Dibekteki at değilim ki ben!

Yargıtay bir bildiride bulunmuş.

Doğru bir saptama ve doğru bir yol izlemiş! Yargıya yakışan şekilde…

Sonra bazı kişiler bunu saldırı gibi algılamış, saldırgana saldırılır düşüncesiyle veryansın etmiş, kendilerine yakıştırdıkları üslupla…

Bu arada, Atatürk yüzyılın lideri seçilmiş bir profesör tarafından, on sekiz maddelik bir değerlendirme sonucunda, kısa bir haberdi, kim bilir, yarın öbür gün yayınlayacak kanal kalır mı bu tür haberleri?

Başbakan konjiktivit olmuş, bulaşıcıdır kendileri, bahar mevsimini pek severler, geçen gün annem de olmuştu, bir damla verdi doktor, ah anacığım ne metanetli kadınsın sen, iki günde iyileşti seninki ama başbakanınki kim bilir daha ne kadar sürer, haberlerde kaç gece devam eder geçmiş olsun dilekleri!..

Padişah şakşakçıları varmış bir zamanlar, hani tarih kitaplarında okuduk, hani yükselişlerini, batışlarını, batarken kimleri batırışlarını, ne hilelerle padişah olmak için kardeşin kardeşi katlettiğini…

Hani anlamsız vergiler konurmuş, sorgulanamaz yasaklar…

Karşı çıkanın uçurun kellesini!

Tarih kitapları nasıl söz edecek acaba bu yaşadığımız dönemi, cumhuriyeti tarih kitaplarından mı okuyacak torunlarımız?

Yoksa, tüm kitaplar yakılacak da, tek kitabımız var mı denilecek…

Tarih tekerrür edecekken, son anda padişahlık dönemine geçilemeden cumhuriyetine sahip çıktı Türkiye diye mi yazacak?

Hangi güçler hangi çıkarları için kulis yapıyorsa yapsın, istediği kadar polemik, harcayabilirler kovalarla allar, pullar ama…

Hiç biri bu gerçeği görmemize inanın engel değildir!

Yeter ki at gözlüklerini çıkarmayı becerelim!...

Gülgün Karaoğlu

Mayıs,21/08