Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '11

 
Kategori
Güncel
 

Depreme sevinmek PKK'nın değirmenine su taşımak değil midir?

Depreme sevinmek PKK'nın değirmenine su taşımak değil midir?
 

Dün geceden beri utanç içerisindeyim...

Sadece utanma da değil, geleceğimiz konusunda büyük bir kaygı yaşıyorum.

Dün Van depremi yaşanmıştı. 7.2 büyük bir depremdi. Özellikle de doğudaki evlerin depreme dayanaklı olmadıkları bilinen bir gerçek olduğu için can kayıplarının çok fazla olacağı tahmin edilebiliyordu.

Bir ara facebook sayfama girdim, girmez olaydım...

Her olayda provakatif çıkışlar sergileyen, dilinden Atatürk'ü düşürmeyen, Atatürk'ün profiliyle boy göstermeyi kendisine meziyet sayan bir arkadaşın bedduaları ile karşılaştım...

"Allah dağları başınıza yıksın diye dua etmiştim, duam kabul oldu" sözleriyle mutluluk içerisindeydi.

Bu durumu arkadaşın ruhsal patalojisine yorup önemsemeyecektim ki, bir siteyle bağlantılı olduğunu gördüm.  

Haliyle araştırmak istedim. Neler yazmamışlardı ki! Birkaç örnek vermek istiyorum:

Hükümetin yapamadığını Allah yapacak inşallah!

Allahın sopası yok, beter olun!

Allahım sen çok büyüksün, bu daha uyarı.

Allah işte böyle vurur, rabbim sana şükürler olsun!

Ayyy çok sevindim, bak inşallah biraz vatan hainlerini temizler.

Allah Dıyarbakır'a da nasip eder inşallah.

Valla yerle bir olsa beş kuruş vermem. Vanlıya para göndereceğime sokak köpeklerine mama alır yediririm. Hiç olmazsa ihanet etmez.

Ohhh serinledim biraz.

Böyle devam edip gidiyor...

Tabii ki bunları lanetleyen siteler de var...

Diyelim ki bunlar kendini bilmez çapulcular. Ya büyük sorumluluk taşıyan, ağızlarından çıkacak her harfe özen göstermek zorunda olan haber spikerlerine ve program yapımcılarına ne demeli?

HABERTÜRK spikeri Duygu Canbaş, "Deprem her ne kadar doğusundan Van'da da olsa hepimiz üzüldük" demiş.

ATV'den Müge Anlı da, "Herkes haddini bilecek. Yeri geldi mi taş atacaksın, kuş avlar gibi avlayacaksın sonra yardım isteyeceksin. O polisler hemen yardımına koştu oradakilerin. O taş atanların eli kırılsın".

Böyle bir büyük acı bir insanlık dramı yaşanırken, insanlar koca koca beton yığınlarının altında can çekişirken söylenecek sözler mi bunlar?

İnsanlıktan nasibini almamış sadist ruhlu insanlar... Nereden ve nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Savunulacak, mazur görülebilecek hiçbir yanları yok.

Söz konusu deprem olduğu için hepsinin dilinde Allah sözü var. Belli ki inançlı insanlar. İslam'ın Peygamberi Hz. Muhammed, İslam'ı tebliğ etme çalışmaları içerisinde Taif'e gitmişti. Burada hiç hoş karşılanmamış, atılan taşlarla kanlar içerisinde kalmıştı. Yanındaki sahabiler ondan beddua etmesini istediklerinde, o, kendisini yaralayan insanlara dua etmeyi tercih etmişti. Nitekim bir kaç yıl sonra o insanlar İslam'ın mücahitleri olmuşlardı.

Van, Kürt kökenli vatandaşlarımızın çounlukta yaşadığı bir il olabilir. Peki Kürt demek PKK demek mi? Nitekim 2011 genel seçimlerinde bağımsız adaylar toplam % 49, 41 oy almışken Ak Parti % 40, 01, MHP ile CHP de toplam % 6 civarında oy almışlardır.

Kürtlere devletin bunca yıl yaptığı haksızlıklar, yasaklar ve baskılardan sonra PKK'nın 27 yıldır bu durumu istismar ederek sürdürdüğü propagandaya, milliyetçilik pompalamasına rağmen, Van halkının hala % 50'si sağduyu içerisinde birlik ve beraberlikten yana tercihlerini yapmışlardır.

Haksızlıklar ve milliyetçilik duyguları içerisinde PKK yanlısı partiye oy verenlerin hepsinin de PKK'nın cinayetlerini destekledikleri söylenemez. Nitekim Osman Baydemir'in Çukurca baskını sonrası isyanlarını gördük.

Bir an için desteklediklerini de kabul etmiş olsak, bu, onların iç dünyalarını ilgilendiren bir durum değil midir? Hz Muhammed gibi onları ikna etmek ve doğru yola çekmek varken, kahırlarını istemek doğru olabilir mi?

Bırakın halkı, Çukurca'da gecenin bir vaktı baskına uğrattıkları masum erleri acımasızca öldüren PKK'lılar bile kandırılmış ve şartlandırılmış çocuklur değiller midir? Onların içlerinden gerçekleri görüp büyük bir pişmanlık ve vicdan azabı içersinde itirafcı olanların hikayelerini okumadık mı?

Esas sorumlular, kendilerince kurdukları saltanatı devam ettirebilmek için onların ellerine silah verip cinayet işleten üç-beş elebaşı değil midir?

O çocuklar dağda ölüyorlar, onları bile bile ölüme gönderenler de Kandil dağlarının eteklerinde keyif sürüyorlar. Saltanatlarının propagandasını yaptırmak üzere de bir ceviz ağacının altında gazetecilere kebap, çayda tutulmuş taze balık, tandır, beyaz pilav, kaburga dolması, et kavurma, ciğer, yoğurtlu yaprak sarma  ziyafeti çekiyorlar, krallara layık yaşamlarının reklamını yaptırtıyorlar. Kandırılmış gariban militanlar da soğuk mağaralarda kuru ekmek, soğan, domatese talim ediyorlar! Ölürse babasının kesesinden -nasılsa arkası geliyor-, yaralanırsa "kafasına sıkın!". Yirmi tane yaralı var. "O zaman roket mermisi atın!".

Ne ala memleket değil mi? Kışlada-dağda bunca taze fidanın kanlarıyla ve doğuda-batıda onca anaların gözyaşlarıyla keyif çatıyorlar, kabadayılık yapıyorlar!

Esas suçlu bunlarken bunların suçlarının cezalarını masum bir halka ödetmeye kalkışmak adalet ve nisfete sığar mı?

Bu derebeyliği sürdürmek amacıyla üzerlerine basacakları ayrı bir halka ihtiyaçları olduğu için yıllarca Türk-Kürt kardeşliğini bozmak için her türlü provakasyonu denediler. Hassasiyetleri kaşıdılar, çatışmaları Türk-Kürt milli maçı diye sunmaya kalkıştılar.

Eğer Kürt halkının % 30'larını değil de % 70'lerini kandırabilmiş olsalardı, hedeflerine ulaşacaklardı.

Her şeyi bu sağduyulu çoğunluğa borçluyuz.

Onlara teşekkür edecek yerde, birileri lanet okuyorlar.

Hem de bir tabii afet sonrasında. Böyle zamanda düşmanına bile yardıma koşmak, kandırılmış olanları da kazanmak dururken, beddua ediyorsunuz.

Bu şekilde bir davranış birliğe mı ivme kazandırır, yoksa ayrılığa mı?

O zaman sizin PKK elebaşılarından ne farkınız var ki?

Sizler onların değirmenine su taşıyorsunuz!

PKK'nın 27 yıldır başaramadığını sizler başarmak istiyorsunuz!

Yazık!

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..