıydı?

Yeğen: Ben gidiyorum dayı. Hadi eyvallah!..

Başkan: Dur yeğen dur!.. Nereye gidiyon? Gittiğin yerde işten atılacak birileri var mı? Varsa söyle, hemen atıp, bizim akrabalardan birilerini işe alalım.

Yeğen: İmdaaaaaaaaaat!..

.........................................

-Yeğen sahneden çıkar, Başkan seçime kadar sahnede kalır.

>> İllüstrasyon: Sefa Sofuoğlu

 
Toplam blog
: 118
: 1658
Kayıt tarihi
: 20.06.06
 
 

70'li yılların sonlarına doğru (1977 veya 1978... Belki de 1979...) tüm zamanların efsane dergisi..