Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '10

 
Kategori
Söyleşi
 

Değinebildiklerim ve daha söylemek istediklerim

Sinan Adıgüzel, Sanatçı ve Yazar
FARKLI BİR BAKIŞ
a.m.a.sinan@hotmail.com
namesinan@gmail.com

Doğup büyüdüğüm ve en güzel ilklerimi borçlu olduğum, Adıyaman ilinde bir süreliğine, misafir olarak kalmaktayım. Beni tanıyan meslektaşlarım ve dostlarım, bu durumdan, bu ilde ki, yerel basını ve yayın hayatına daha yeni, yeni başlamış bulunan ve ulusal yayın yapmakta olan, Asu TV’yi de, haberdar etmişlerdi.

Yerel yayın yapan, bir radyo kanalımızdaki konukluğumdan sonra, ilimizin ulusal yayın yapan yeni kanalıda, ne olursunuz bizim programlarımıza da, sizi konuk almak istiyoruz, dediler. E tabi yerel yayın yapan Tv ve Radyo kanallarımızdan sonra, onlar da, bu taleplerinde, doğal olarak, haklı gözükmekteydi. Ben de hiç tereddüt etmeden, bu ince daveti kabul ettim.

Beni konuk olarak programına ilk alan, gayet kibar ve işini iyi bildiği her halinden belli değerli bir han fendiydi. Programının ismide; “Bölgenin Sultanları”, adını taşımaktaydı.

- (Ve program yapımcısı han fendi) , Efendim, hem Sanatçı ve hem de Yazar yönünüzle, sizi konuk etmek istiyorum, onun için eğer mümkünse bağlamanızla vs. donanımlı gelmenizi de, isteyecektim dediler.

- (Tabi bende) , Memnuniyetle neden olmasın ki, dedim.

Ve konuğu olduğum program, nihayet başladı.

- (Han fendi ince bir şekilde) , Evet efendim, yine yeni bir program ve değerli, konuğum, Sanatçı ve Yazar, Sinan Adıgüzel beyle, birlikteyiz, (diyerek ustaca bir giriş yaptı) .

Ve bundan sonraki diyalogda, şöyle devam etti;

- (Program yapımcısı, Han fendi, bana dönerek) , Evet efendim, programımıza hoş geldiniz?

- (Ben de) , Hoş bulduk dedim,

- (Han fendi) , Nasılsınız efendim diye, usulca sordu,

- (Bende) , Sağ olun, teşekkür ederim, Ben iyiyim, sizi sormalı, (dedim) .

Ve han fendi, ilk sorusunu sordu;

- Efendim, neden, Sanatçı ve Yazar olma hedefine, kilitlendiniz, sizi bu hedeflere yönelten, etkenler nelerdir? ...

- (Ben de) kendilerine, olağan üstü öğrenme isteğimin ve merakımın, zamanla beni, doğal bir şekilde yazmaya, yönelttiğini ve sanatçı yönümünse, önce Tanrı vergisi bir yetenek ve sonrasında da, aşırı düşkünlüğümden ve biraz da, kendiliğinde gelişen, süreçlerde, öne çıktığını vurgulamaya çalıştım.

- Peki, efendim, sizin kendi ailenizden, aynı mesleği icra eden başka birileri de, var mı, yoksa bu konuda, kendi başınıza ve bir ilk misiniz?

- (Bende) Mesleğimle ilgili olarak, Dedemin bir Halk Ozanı olduğunu ve ondan sonrada, bu işte kendimin naçizane, ön plana çıkma çabasında, olduğumu vurguladım.

Bu sohbetin, maalesef bütün detaylarına bir, bir inme imkânımız olmadığından, başlıklara, kabaca temas etme çabasındayım.

- Derken han fendi, sohbetin en koyulaştığı noktalarda, Evet efendim, sizden güzel bir türkü alabilir miyiz? Diye, diye yaklaşık beş altı bir birinden farklı eseri, sırasıyla bana okuttu. Ama gerçekten, güzel dost sohbetlerini, deyim yerindeyse, ayak seslerinden tanıyan bağlamam ve ve ön sezgilerim, tam bir bütünlük ve uyumla içten içe kendi, kendini alkışlatmaktaydı.

- (Ve yine han fendi soruyordu) , Evet efendim, peki kendinize ait türkü sözleri ya da besteleriniz vb. var mıdır?

- (Bende) , Evet yaklaşık 600 adedi bulan, birbirinden farklı tarzlarda (Serbest, ölçülü vb.) , yazılmış türkü sözümün ve yaklaşık 50 adedi bulan bestemin, bulunduğunu belirttim.

- (Tekrar, Han fendi) , Peki mesleğinizle ilgili iddialı mısınız (diye sormaktaydı) .

- (Bende bu soruya cep olarak ;) Naçizane, Sanatçı ve Yazar olarak, önümdeki uzun ve zorlu süreçte, deyim yerindeyse; ” Bildiğimin alimi ve bilmediğimin de, talibi” olarak yol almaya çalıştığımı ve insanların kendilerine güvenmeleri gereğini ve kendimin de işimle ilgili olarak, yeteri oranda, ideali olduğumu, utana sıkıla belirttim.

- (Yine han fendi, soru yağmuruna, klasikleşmiş örneklerle devem ediyordu ;) Peki efendim, sizce zoru nasıl başarabiliriz ve siz kariyerinizdeki başarıyı, daha çok neye ya da nelere borçlusunuz.

- (Bende) , Zoru başarabilmenin önce inançla (bir şeyi başarabileceğinize inanmakla) sonrasında, Sanatsal bir durumsa, Tanrı vergisi bir yeteneğin, kişinin bütünlüğünde bulunması gereğini ve amaçlanan hedef için, yorulmadan, savaşmak ve tabi en önemlisi de, bıkıp usanmadan çalışmaktır, diye (sıralamaya çalıştım) . Ve yine bende, kariyerimi, bazı ufak farklarla, üç aşağı beş yukarı, yukarıda sıraladığım faktörlere, borçluyum diyebilirim, (dedim) .

- (Han fendi tekrar) , Peki efendim, Mesela daha çok kimleri dinlersiniz ve bir konuyu işlerken ya da yazarken, daha çok nelere dikkat edersiniz?

- (Ben de) Güzel çalışmalar ortaya koyan herkesi, ön yargısız takip etmeye çalıştığımı, Mahzuni Şerif vb gibi. Değerlilerimizi ve Şiirde de, Nazım hikmet ve Ahmet Arif vb. gibi ustalarımızı, çok farklı birer yol gösterici kutup gibi gördüğümü, anlatmaya çalıştım. Ayrıca bir konuyu işlerken ya da yazarken de, gözümün görebildiği ve yüreğimin hissedebildiği yere kadar, geniş ve daha çok global bir bakış açısı, oluşturmaya çalıştığımı, ifade ettim.

- (Son olarak Han fendi) Peki efendim son olarak, güncel gündemimize ilişkin, neler söylemek istersiniz?

- (Bende) Sayın Türkan Saylan hocaya, Allah’tan Rahmet temennimi ve gençlerin bayramı; On dokuz Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını, en içten temennilerle, kutladım. Koşuşturma açısından, çok çalışkan bir Başbakana, özgürlükler ve diğer tüm konulara katkılarından ötürü de, son serece duyarlı bir Cumhurbaşkanına, sahip olduğumuzu belirttim. Yeni kabinenin, gerekli güncellemeleri yaparak, ülkemizi her anlamda, illeri götürücü yönde politikalar, ortaya koymaya davet ettim. Dış işlerimizle ilgili olarak ta, özellikle AB’ye tam üyelik amacımızın altını, çok kalın bir çizgiyle çizdim ve bu yönde daha hızlı ve daha dikkatli olunulması, gereğini, işaret ettim…

Ve böylece, bir programın daha, nihayet sonuna gelebilmiştik. Ama soracak olursanız, bir birinden önemli, daha birçok konuyu da, özellikle işleyebilmek isterdim.

Hadi hayırlısı…

Sinan Adıgüzel
27/05/2009 - 18:30

 
Toplam blog
: 64
: 435
Kayıt tarihi
: 20.04.10
 
 

Sinan Adıgüzel, sanatçı yazar, 08.10.1977 tarihinde Adıyaman’da dünyaya gelmiştir. İlköğre..