Dengesiz ruh halleri

İnsanın hiçbir anı birbiri ile aynı değildir. Benzer taraflar olur ama aynılığı bulamazsın. İfadeler, bakışlar, kelimeler, tepkiler farklıdır. Bir sabah uyandığında bir çocuğun hiperaktifliği ve masumluğuna sahipken, başka bir gün uçurumun kıyılarında gezinir. Keskindir sözleri, nereye gideceğini bilmez… Kocaman dünyada kendini küçücük gibi hisseder. İçine sindiremez bu küçüklüğü, hayatın kendine verdiği koordinatları beğenmez. Kendini bir dağın zirvesinde hissederken, gözlerini açıp baktığında eteklerinde olmak zor gelir…

Oysa yeri etekler değil de zirvede ki en güzel yerdir. Gülümser etrafa ama küçük oyunlarını çevirmekten de geri kalmaz. Aşk, hayat ve benzer konular basittir. Hayatı kavrayışı farklıdır bu ruhların… Masum bir kediden, vahşi bir aslana dönüşebilir. Ormanın kralı olmak varken, hayvanat bahçesinin kafesleri ardında yaşar… O büyük dünyayı, demir parmaklıklar arasından görürde yine de en iyi benim der… Hamurunda mükemmeliyet vardır nasıl olsa…

İşte böyledir dengesiz ruh halleri… Küçümser hayatı, umutla bakmaya çalışanları… Hayat, onun gözüyle farklıdır. Ruhunu arındırma yöntemleri ilginçtir. Masmavi gökyüzüne odaklanmak yerine, çamurla bezerler yüreklerini… Bir gün kara görünürsün gözüne, bir gün ak… Hatta büyük evreninde, gereksiz görünen küçük bir gezegensindir…

Bilmez ki oluşturduğu evrene tüm pislikleri çekmiştir. Bilmez ki ruhu hırslarına teslim olmuştur… Sorunlarını başka ruhlara bezeyerek kurtulacağını zanneder ama yanıldığını anlayamaz. Güçlü yürekler, dengesiz ruhlara teslim olmaz… Bunu hiçbir zaman göremez.

Fotoğraf: Tarık Aytaç Gürbüz