Demokrasinin dürtüsü

Sekiz yıllık, Recep Tayyip Erdoğan İktidarı, TBMM deki çoğunluğunun verdiği avantaj ile, bir şeyler yapar göründü, ama, Ülkenin durumuna bakarsak, hiçbir şey yapamamış görünüyor. Ekonomide, sosyal yapımızda, eğitimde, sağlık da, asayiş de, hukuk da ve yargıda, kargaşa hakim. İşsizlik, yoksulluk, gelecek kaygısı, eskiye oranla daha çok. PKK terörü, Kürt sorunu haline geldi. Avrupa birliği yolunda bir adım ilerleme yok. Tarikat ve cemaat hareketleri, giderek ivme kazanıyor. Medya, baskı altında tutuluyor. Kırktan fazla gazeteci hapis yatıyor. Genel seçimlere, bir yıldan az bir zaman kalmışken, İktidar partisinin kurmayları, Başbakanın dediklerinin ikinci baskısı ile, hala türban tartışması ile, gündemi ısıtmaya çalışıyorlar. Tıpkı sekiz yıl öncesi gibi. AKP ve Recep Tayyip Erdoğan, 2002 seçimleri öncesinde, neyi yapacaklarına söz verdiler ise, 2011 seçimleri öncesinde de, aynı şeyler için söz verecekler, Türbanı çözeceğiz, işsizliği azaltacağız, gelir dağılımında eşitliği sağlayacağız, AB ye gireceğiz. 2002 de, Millet Vekili dokunulmazlıklarını kaldıracağız, YÖK ü, yok edeceğiz, adaleti ve kalkınmayı getireceğiz, demişlerdi. Bu kez, bunları diyemeyecekler. Adalet ve Kalkınma, görüş alanımızdan çıktı. YÖK , AKP, nin bir kurumu, olurken, eğitimin yükü haline geldi. Geçtiğimiz sekiz yıl, Adalet ve Kalkınma Partisinin, yeni versiyonu ile, AK Parti nin, iktidarı değil de, Recep Tayyip Erdoğan ın, iktidarıydı. Başbakan, Davos da, İsrail Başbakanına, ”one mınut” demişti, ünlü olmuştu. Aslında, o, one mınut, bize söylenmişti. Ülke olarak, dokuz yıldır, one mınute takıldık, bekliyoruz. İnşallah, 2011, seçimlerinden sonra, nerde kalmıştık demez.

Son günlerde, tarikat ve cemaat hareketleri ivme kazandı. Sadet Partisi, yeniden Erbakanlaştı. Partiden kopan, Numan Kurtulmuş, yeni bir parti kurmanın hazırlığında. Bir haber televizyonuna verdiği bilgilere bakarsak, o, da, Tayyip Erdoğan gibi başlıyor. Partimizde, her görüşten insan, bir araya gelecek, diyor. Her görüş olacak, ama, milli görüş olmayacak. Erbakan Hoca, Milli Görüşün patentini almış. Tüm bunlar olurken, Aczimendi lideri Müslim Gündüz de, piyasaya çıktı. Sanki, birileri, bir yerlerden, işareti verdi gibi. Mollalar, şeyhler, şefler, reisler, tek tek, arzı endam ediyorlar. 12 Eylül Referandumunun getirdiği, Anayasa değişiklikleri, daha çok demokrasi getirmiş olmalı ki; demokrasi aşıkları ortaya çıktı. Yani, demokrasiyi, demokrasi ile yok edecek olan, demokrasi aşıkları. Aczimendi Müslim Gündüz, buyurmuşlar ki, Kemalizm devri bitti. Acaba, şimdi ne devri başlıyor, doğrusu merak ettim. Şapşalizm olabilir mi?