Devlet idare etmek ciddi iştir

Son yıllarda çıkarılan kanunlarla, kamuda çalışanların 65 yaşına geldiğinde yaş haddinden emekli olması için düzenlemeler yapıldı.

Bu düzenlemelere göre; Kamuda çalışan bir kişi, mesleğinde uzman, şube müdürü, genel müdür veya sıradan bir çalışan olsa bile, 65 yaşına geldiğinde yaş haddinden emekli olmak durumundadır. Düzenlemeler bununla da kalmıyor. Bu yaşa gelmiş bir kişi evini, arabasını satmak istese veya benzeri bir işi olsa, devlet ondan ‘akıl sağlığının yerinde olduğuna dair psikiyatri raporu‘ istiyor. Bu rapor olmadan kişi kendisine ait taşınmazları ve değerleri satamıyor veya evlatları arasında pay edemiyor.

Konuyu bir başka şekilde ifade edecek olursak; Devlet 65 yaşına gelmiş bir kişiye, ‘sen bu resmi daireyi idare edemezsin’, ‘sen bu yaşta çalışamazsın’, ‘sen bir şey satacaksan önce akıl sağlığın yerinde olup olmadığını belgelemelisin’ demek istiyor.

Bütün bunlara rağmen, devleti idare edenlerde veya idare etmeye aday olanlarda böyle bir sınırlama getirilmemiştir.

Acaba devlet idare etmek bir resmi daireyi idare etmekten daha kolay bir iş midir?

Bir araba satmak için 65 yaşındaki kişilerden Akıl sağlığı raporu istenirken, devleti idare etmek isteyenlerde yaş haddi sınırlaması olmaması ne anlama geliyor.

Acaba devlet idare etmek, devlete ait arazileri, kurum ve kuruluşları satmak, bir araba satışından bile daha önemsiz bir iş midir?

Bana göre bu yaş sınırlamasının, gençlerin önünü açmak için, meclise girecek olanlara ve yerel yönetimlerde aday olanlarda da uygulanması doğru olacaktır.
Bu uygulama sonrası, tecrübeli büyüklerimiz bu şekilde seçilmiş olan gençlere iyi birer danışman olacaklardır.

Yurdaer KILIÇ