Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '08

 
Kategori
Sinema
 

Devrim arabaları

Devrim arabaları
 

afişlere çekilen bu resim yaptıkları işten memnun oldukları açık görünen haklı bir tavırı sergiliyor


Dün sinema salonunda "Devrim arabaları" filmini seyrettim.
Açıkcası çok tesirlendim ve film başından ilgimi çekerek sonuna kadar merakla izlememi sağladı.
Evet, uğurlu yapım meydana çıkmıştır, diyorum.
Filmin konusuna geçmeden önce usta oyuncu kadrosuna, profesyönel yönetmen, senaryocu, kameraman ekibine minnettarlık hissi ile "ellerininze, gönlünüze, ağzınıza sağlık" diyorum.
Gerçek bir öykünün sinema versiyonu olarak çok inandırıcı oyunculuk sergilemişler.
Yanımda oturan eşim bu sinemanın hakikatla bire bir bağdaşdığını söyledi.
Konuya geçiyorum, her zaman benzer olayları duyuğumda teessüf ve üzüntü duyduğum bir noktayı, altını çizerek vurguluyorum: Ne kadar ki, Türk toplumu ilerilere doğru adım atmaya kalkışan ve birlik bekleyen kendi milletinden olan insanına hainlikle sinsi engellik töretmeye kalkacak, hiç bir zaman Türk milleti gelişmeyecek ve engel olan da hiç bir yüksekliğe ulaşamayacaktır!
Dünyaya ses salmaya, hayati önemli keşiflleri ile Dünyanın en önder devletleri sırasına girmeye çalışan nice insanımız böyle ingiliz, fransız töküntülerinin ele alıp satkınca kullandığı, Türklüğüne ihanet eden basit uşakları, hainleri yüzünden tarihe bile şahsiyet, kaşif olatak geçememiş, onların yerine Türk gençliği ders kitaplarında yabancıların adına çıkmış keşifleri öğrenmekteler.
Filmde o zamanki medyanın da iktidarın en yakınında bulunan kalbi kara, niyeti kötü devlet müşaviri adını taşıyan sinsi düşmana çalışması böyle ehemiyetli önem taşıyan projeyi gölgeleyerek halkta yanlış düşünce yaranmasına neden oldu.
130 gün içerisinde iki arabanın imalını hayal bile edemeyen dürüst ve açık kalpli mühendisler çoğunun bir birini tanımadığı halde birlik olarak millet için adeta bir kahramana dönüştüler ve Gündüz beyin deyimi ile "Yaparız" sözüne inanarak Devlet Başkanına iki araba sundular.
Hepsinin ailesi, çoluğu-çocuğu vardı ve hepsi fazla mesai sebebi ile günlerce evine gidemedi, ailesi ile sıcak yemek sofrasını unutup kendini tam konsantre, işe vermekle olmayacak bir işi olura döndürdüler.
İşte inancın ve birlik olmanın sonucu hep böyle olur.
Ne yazık ki, bir hain yüzünden bu kadar insanın emeyi sadece tarihe geçmekle, "ilk Türk arabası: "Devrim" -olarak gerçek hayatta, fabrikalarda üretmek değil, hafızalarda "130 güne iki araba üretilir, eğer insan isterse" diye cesaret verici örnek olmakla sınırlandı.
Bir de bu film hayalpereset insanlar için "hayal etmek insanı uçuruma götürüyor" deyiminin aslında yanlış olduğunun bariz ıspatıdır.
Her kaşif önce hayal etmiştir, her bilgin önce iç dünyasına inmiştir.
Cumhuriyet gazetesinden Sayın Neriman Özcan bana hayalperestikle gerçeklik hakkında bir dosya gönderdi, dosyada "hayal etmenin gerçekleşmeye götürdüğünü, hayal eden insanların gerçek hayatta çok istedikleri hayallerine kavuşacaklarını" yazıyor ve tamamen katılıyorum.
Bu filmin Neriman hanımın dosyasıyla vahdet oluşturduğunu gördüm ve ben de kendi hayallerime inanmaya başladım.
Sadece şunlara dikkat etmek oldukça önemlidir: Dost dediğiniz ve güvendiğiniz arkadaşlarınıza, çecrenizdekilere tam emin olduktan sonra işi havale edin ki, sonuçta hüsrana uğramayasınız.

 
Toplam blog
: 51
: 820
Kayıt tarihi
: 18.02.08
 
 

1978 doğumluyum. Bakü'de doğdum. Ben Kayseri'de yaşayan Azerbaycanlıyım. Kayseri'de yaşıyorum. Be..