Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '09

 
Kategori
Haber
 

Devletin Çivisini mi Söküyorlar?

Devletin Çivisini mi Söküyorlar?
 

Yıllardır yabancıdan yorum almaya karşı çıkan muhafazakarlar, son yıllarda yabancı yorumcuları el üstünde tutmaktadırlar. Guardian Yazarına da kulak versinler.

Son zamanda gündemi oluşturan kürt açılımı söylemleri için yabancıdan da ses çıktı. " Kürt açılımı tartışmasına İngiliz The Guardian gazetesi de katıldı. Gazete Atatürk'ün mirasına Erdoğan'ın en büyük darbeyi vurabileceğini yazdı." (Hürriyet.com-29.07.09)(1)

Yazar, “Türkiye Barışa Mı Hazırlanıyor?” başlıklı gazete yazısında, "kürt açılımı" projesi için "Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün aşınan ultra milliyetçi mirasına şimdiye kadar en büyük darbe vurmak üzere olabilir” yorumu yaptı.

Bindiği dalı kesme hikayesi Nasreddin Hoca'dan, bugün yapılanlar da buna benzer bir şey. Devlet en zayıf imkanlarda oluşturduğu kuruluş ilkelerini, ne yazık ki bugün onca gelişmişlik nutuklarına rağmen revizyona belki de erozyona uğratmaktadır.

Bu ülkede herkesin bildiğini yeniden yeniden yazmaya gerek yok. Bütün resmi ve özel iş ve işlemlerde, Resmi ve özel girişim ve eğitim öğretimde ayrıcalık veya kimseye bir ayrımcılık var mı? Kürtçe konuşmanın yasaklandığını ben hiç görmedim. Ancak madem ki kürtler de bu devletin asli unsurudur, dil dışında bir sorun yoktur. O da kürtçe eğitim ve resmi yazışmadır. Bu konu demokratik platform içinde çözülmelidir. Başka sorun var diyen yalan söylüyor. Bunun dışında etnik sorun diye demagoji yapılanlar ülkenin sosyal - ekonomik genel yönetsel sorunlardır.

Köy isimleri değişmesi dışında bir fiili durum halka yansımadı ancak köylerin isimleri sadece kürtçe olanlar için değil ülke çapında anlaşılmayan veya beğenilmeyen isimler değiştirildi. Birçok kürt vatandaş bile köyünün isminin ne anlama geldiğini bilmiyordu. Bu konuya itiraz varsa, köy halkının oyuna başvurulur istediği isim konulur veya eski adı verilir. Kültürel daha başka dil örneğinde olduğu gibi değişik haklar varsa bilinmeyen, Parlamentomuzda DTP partisi verir kanun teklifini ülke meclisinin M.V.'leri uygun görürse yasalar çıkar veya idari düzenlemeler yapılır.

Devleti dönüştürmenin yetkisini halktan referandum ile alan var mı? Son günlerde bir de adımızdan korkar, utanır olduk. Neymiş! "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözü sağa sola yazılmamalıymış. Bunun en yetkililerce dile getirilmesine ne gerek var. Aslında vatandaş olarak halktan dört göbek gerisini kime sorsanız bilmez. Bırakın 12 Eylül'ü, güneydoğuya 80 öncesi gittiğimde Hükümet konakları ve resmi bir çok binada merdiven başlarını ve koridorları Milliyetçi söylem ve vecizelerle doldurulmuştu. Bu da tuhafıma gitmişti. Bunlar idari sansasyona gerek kalmadan yapılacak basit konulardır.

Ancak bugün konu bu basit konular değil; kimse dilinin altındaki baklayı çıkarma cesareti göstermiyor ve gösteremez. İşi politik (çok yüzlü) davranışlarla hazırlık ve geçiş dönemi için zemin hazırlık dönemi oluşturmak istiyorlar. İşte bu süreçte konunun ciddiliği yabancıları da yazmaya zorluyor. Onlar ne başlık yazarsa ne maksat güderse gütsün, analizini kendimiz özümüze uygun olarak yapmalıyız.

Yazar Tisdall “Başbakan’dan beklenen adımların, olduğu iddia edilen İslamcı gündeminin ilerletilmesi değil, Atatürk’ün, bastırmak için çoğundan çok çaba gösterdiği, Türkiye’nin 12 milyonluk güçlü etnik Kürt azınlığının hakları ile ilgilidir” görüşünü dile getirirken Erdoğan’ın hükümetin sorunu çözmek için bir “Kürt girişimi” üzerinde çalıştığını doğrulamasının “öfkeli spekülasyonlar”ı tetiklediğini kaydetti.(1)

Yazarında işaret ettiği gibi Bu girişimlere muhalefet geniş yelpaze oluşturmaktadır. Sadece muhalefet değil kendi parti tabanı da genel olarak benimsememektedir. Bakın yazar ne diyor: “Erdoğan’ın tereddütlerinin nedeni ise, kuşkusuz ki kısmen, kendisini ve lider olduğu İslam'a dayalı Adalet ve Kalkınma Partisi’ni gizlice dini bir gündemi izlemekle suçlayan aynı muhafazakar, laik sivil ve askeri muhaliflerinden kaynaklanan sert direniştir.”(1)

Yazar İngiliz'liğini de unutmadan psiko-siyasal gazını ve mesajını da vermeyi ihmal etmemiş. " “Ancak zaman değişiyor ve katı devletçi Türklerin de değişmesi gerekecek. Türkiye’yi yaratan Lozan Antlaşması’nın 86 yıl sonra Atatürk’ün şekil verdiği dar gömleğin gevşemesine yönelik karşı konulması zor baskılar büyüyor” demiştir.

(1)Hürriyet Gazetesi
 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..