Dersaneler kapanıyor mu?

21 ve 22 Haziran tarihlerinde SBS 6 (Seviye Belirleme Sınavı 6.sınıf) ve SBS 7 uygulandı. İlköğretim öğrencileri bir ilki daha yaşadılar.

Kaygı ve stres yüklü bakışlar yaşamın en mutlu geçmesi gereken bu döneminin mutsuzluklarla heba olduğunu anlatıyordu. Sadece çocuklar mı? Anne baba ve diğer akrabalar da en az çocuklar kadar heyecanlıydı.

Bunları nereden mi biliyorum? Sınavda salon görevlisi olduğumdan… Başarılı bir sınav uygulamasını daha geride bıraktığımızı söyleyebilirim.

Görev alanından daha huzurlu ayrıldığımı itiraf etmeliyim. Nedenine gelince; çünkü sorular eğitimde daha çok süreci değerlendirecek şekilde hazırlanmıştı. Günlük hayatta karşılaşabildiğimiz sorun ve problemlere yer verilmesi, bunların şekillerle desteklenmesi, soru hazırlamada yeni bir dönemin başlangıcı gibiydi. Eğitimin kişiyi hayata hazırlama amacına uygun, ezberi önleyici nitelikteydi. Verilen bilgiyi değişik duruma yansıtabilmesi yeteneğini ortaya çıkarabilecek sorulara da yer verilmişti.

Çevreye duyarlılığı ölçen sorular akıllıca hazırlanmıştı. Sorunu ortaya koyan ve çocuğun çözüm yaratma gücünü keşfeden sorulara farklı derslerde yer verilmesini sevindirici bulduğumu da belirtmeliyim. Öteden beri bunun yapılmasını savunanlardanım.

Tüm bunlar neye yol açacak? Çocuklarımızın mutluluğuna katkısı ne olacak? Veya çocuklarımızı “yarış atı” olmaktan kurtarabilecek mi?

Büyük ölçü de “evet”.

Huzur veren nokta da budur. Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmeni arkadaşlarımın bu konuda benimle aynı kanaati paylaştıklarından eminim.

Gelelim asıl meseleye…

Bu sorular dershane kapattırır mı? Veya okulda verilen eğitim bu soruları çözmek için yeterli mi?

Eğitimci uzman bir öğretmen olarak rahatlıkla söyleye bilirim ki; “Bu sorular için dershane desteğine ihtiyaç yoktur. Kıt kanaat geçinen büyük çoğunluğun boğazından keserek çocuğunun dershane öğretimi için bütçe ayırmasına gerek kalmamıştır.

Böyle bir söz nedeniyle “dershanecilik” sektörünün tepkisini çekeceğimi biliyorum. Bildiğim bir şey daha var ki öğretmen olarak anne-babaları doğru bilgilendirme sorumluluğumuzun olduğudur. Bu misyonu ilke edinmiş herkes bunu açık seçik söyleyebilmelidir. Şartlar ne olursa olsun…

Ama nerede…

Gün boyu SBS’yi değerlendiren tv kanallarını izlemişsinizdir. Konuşurken mangalda kül bırakmıyorlar. Hiç birinden “bu sorular için dershane desteğine ihtiyaç yoktur” sözünü duymamışsınızdır. Duyamazsınız… Bu programlar dershaneler sponsorluğunda hazırlandığı için duyamazsınız. Bu cevap için gerekli soruyu yöneltebilecek yürekli eğitimci de bulamazsınız.

Bu mesajı Milli Eğitim Bakanlığı’nın vermesi gerekmez mi? Aslında Bakanlık mesajı veriyor. Ancak yukarıda ifade ettiğim hal nedeniyle mesaj alıcıya yeterince ulaşamıyor. Bakanlığın soruların cevaplarını merak eden öğrenci ve velinin ekran başında olduğu sınav sonrası zamanlarda sınavı değerlendirecek yeterlilikte öğretmeni mi yoktur? Bu neden yapılmaz anlayabilmiş değilim.

Lütfen yazdıklarımdan özel eğitime karşı olduğum sonucu çıkarılmasın. Amacım zaten kıt olan ülkemizin kaynaklarının sorunları çözecek şekilde kullanılmasını sağlamaktır. Mevcut durum okullarda verilen öğretimin tekrarından öteye geçemiyor. Böylece milyarlarca liralık kaynak boşa gidiyor.

Sorulması gereken soru: “Bu olağanüstü kaynağı eğitimin sorunlarını çözmede nasıl kullanabiliriz?” Bina hazır, öğretmen hazır, donanım hazır… Eksik olan ne? Eksik olan dershanecilik geleceğinin doğru öngörülememesidir. Dershane kurucularına tavsiyem okullaşın, okula dönüşün. Zor durumlara düşmeden… Yakın zamanda veli de öğrenci de bu sınavlar için dershane desteğine ihtiyaçları olmadığını anlayacaklar…

Siz o gün gelmeden önleminizi alın, okullaşın.

Musa Özcan

Uzman Öğretmen