Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Smart Power Halit Cagdas

http://blog.milliyet.com.tr/smartpower

18 Mart '16

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Dijital savaşta Türkiye ordusuz mücadele ediyor

Dijital savaşta Türkiye ordusuz mücadele ediyor
 

Dünya savaş sistemleri yüzyıl öncesi ile aynı şartlarda gelişmiyor. Hatta bırakın yüzyıl öncesini 90’lardakinden bile farklılaşmış durumda. Dijital devrim ile birlikte arazide yürütülen silahlı savaştan daha fazla sanal dünya üzerinden yürütülen savaş stratejileri ön plana çıkmaktadır.  

Türkiye, dijital dünya üzerinden yürütülen operasyonlara açık ülkelerden birisidir. Öyle olduğu için de sürekli dijital bir tehdit altında yaşamak zorunda kalmaktadır. Dağınık halk kuvvetlerinin operasyonel saldırılara karşı vermeye çalıştıkları cevaplar dahi saldırıyı tezgahlayanların amaçlarına hizmet edebilmektedir. Örneğin twitter üzerinde gündeme getirilmek istenilen bir hastag çerçevesinde başlatılan saldırı, o saldırıya karşı koymak için çabalayan insanların da aynı hastagi kullanmalarıyla birlikte anında Türkiye hatta dünya gündemine girebilmektedir. Hastag üzerinden yapılan saldırılara karşı koymaya çalışan dağınık halk kitleleri bu saldırılara karşı koyacağım derken, saldırıyı yapanların mevzilerini daha da güçlendirmek gibi bir handikapla karşı karşıya kalabilmektedirler.

Bugün, özellikle ülkemizde üç ya da dört temel sosyal medya gruplaşması oluşmuş durumdadır. Paralel yapıya mensup kitlelerin oluşturdukları sosyal medya ağı bunların başında gelmektedir. Yine PKK terör örgütü çevresinde oluşan bir yaygın ağ bulunmaktadır. DHKP-C ve MLKP benzeri örgütlerin düşünce dünyasına yakın sol marjinal grupların oluşturdukları bir başka ağ bulunmaktadır. Bu ağ özellikle toplumun Alevi ve Kemalist kesimlerini rahatlıkla manipüle edebilmektedir. Bu ağ çoğu kez PKK merkezli ağın saldırılarının da payandası konumuna gelebilmekte ve o istikametten gelen saldırılar bu iki ağın birleşmesi ile birlikte oldukça güçlü niteliğe bürünebilmektedir. Özellikle son dönemde bu iki ağ merkezinden başlatılan saldırılara  paralel yapı tarafından kontrol edilen ağın da destek vermesi ile birlikte saldırılar ülke güvenliği açısından nitelikli bir tehdide dönüşmektedir.

Yine bu ağların yanında ülkesini seven, milliyetçi muhafazakar ve İslamcı çevrelerin oluşturdukları bir başka ağ bulunmaktadır. Lakin bu ağ bir merkezden yönlendirilen niteliğe haiz olmadığı için sanal medya üzerinde daha lokal savunma grupları olarak hareket edebilmektedir. Bu ağ etrafında oluşan öbekler etkiye-tepki çerçevesinde çalışmakta, karşı taraftan gelen saldırıya karşı, dağınık grupların oluşturdukları bir cephe savunmasından öte bir nitelik taşımamaktadırlar. Bu gruplar düzenli bir ordunun saldırılarına karşı koymaya çalışan daha yerel gruplardan oluşmuş bir savunma ağı konumunda kalmaktadırlar.

Özellikle Gezi Olayları sürecinde sanal dünyada saldırılar arttığında AK Parti’nin bu saldırılara karşı koymak ve sosyal medyanın siyasi mücadelede daha  etkin kullanılması için hayata geçirmeye çalıştığı ağ bir süre etkin şekilde sosyal medyayı kontrol altında tutmuştur. Lakin son beş altı aylık süreçte bu ağ sosyal medya üzerindeki etkisini önemli ölçüde yitirmiştir. 81 ilde yapılan sosyal medya eğitimleri ile 6000 kişilik bir sosyal medya timi oluşturmayı amaçlayan parti bunda önemli derecede başarılı olmasına rağmen, bu timin devamlılığı sağlanamamıştır.

Dijital Türkiye üzerinde yaşanan bu gruplaşmalar aslında bir sanal iç savaş profili çizmektedir. Böyle bir iç savaşın dozajının sürekli arttığı ve bu savaşın devamlılığının sağlanması için dış ağlarda organize edilerek iç ağa yönelik uygulamaya konulan profesyonel saldırı stratejilerine karşı Türkiye Cumhuriyeti devletinin tedbir alacak, savunma hattı oluşturup, karşı saldırı planlayacak bir kurumsal yapısının olmaması ülke güvenliği açısından büyük bir zafiyettir.

ABD, İsrail gibi ülkeler yıllardır sanal ordularını etkin şekilde çalıştırmaktadırlar. Son dönemde İngiltere’de yaptığı çalışmalar ile özellikle ordu bünyesinde bir sosyal medya timi kurarak bu savaşta var olduğunu göstermiştir. Birleşik Krallık 77. Tugay adını verdiği ve sosyal medyada etkin olan askerlerden kurduğu yaklaşık 1500 kişilik ordusuyla ölümcül olmayan savaşta yerini almıştır.

Ülkeler artık silahla değil, psikolojik operasyonlarla işgal edilmektedir. Toprakları işgal etmektense zihinleri işgal etmek daha etkin sonuçların alınmasını sağlamaktadır.  Zihinlerin esir edildiği bir ülkenin süreç içerisinde topraklarının işgali dekendiliğinden gerçekleşmektedir.

Türkiye’nin acilen dijital psikolojik harbe ve bilgi tabanlı savaşa karşı savunma ve saldırı hattını güçlendirecek çalışmaları başlatması gerekmektedir.  

2010 yılında Başbakanlık bünyesinde kurulan Kamu Diplomasi Kurumu’nun bu noktada etkin bir mücadele sergileyeceğine dönük kanaatler oluşmuştu. Özellikle İbrahim Kalın döneminin sona ermesi ile birlikte diğer alanlarda olduğu gibi sanal dünya üzerinde de yeterli çalışma yapılamadığı izlenmiştir.

Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü bünyesinde konuşlandırılan Kamu Diplomasisi Kurumu tabela kurumu olmaktan kurtarılmalıdır. Bu kurumun kamu diplomasisinin gereği olan tüm alanlarda olduğu gibi sanal dünya üzerinden yapılan saldırılara karşı da koyabilecek niteliği haiz bir hüviyete ve yasal altyapıya kavuşturulması gerekmektedir. Türkiye acilen dijital ordusunu kurmak zorundadır.

Türkiye eğer bu alanda biraz daha geç kalır ise yakın süreçte daha baskın sosyal medya saldırıları ile karşı karşıya kalabilecektir. İşin daha da vahim boyutu bu saldırılardan twitter ve facebok gibi sosyal medya alanlarına erişimi kısıtlayarak da kurtulamayacaktır.

 
Toplam blog
: 4
: 63
Kayıt tarihi
: 16.10.14
 
 

İktisat ve Uluslararası ilişkiler Lisans, İşletme Yüksek Lisans. Gazeteci / Danışman Siya..