Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '08

 
Kategori
Deneme
 

Değiştin sen!

Değiştin Sen!

Hayatı ıskalamaya , yarı uyur yarı uyanık gezmeye başladın. Bir başka görür oldun çevrendekileri ; olup bitenlere daha bir vurdumduymaz yaklaşır oldun.
Haftaiçi sabah 8 akşam 17 arasına sıkışıp kaldı ruhun. Eve döndüğünde; yorgun ve bitkin; yiyecek bir kap sıcak yemeğin olmadığı için, dolaptan kahvaltılıkları çıkarmak adet haline geldi. Ekmek bittiğinde fark ettin alışveriş yapman gerektiğini, yoğurt kalmadıgında anladın 1 haftadır markete uğramadığını! Canını sıktı son dakikada elinin altında olmaması istediklerinin. Bir dahakine daha önceden hesaplamaya söz verdin kendi kendine- bir kere daha-tıpkı daha öncekiler gibi. Neyse ki süt varmış dolapta dedin ve şişeyi diktin kafana! Dolabın kapağını kapattığında gözüne demin eve girerken kapıya sıkıştırılmış halde bulduğun telefon ve internet faturaların ilişti. Açıp bakmayı aklının ucundan bile geçirmedin önce. Otomatik ödemedeydiler nasıl olsa.. Ne sorun olabilir ki derken , 2 hafta önce seni görmeye gelen ailenin söyledikleri aklına geldi: "Faturalarında ödenmemiş borçlar görünüyor kızım" demişti baban. Acaba dedin ve açtın faturları teker teker. Evet borç hanende aynı rakamlar sana sinir bozucu bir şekilde bakmaya devam ediyor: "Ödesene artık bizi ya" diyor 9 rakamı gözleri yuvalarından fırlayacak gibi.. Onlar basamağındaki 2 ise alaycı bir gülüş takınmış: "Artık aldanma 2 olduguma aslında ben çoktan 3 e dönüştüm" diyor ve ekliyor: "Kaç aydır burdayım ben haberin yok tabi senin..."

Bunları ödesem , bunları bir soruştursam diyorsun sen ise.. Ama önce sıcak bişeyler içmelisin.

Bir kahve yaptın sonra kendine ve televizyonun bulundugu salondaki en sevdiğin köşeye çekildin. Zapladın sonra.. bir sürü kanalı gezdin. Bir diziye bağlansam, tutkuyla izlesem, haftanın o günü gelse de dizinin yeni bölümünde neler olacak merakımı gidersem istedin ama olmadı. O şekilde bağlanamadın, liseden beri , bir diziye. Bir siyaset programı bulsam dedin, mideni bulandırdı sürekli aynı tartışmaların tencit pilavı gibi sunuluması, geçtin başka kanala.. Gidip gelirken parmakların kumandanın rakamlarının üzerinde , fark ettin ki yine müzik kanalı olmuş son durak. Bilgisayarını actın sonra, ona gömülü hayat yaşamak daha çekici geldi nedense! Dolaştın birkaç sitede.. Maillerine baktın, muhabbet edecek bir iki arkadaşa bakındın. Saatin 12 yi vurduğunu fark ettiğinde zaman nasıl geçti bu kadar çabuk dedin. Hiç bir şey anlayamadın , şaşkın odanın yolunu tuttun. Yorganı başına kadar çekip, farklı bir dünyaya gömülebilmeyi istedin, ve de farklı bir dünyaya uyanabilmeyi yarın sabah!

Aklına eskilerden ama çok da eski değil, bir kişi takıldı. Bir haber gelse diye içlendin, kulağın telefona gitti. Düşünce gücümle bişeyler yapabilseydim keşke dedin ve öylece daldın bomboş bir karanlığa...Telefon da daldı sonra ne acı...

Değiştin sen, ne eskisi gibi arzulusun artık ne de duyarlı... Zaman nereye savurursa oraya yelken acıyorsun şimdilerde.. Pek hayırlı bir yolculuk değil bu, pek hayra alamet değil sen de farkındasın. İçinde bir yerlerde bunun yanlışlığını hala görebiliyorken geri dönmen lazım.

Çok geç olmadan, hala çıkıştan gelen ışığı cılız da olsa görebiliyorken!

 
Toplam blog
: 6
: 616
Kayıt tarihi
: 16.10.08
 
 

1982 Zonguldak doğumluyum. İlk-orta ve lise ögrenimimi memleketimde tamamladıktan sonra , üniversite..