Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '07

 
Kategori
Gelenekler
 

Dedikodu kazanına düşmeyin!

Dedikodu kazanına düşmeyin!
 

Hani söz vardır "Senin diline düşmektense lağıma düşerim daha iyi...". Siz siz olun dedikodu kazanına düşmeyin, inanın cehennemden farksızdır. Nasıl mı, devam edelim ispatlamaya çalışalım.

İnsanlar her hareketten şüphe eder oldu. Kim nerede kiminle ne yapmış sorusu, "Bugün Allah için ne yaptın?" sorusunu bile geçmiş durumda. Halbuki Kuran'da açıkça dedikodunun ne denli zararlı olduğu anlatılsa da insanlar şeytana uymakta çok tereddüt etmiyor. Örnekler çok memleketimde.

Mesela bir çift ele alalım. Takdir edersiniz ki artık insanlar görücü usulu evliliği -en azından batıda- bırakmış durumdalar. Bazen fazlaca üzülüyorum, gelişmemiş bölgelerimizde geleneklerine sıkı sıkıya bağlı halk maalesef görücü usulunde diretiyorlar. Bu apayrı bir konudur, başka bir yazıda tartışmak isterim. Bahsettiğimiz çift birbirini tanımak için yemeğe çıkıp gezmek durumundalar, bir yerlerde oturup fikir alışverişinde bulunmalılar. Evliliklerinin en az riskle başlaması için karşı tarafı olabildiğince çok tanımalılar. Dolayısıyla fazlaca dışarı çıkmalılar. Ama bir kaç muzur insan yüzünden herşey burunlarından geliyor. Birbirlerine kurdukları sevgi dolu sözcüklerin yerini maalesef somurtan iki surat alıyor. Erkek için çok problem değil, zira toplumumuz ataerkil bir toplum, dolayısıyla erkek için sorun yok, fakat diğer taraf, doğal olarak, kadın olunca...Ertesi gün o kişiyle aynı ortam paylaşılıyorsa şahsın suratında pis bir sırıtma ve gözlerde mesaj:"Seni oğlanlarla gördüm, sen artık kötü bir kadınsın...". Ve hata yapmamak adına hayat arkadaşını tanımaya çalışan genç kızda bir suçluluk hissi... Bence çok yazık...

Bir de şu konu var, aileler de bunu destekler durumda. Babaya göre eğer oğlu bir kızla geziyorsa "Aslan oğlum, nasıl da tavlamış güzelim kızı aferin çapkın oğluma!!!" tarzı bir övgü kaçınılmaz olmaktadır. Gel gelelim babamızın kızı varsa kurulacak cümle şuna benzer birşey olsa gerek "Terbiyesiz ahlaksız yazıklar olsun sana, namusumu iki paralık ettin, oğlanlarla gezmek mi, bir daha dışarı adımını atamazsın!!!" ve buna benzer onlarca aşağılayıcı söz...

Maalesef bu zihniyet toplumumuzda fazlasıyla yer etmiş vaziyette ve insanlar maalesef bu dedikoducuların -yoksa günahkarların mı demeliyim- ağzından çıkan söze bakmaktalar. Haksız değiller, çünkü toplum olarak reyting cetvellerinde ünlülerin hayatını mayınlayan magazin programlarını üst seviyeye çıkaran o dedikoduculardır. Aynı insanlar kişilerin açığını yakalayıp kullanmakta tereddüt etmezler. Sadece bir kaç dakikalık dedikodu için malzeme toplamaya çıkan insanlar tanıyorum ben ve hepsinden ayrı ayrı tiksiniyorum.

Son olarak şunu belirtmek isterim. Şu anki kız arkadaşımla bir problem olmazsa -ki gönülden dilerim olmaz- evlilik dediğimiz harika dünyaya gireceğiz. Kendisine de bahsettiğimde beni vazgeçirmeye çalıştı, bu yazıyı okursa vazgeçirmek için bastıracaktır. Niyetim şöyle sevgili dostlar, bize birbirimizi tanıma aşamasında düşünceleriyle destek olmak yerine dedikodularıyla köstek olan herkesi düğünümüzün olduğu gece geldikleri otobüsle geri göndermeyi düşünüyorum. Böylesi insanların mutluluğumuzu paylaşma hakkı bulunmuyor bence, sadece suratlarına yaptıkları rezilliği vurmak için çağırmak istiyorum. Biraz sert ama inanın bu insanlara az bile...

Küçük bir hatırlatma; bu yazıyı bizi dedikodularına malzeme eden sevgili arkadaşlar okuyorlarsa baştan düğünümüze gelmeyebilirler. Yine bu yazıyı okuyup da bana gönülden katılan ve dedikodu kazanının altına odun yerine su döken sevgili arkadaşlar; günü geldiğinde düğünüme hepiniz davetlisiniz...

Esen kalın.

 
Toplam blog
: 20
: 1301
Kayıt tarihi
: 10.07.06
 
 

Ben Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde eğitim görmekteyim. ..