Devrimciler Ülkücüler..

Yüksek Seçim Kurulu İstanbul seçimlerini iptal etmesi yerine tüm sandıkların tekrar sayılmasına karar vermiş olsaydı tekrar seçim masraflarına gidilmez zaten zor süreç yaşayan ekonomiye zarar vermezdi. 

İstanbul seçimleri tekrarlanmasaydı kim bilir kaç tane okul inşaa edilebilirdi..

Bu maliyet kısmı..

İptal edilmeseydi imamoğlu 13 bin farkla kalacakken 23 haziran seçimiyle 780 bin farkla rakibi karşısında önde bitirmezdi..

Erdoğan'ın, 'Türkiye pastasının kaymağını yiyen Türkiye yansa da şaha da kalksa bunların umurlarında değildir' dediği kesim bugün sandıklara koştu. Ben bunu bugün Nişantaşı seçim sandıklarında gözlemledim. Sık rastlamadığımız yüzler sandıklardaydı.

Kaymak konusunda Erdoğan'ın hakkını teslim edelim. Öyle bir gerçek var ülkede. Diğer yanda siyasette kaymağı yiyenler de var bunun da altını çizelim.

Erdoğan Türkiye pastasının kaymağını yiyenleri merak ediyordu, 23 haziran seçimle ortaya çıkmış oldu..

İstanbul seçimini tek başına CHP aldı demek yanlış bir yaklaşım olur. İmamoğlu'nun dürüst yaklaşımı ve güven verici söylemleriyle bütün parti seçmenlerinden oy almıştır.

Bir gerçeğin de altını çizmek isterim ki, demokrat ülkücülerin desteği de büyük olmuştur.

Sağ-sol ideolojiler çoktan tarih olmuştur zira 80'den önce karşit görüşler sebebiyle kardeşin kardeşi öldürdüğü dönemin bir emperyal proje ürünü olduğunu devrimci kesim de ülkücü kesim de yıllar sonra anlamış ve tekrar kardeşçe yaşamaya devam etmektedir. İşte İstanbul seçimlerinin sonucundan da anlaşılacağı gibi demokrat ülkücüleri diğer Bahçeli'ye bağlı bazı ülkücülerden ayırt etmek gerekir.

Demokrat ülkücüler sorgulama yeteneğine sahip ve Atatürk ilkeleri doğrultusunda ülkenin geleceğine hep birlikte sahip çıkmaktan yana iken diğer bazı ülkücüler sadece çıkar ilişkilerine dayalı ülkücülük peşindeler.  

Şunu söylemeye çalışıyorum, demokrat ülkücü kesim ile eski devrimci kesimin düşünceleri örtüşmeye başladı.

Bir gerçeği söylemeden de edemeyeceğim..

80'den önce aktif rollerde olan bazı sağcı ve solcu kesimin tamamen paranın esiri olmuş ve her iki kesimin (tabi bazıları) de ülkeye faydalı olmadıklarını düşünüyorum.

Ekrem İmamoğlu tekrar İstanbul seçimlerini kazanmasıyla sadece İstanbul'lulara değil tüm ülkenin bundan sonra siyasete ve siyasi partilere bakışı farklı olacaktır.

Ben, 31 mart seçimlerinden sonra İmamoğlu seçilir seçilmez Erdoğan ile uyumlu şekilde çalışmalarını öne çıkarmaya çalışıyordum. Gene de aynı şeyleri söylemek isterim. Ülkeye yakışan Erdoğan ile İmamoğlu'nun uyumlu çalışmasıdır. Ülke ekonomisinin büyük bölümünün İstanbul'da barınması sebebiyle ülke ekonomisinin geleceği için uyumlu çalışmak zorundadırlar..

Bir türlü düzelemeyen adalet sistemi İmamoğlu sayesinde düzelme trendine girecektir.

"Ben" değil, 'Biz' ilkesi öne çıkacaktır..