Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '11

 
Kategori
Siyaset
 

Dikkat, birileri önünüzü açıyor olabilir (III)

Dikkat, birileri önünüzü açıyor olabilir (III)
 

.


Yazı dizimizin önceki bölümünde güç odaklarının gözlerine kestirdikleri birisini nasıl kontrol altına aldığının ipuçlarını vermeye çalıştık.

Bu güç odağı, o kişinin kendi ülkesindeki gizli ya da aşikâr bir güç merkezi olabileceği gibi, uluslararası arenada söz sahibi bir istihbarat örgütü de olabilir.

Ve hatta ismi resmi kayıtlarda geçmeyen derin bir yapılanma bile olabilir.

Mesele gâyet basittir, kişi doğrudan emir alıp yönlendiriliyorsa aslında durumun farkındadır.

Bu durum bazen, duygusal bir eksende de gelişebilir. Ait olunan etnik ya da ideolojik gruba hizmet etmenin hazzı gibi. Burada bir nev-i samimiyet vardır da diyebiliriz. Çünkü nihayetinde inandığı değerler için kendince kavgasını veriyordur.

Ya da tamamen materyalist çıkarlar vardır işin içinde. Yâni doğrudan maddi menfaatler için yapılmaktadır bu iş.

Doğrudan emir alınmasının, güç odaklarının emrine doğrudan girilmesinin daha az tehlikeli olduğunu düşünürüm. Nasıl olur adam yerli ya da yabancı gizli güç merkezlerinden doğrudan emir alacak memleketi satacak ve bu durum çok tehlikeli olmayacak öyle mi? dediğinizi duyuyorum.

İddiamızı kararlılıkla yineliyorum.

Tehlikelidir ancak çok tehlikeli değildir. Doğrudan emir alanların, dolaylı olarak yönlendirilenlere kıyasla neden daha az tehlikeli olduğunu açalım biraz.

Bu kişiler daha az tehlikelidirler çünkü fark edilme, yakalanma, deşifre olma, foyalarının açığa çıkma riski çok çok yüksektir.
Çünkü doğrudan emir alınmaktadır ve talimat alma durumu ya da aradaki organik ilişki bir şekilde mutlaka açığa çıkma potansiyelini de bünyesinde barındırır.

Kişi doğrudan emir aldığından ya da bu güç odaklarıyla doğrudan ilişki içinde bulunduğundan bu durumun, kişinin konuşmalarıyla, bağlantılarıyla, tavırlarıyla açığa çıkma olasılığı her zaman aktif olarak gündemdedir.

Kişi görevlidir ve görevli olma hali bir çok günlük yaşam ilişkileriyle deşifre olabilmektedir. Türkiye’de bir dönem bakanlık yapmış olan Eyüp Aşık ile mafya başı Alaaddin Çakıcı arasındaki konuşmayı hatırlayalım.

"Aşık ile Interpol tarafından aranan Çakıcı arasında geçen konuşmaların en çarpıcı bölümünü, mafya başının ‘‘Sen bize haber verdin, biz de yer değiştirdik’’ diyerek, yakalanmak üzereyken ‘‘tüyo’’ aldığını açıkladığı bölüm oluşturuyor. Çakıcı'nın Aşık'a ‘‘Eyüp abi’’ diye hitap ettiği ve Türkiye'yi sarsacak nitelikteki kasette… " [1]

İşte yukarıdaki sembolik örnekte görebiliyoruz. İlişkiler doğrusal eksende geliştiğinde her şey tüm çıplaklığıyla kendisini zaten ilân ediyor. Taraflara düşen ise bu durumu yalnızca ihtiyatlı bir şekilde gizlemek oluyor.

Ancak ilişkiler doğrusal zeminde geliştiğinden, en küçük bir hata hedefteki görevli şahsın bertaraf olması sonucunu doğuruyor. Nitekim basına yansıyan bu konuşmadan sonra, devlet bakanlığı da yapmış olan Eyüp Aşık istifa etmek zorunda kalmıştı.

Zaten doğrudan kontrol, doğrudan emir alma dediğimiz ilişki biçimi, bu tip zamansız ve nagehân deşifre olma süreçlerini de patlamaya gönüllü mayın gibi sürekli içinde taşımaktadır.

Bu durum ise bahse konu doğrudan kontrol yönteminin uygulanmasının gözden geçirilmesine sebep olmuştur.

Modern psikolojik harekat tekniklerine göre, güç odakları kontrol altında tutmak istedikleri kişiyi sırf bu yüzden dolaylı olarak yani aracılar vasıtasıyla ya da önünün açılması suretiyle işlemeye başlamışlardır.

O kişi bunun farkında bile olamamış olabilir.

Yazı dizimizin bir sonraki dördüncü bölümünde, WikiLeaks belgeleriyle bir dönem dünyayı sallayan Julian Assange isimli şahıs üzerinden, gayet basit ve anlaşılır bir dille teorik çözümlemelerimize devam edeceğiz.

Sabrın sonu ile

Bibliyografya:

[1] Hürriyet, 23 Eylül 1998, Kıyamet Kopacak, Özel Haber

 
Toplam blog
: 269
: 1885
Kayıt tarihi
: 08.01.07
 
 

Kabataş Erkek Lisesi Matematik (1992) Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Mak..