Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '12

 
Kategori
Dünya
 

Devridaim (devr-i daim) makinesi ile enerji meselesini kökten çözmek

Devridaim (devr-i daim) makinesi ile enerji meselesini kökten çözmek
 

Google'da devridaim makinesi yazınca bunlar çıkıyordu. Bakalım sıralamada biz de yer bulbilecek miyiz?


Orta okul yıllarımda fizik ve matematiği ucundan öğrenmeye başlayınca, o dönemde yayınlanan ‘Bilim Dergisi’nde (ya da Tübitak’ın Bilim ve Teknik Dergisi’nde) gördüğüm bir düzenekten yola çıkarak hiç durmadığını düşündüğüm bir çark sistemi ile ilgilenmeye başladım. Bu ilgim, ‘kâşif’ edası ile detaylarını çizip, çarkın üzerindeki kütlelerin yerlerinde oluşan değişimleri hesaplamakla ve her zaman bir tarafın daha ağır bastığı yanılgısına kapılmama neden oldu. Eğer çarkın bir tarafı ağır basarsa o tarafa dönerdi… Bu da hiç durmaması demekti! Ne güzel değil mi?! Sonsuz enerji! ABD’nin ve o dönemki Sovyetlerin enerji savaşlarını sona erdirmesini sağlayacaktım! Vay be! Ama işin aslı öyle değilmiş. Yetersiz matematik ve fizik ile ancak görünen kısmını yorumladığım sistemin arka tarafında eninde sonunda durmayı öngören bir felsefe varmış. Buna: Enerjinin Korunumu Kanunun deniyormuş.

Ben de Newton yerçekimini bulana kadar herkesin uçtuğunu zanneden şapşallar gibi uçabiliriz demişim… Yani enerji fiziği bakımından buna benzer bir şey söylemişim. :))

Bu devr-i daim zırvası son 500 yılın bilim dışılıklarından belki de en saçması! Bu tür yanılgılar, bilimsel terimler içermekte ama bilimsel yöntemlerin hatalı kullanıldığı uygulamalardan kaynaklanıyor. Bir tür Paradoks!

Devr-i daim, adından da anlaşılacağı gibi sürekli dönen demek. Sadece mekanikle değil, elektrik ile ya da başka enerjiler ile de olabilir. (Yani olmayabilir) Nasıl?

Aynı eksene bağlı bir dinamo ve bir elektrik motoru düşünün. Elektrik motoruna ilk hareketi sağlayacak bir elektriği verirseniz o anda sistem dönmeye başar ve dinamodan elektrik alırsınız. O elektriği alır tekrar motora yönlendirirseniz ne olur? Motor döner, motorun dönmesi ile dinamo elektrik üretir, elektrik ile motorun dönmesini sağlarsınız…  Düzenek teoride döner de gerçekte de döner mi?

Eğer bu dönen sistemde eksenin üzerine volan etkisi yapacak bir kütle bağlarsanız motor sayesinde ilk dönüşü alan sistem, eylemsizlik (yani dönen bir şeyin durmak istememesi) nedeniyle kolay-kolay durmaz ama hepsi o kadar. O düzenek, volan sayesinde yükleneceği hareket enerjisi ile dışarıdan yardım almadan, eksenlerin bağlı olduğu düzenekteki sürtünmeler de azaltılırsa; bu işi bileyenleri kandırmaya yetecek kadar uzun bir zaman boyunca döner! Evet, döner ama o dönme işinin tüm enerjisini ilk hareket için sizin verdiğinizi unutmamamız gerekir! 

ŞİMDİ BUNU NİYE ANLATTIM:

Girişimcilik ve tasarımcılık konularında meraklı birkaç ağabeyimiz, bir araya gelmiş, işi gücü bu projeye odaklanmış ve odaklandıkları proje için çevrelerinden yardım, destek, fikir alabileceklerini düşünerek beni bulmuş… (Proje desteği konusunda kapım herkese açık. Tek şartım şu: Proje konuları akıl ve mantık çerçevesinde olacak ki sonuca ulaşabilelim. Merih’te arsalar ucuzdur orayı parselleyip satalım derseniz bunu ABD Devlet Başkanı Obama’ya sormadan yapmamamız gerektiğini hatırlatmam gerekir. E, ne de olsa bütün kainat Amerikalıların!)

Gidip ‘projeyi’ inceledim. Ustalar, işin büyük kısmını halletmiş. Buldukları motorlar, dinamolar, şasi ve düzenek ile ilgili tüm ekipman halledilmiş. Toplama malzeme ile olabileceklerin en iyisinden de iyi bir deney ortamı üretilmiş. Düzeneği görünce bir süre önce TV’lerde ve gazetelerde haberleri çıkan “Erke Dönengeci”ni hatırladım. Bizim proje de Erke’ye kafa tutabilirdi. Tek sorun elektriksel dönüşümle ilgiliydi. Zaten, benden de bunu çözmemi istiyorlardı…

Projenin hikayesi, hasta iyi eden üfürükçülerin hikayesinden farksız: Bir başka vakada başarıya ulaşılmış da… Biz de bunu başarabilirmişiz?!

Ne diyeceğimi şaşırdım ama ülkenin güllük gülistanlık hayat şartlarından bunalan ve çaresizce ortalarda dolanan insanların ‘son bir umut’ diyerek banka soymaya niyetlenmesinden iyidir! Umut denen o sihirli direnç kaynağı uğruna, başı sıkışan bir çok insanın; piyangoya, lotoya, totoya neden saldırdığını biliyorum. (Çevremde çokça var!) İşte bu da onlardan biri! Define aramak, altından bir göktaşı beklemek ya da çocuğunun fıtbolcu olmasını, türkücü olmasını dilemek gibi bir şey… Ne de olsa boru sesli bir şarkı-türkü söyleyicisi en kallavi devlet memurundan 5-10 kat daha iyi gelire sahip. Hangi girişimci(??), giriştiği “iş” sayesinde villası-millası(!+?) olmasını, ofisinde bağırıp-çağırabileceği(!) 5-10(?) elemanı olmasını istemez ki?!

Devr-i daim işi ise biraz farklı. Bu seferki piyangoyu, girişimci vatandaş kendi icat edecek! İcadı işe yarayacak ya! Sonra, 10, 100, 1000 gibi sayılarda satıp köşeyi dönecek!

Kaderin poposuna öyle bir tekme çakacak ki! O tekmeden sonra kader, kendi kaderine küsecek!!!

Hep sevgi ile kalın.

Murat SEVGİ
http://twitter.com/muratsevgi

 

 
Toplam blog
: 370
: 1092
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

1969 doğumlu. Tasarımcı, endüstriyel otomasyon sistemleri için yazılım geliştiriyor. Yüksek öğren..