Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Temmuz '12

 
Kategori
Kitap
 

Denizli kültüründe efsaneleşmiş öyküler

Denizli kültüründe efsaneleşmiş öyküler
 

Kitap en iyi arkadaştır.


Geçenlerde ( 16 Haziran 2012 ) Denizli'de Gazeteci, yazar Dr. Tahir Kutsi Makal’ın aramızdan ayrılışının 13. yılında Söke’den bu anma törenine Yeni Söke Gazetesi sahibi Hasan Hüseyin Yavaşoğlu ile birlikte bu  törene katılmıştık. Dr.Tahir Kursi Makal’ın kardeşi gazeteci ve yazar Mithat Makal’ın nazik daveti üzerine Denizli’de bulunmuş ve anma törenine gelen birçok şair ve yazarla tanışma, görüşme fırsatını bulmuştuk.

Bunlardan Şerif Kutludağ, Hasan Kallimci, Ünal Şöhret Dirlik,  Mehmet Dağal ve   Ramazan Efe ile tanışmış ve birbirlerimize kitaplarımızı imzalı olarak armağan etmiştik. Daha önce de bu anma töreniyle ilgili izlenimlerimi sizlerle burada paylaşmıştım.

Bu yazımda bana verilen değerli kitaplardanDenizli Kültüründe Efsaneleşmiş Öyküler” (ikinci baskı - 2012 ) kitabından biraz sözetmek istiyorum. Bu eserin değerli yazarı Hüseyin Gümüş’tür. Yazar Hüseyin Gümüş adıgeçenanmatoplantısında bizimlefüazmlasıylayakınlıkgöstermişti. Sankikırkyıllık dost gibi kısa bir  zamanda arkadaş olmuştuk. Güleçyüzü, sohbeti ve bize olan yakınlığı misafirperverliği bir anda dikkatlerimizi çekmişti. Çantasından bir tomar kitap çıkardı.

Bu kitaplarından yeni fırından taptaze çıkmış Denizli Efsanelerinden Öykülleri bana imzalı olarak vermek istedi.  “ hocam, adınızı, soyadınızı ve mesleğinizi bana tam olarak söyler misiniz? “sözü üzerine ben de adımı ve mesleğimi tam olarak söyledim. O da adı geçen kitabını aynen şöyle yazdı ve imzalayıp bana armağan ettiler:  Hüseyin Gümüş adı geçen ktabının birici sayfasında, özenle ve mavi dolma kalemle  şunları yazıvermiş:

“ Emekli öğretmmen eğitimci yazar Abdülkadir Güler’e iyi dileklerimle, Dr.Tahir Kutsi Makal Anma Günü anısına 16 Haziran 2012 “ diyerek imzalamışlardır….

Kitabı bana verdikten sonra “hocam  kitabım hakkında bir şeyler yazarsanız sevinirim”diye sözlerine ekledi. Ben de bu düşüncelerle kitabı döne döne okuduktan sonra bir şeyler yazıyorum….

Hüseyin Gümüş’ün bukitabı “Denizliden Efsanelermiş Öyküler’in genişletilmiş bölümlerle ikinci baskısı 160 Denizle’de basılmıştır. Tertemiz bir baskısı vardır. Kapak kompozisyonu albenili ve düzenli olarak hazırlanmıştır. Kitabın giriş bölümünde emekli öğretmen Mehmet Güvençer,  yine emekli öğretmen Hasan Kallimci ve gazeteci yazar Mithat Makal’ın birer tanıtıcı, değerlendirme bağlamında yazıları yer alıyor. Kitapta yaşanmış efsane halinde yazılmış 44 öykü ve birkaç fotoğrafla tamamlanmaktadır. Yazarın konu olarak ele aldığı yaşanmış öyküler bizzat yazarın yaşadığı Deniçzli ve çevresindeki hayattan alınmış olup, Denizli ve çevresinden geçen öykülere yer verilmiştir.

Yaşanmış efsanevi öyküleri yazar Hüseyin Gümüş’ün akıcı, yalın, duru bir Türkçesi vardır. Kitabı severek ve döne döne okuduğumu belirtmekisterim. Bazı cümlelerin, satırların da altını çize çize okuduğumu belirtmek isterim. Altını çizerek ve beğeniyle okuduğum bazı yaşanmış efsanevi öyküleri yazçıyorum:

“Denizli’de Efsane Bir Köy Efsane Bir Öğretmen ( s. 8 9 ), Çubukçular Köyünde İmeceyle okul Yapımı ( s. 9 ),Çubukçu’da Efsane bir öğretmen Baha Özcan ( s. 14 ) ,Örenköy Okuluna Gezi ( s. 18,19 ), Çubukçularda Karne Şöleni’ ( s.22,23 ), Bozdağın Eteklerinde Özlemle Beklenen Düğün ( s. 23, 29 ), Baha Öğretmenin düzenlediğ Yarışta İlginç bir Oyun ( s. 32, 34 ),Çubukçu’da Bir Öğretmenin Veda Konuşması ( s. 35,37 ),Tepeybala Köyüne Mektuplar ( s. 39,43 ),Atatürk’ün Denizli Treni ( s.  57- 59 ),Çubukçularda Köy Odası ( s.66,67 ),Yazamadığım Bir Öykü ( s. 68,69 ), Bozdağı Eteklerinde Emine Nine ( 76,77 ), Çubukçulardan Aydın’a Bir Irgatlık Göçü ( s. 78,82 ), Sırlarla Dolu Yaşanmış Bir öykü (s. 84,86 ),Yitik Kitabın Öyküsü ( s.  87,91 ),Toros Dağlarında Kısa Bir Mola, (s.   65, 97 ), Altmışlı Yıllar Ve Kuşadası  ( s. 107, 110 ), Papatyalı Damın Esrarı ( s. 119, 121), Denizli’nin Efsane Valisi Recep Yazıcıoğlu ( s.125, 127 ), ve Denizli Kültüründe Acıpayamın yeri (s. 135,138), öykülerle birlikte Denizli’nin adını taçlandıran gazeteci yazar Dr.Tahir Kutsi Makalı da unutmamıştır. Kitabının 147. sayfasında bir fotoğrafla anısını yaşatmıştır.

Peki, yazar Hüseyin Gümüş kimdir?

Kitabın yazarı Hüseyin Gümüş kitabın giriş kısmında kendini şöylece anlatıyor: “ 19 Mayıs1950’de Kuşadası’nda bir çiftlik evinde doğmuşum. Kuşaadasına4 km mesafede olanbu çiftlik, Hüseyin Birinci’ye aitolup birtütün çiftüliğiydi. Heryılyılnisanayındra ortalarında Bozdağ’ınetklerindenki köyümüzü Çubukçulardan ailecek bu çiftliğe göçerdik. Çünkü babam burada çalışıyordu. Çiftçi başıydı.15 yaşına kadar çocukluğumun en az üç ayı bu çifklikte geçerdi. Temmuz sonunda ise yeniden Çubukçulara dönerdik.   Daha sonra Denzli Sanat okulundan mezun oldum. Amacım yurt dışına gitmekti. 45  yıldan beri Denizli’de ikamet ediyorum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Çocuklarımdan biri subay, biri de öğretmendir…"

Yazı hayatıma ilkokul sıralarında başladım. İzmir’de açmışoduğu bir kompozisyon yarışmasında 1966 yılında birinci oldum. O gün bugündür yazıyorum. Denizli Orman Bölge Müdürlüğü'nden emekli oldum. Halen Denizli’de ikamet ediyorum”diyor…

Hüseyin Gümüş’ün budeğerli kitabından sayfa 84 ‘te yer alan” SIRLARLA DOLU YAŞANMIŞ BİR ÖYKÜ’den bir, iki paragraf alıntı yapmak istiyorum:

“ 1974 yılı Ağustos ortalarıydı. Kıbrıs’taki her iki barış harekâtının da zaferimizle tamamlandığı günlerdi. Türk’ün gücünü Kıbrıs’ta bir kez daha göstermişti şanlı ordumuz.  (…) Asker ve zafer. Bu iki isim nede güzeal bir ikili oluşturuyor… Bu ikiliye bir de Ağustos ayını eklersek muhteşem üçlü çıkıveriyor mu ortaya? Ağustos ayı tarih boyunca Türk Ulusunun zafer ayı değilmi?  Bu güzel  duygular kafamda şekillenirken, günlerce birsubay babası olmanın özlemi doğıuyordu içimde. Yine o gazete adıgeçen Güzelyurt ve ona bağı Yeşilyurt Beldesini, birgün gezip görme özlemi yaşadım hep.

Zalan hede çabuk geçiyor. 28 yıl sonra eşimle çıktığımız yolculuk Kabrıs’taydı. Hem de Yeşilyurt Beldesinde. Oğlum Zafenr, buadaki topçu taburunda üsteymen rütbesinde bir subaydı. 45 gün süren bir gezide, Kıbrıs’ın tüm Türk bölgesini de gezdim. En beğndiğim yerde, narenciyle ve üzümyle ünlü Yeşilyurt Beldesi oldu.

Büyüklerimiz “eşref saat “ diye bir zamandan söz ederler. İnsanın dualarının kabul olduğu bir zaman. Olurmuş. 28 yıl önceki dualarımım kabul olmuş olacak ki, usulsal gazetede ki haberi okuduğumdan altı ay sonra birkerrek çocuğum dünryaya geldi. Orta okul sonrası girdiği askeri lise  sınavlarını da kazandı. 2002 yılında da Kıbrıs'ın Yeşilyurt  Beldesi'nde ki topçu Taburunda üsteymen olarak rütbesinde bir subaydı. Yaşadıklarımla sıra dolu.

1974 Ağustos ayında, kahraman ordumuzun eşmin doğum günü yaptığı Lefkoşe’deki Türk Hastanesinde de heyecanlı saatler yaşadım. Çünkü 27 Mayıs 2002 sabahı o hastanede bir torunum dünyaya geldi. ” ( s,85,   86 ).

Hüseyin Gümüş, Denizli Kültüründe Efsaneleşmiş Öyküler “ adını taşıyan kitabında  yarınlara kalıcı ve örnek alınlması gereken  öyküler kalemele almıştır. Yazılarında Denizli'nin  tüm yaşantısını,geleneklerini, göreneklerini, halkın  geçmişten bugüne  yaşadığı olayları, kuşaktan kuşağ  şaşadığı tüm olayları birer öykü bağlamında akıncı ve yalın bir Türkçe ile sergilemeye çalışmıştır. Hüseyin Gümüş'ü bu güzelim eserinden dolayı kutluyor, başarılarının devamını ve daha nice eserlere imza atmasını  diliyorum....

  

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..