Dediğim dedik, çaldığım düdük…

Başbakan, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Meclis Grubu’nda yaptığı konuşmada yine yargı organlarına saldırdı. Bu defa konu, terörist başına “sayın” dediği için kendisine verilen sembolik para cezası.

Tayyip Erdoğan konuşmasında şöyle diyor:

“Ceza alıyorsam, bu cezaya inanmalıyım. Hukuk bu kadar zedelenmemeli. Yoksa nefislerimizi tatmin için bu tür kararlar verilemez. Yayın özgürlüğü bu anlayışın dışına çıkılmasına ve insan onurunun çiğnenmesine mazeret teşkil edemez. Bunu her zaman söylüyorum. Bakıyorsunuz medya dünyasında böyle bir anlayış var. Sınırsız özgürlük... Yok böyle bir şey! Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakan’ıyım. Şahsımla alakalı, düşünebiliyor musunuz, dava açıldı. Neymiş? Birisine ben ’Sayın’ demişim.”

Hatırlayın, önceki yazılarımdan birinde “Dil Beynin Aynasıdır” demiştim. Alın size üzerinde çalışılması gereken bir konuşma daha! İnsanların o anki ruh halini konuşmalarında kullanmayı tercih ettikleri kelimelerden anlayabilirsiniz çünkü aynı şeyleri ifade etmenin bir sürü yolu vardır. İnsanlar kullanacakları kelimeleri o anki ruh hallerine göre seçerler.

Başbakanın, “Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakan’ıyım. Şahsımla alakalı, düşünebiliyor musunuz, dava açıldı” sözleri onun ruh halini ele veriyor.

İnsan neden“benimle ilgili” yerine “şahsımla alakalı” sözlerini kullanır? Belli ki kendisinin ne yüce bir şahıs olduğunu vurgulamak istiyor. “Düşünebiliyor musunuz?” şeklindeki şaşkınlık ifadesi ise, Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı olduğu için ona hiçbir şekilde dava açılmaması gerektiği düşüncesini ortaya koyuyor.

Mahkemeler her yıl binlerce davaya bakıyor ve ceza veriyorlar. “Ceza alıyorsam bu cezaya inanmalıyım” şeklindeki sözleri sizce sıradan bir vatandaş edebilir mi? Ülkenin başbakanı, kendisi aleyhine verilen cezayı, mahkeme heyetinin nefsini tatmin etmek için verdiğini, o kararla hukukun zedelendiğini düşünürse, sıradan vatandaşın hukuk tanımaz davranışlarına şaşmamak gerekir.

Tayip Erdoğan’ın “Neymiş? Birisine ben ’Sayın’ demişim” sözleri tam bir aldatmacadır. Ya karşısındaki insanların, ‘sayın’ dediği kişinin terörist başı olduğunu bilmediklerini sanıyor, ya da terörist başının suç işlemiş sıradan bir vatandaş olduğunu düşünüyor.

Başbakanın saptırdığı bir konu da basın özgürlüğü konusu. Sizler hiç, gazete ve televizyonlardan birinde “sınırsız basın özgürlüğü olmalı” diye bir yazı gördünüz mü? Başbakan da basının böyle bir talebinin olmadığını gayet iyi biliyor. Öyle bir şeyi kimse isteyemez. Sayın Erdoğan’ın sözleri tamamen basına “beni eleştiren bir haber yapmadan önce bir kez daha düşünün” mesajını vermek amaçlıdır. Bu şekilde, yayın organlarını sindirebileceğini düşünüyor.

Tayip Erdoğan ve hükümetinin içinde bulunduğu ruh hali tam olarak budur. “Ben %47 oy aldım, artık bana hukuk falan işlemez, dediğim dedik, çaldığım düdük, o düdüğü de iyi çalarım, sizler de dinlemek zorundasınız” mantığı.