Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '12

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Dikkat borç stoğumuz giderek artıyor

Reel gelirleriniz-giderleriniz=0 ‘ ise aile bütçeniz dengede demektir. ( Bir başka espirili anlatımla eşeğin kuyruğu gibi ne uzalır ne kısalır)

Reel gelirleriniz > giderleriniz = ( +) ‘ ise aile bütçeniz tasarruf yapabilir demektir.
Reel gelirleriniz < giderleriniz="(" -)="" ‘="" ise="" aile="" bütçeniz="" borçlanarak="" ilerliyor="" demektir.="" (="" bir="" başka="" ifadeyle="" başkalarının="">asarruflarını kullanmak üzere bankaların kucağındasınız)

***
Son açıklanan tüketici kredileri rakamları bize hane halklarının reel gelirlerinde azalmanın devam ettiğini gösteriyor. 21-28 Eylül haftasında tüketici kredilerinde 950 milyon TL artış var ve bu artışla hane halklarının bankalara tüketim karşılığı borcu 177 milyar 431.5 milyon. (anka) Yine aynı hafta içerisinde bireysel kredi kartı harcamaları 1 milyar 323.6 milyon tl artışla 65 milyar 575 milyon TL olarak karşımıza çıkıyor. Bu rakamlar son bir kaç yıldır sürekli artma eğiliminde. Buna rağmen tasarruf oranlarımız sürekli azalma trendinde.

NEDEN BÖYLE OLUYOR?

Bu sorunun kökeni son yıllarda ekonomi yönetiminin seçtiği iktisadi sistemden geliyor. Seçilen sistem şudur; Türkiye’de istikrar yarat ve dışarıdan ( zengin avrupa halklarının tasarrufları; avrupadan sağlanan sendikasyon kredileri) ucuz fon sağla, bu fonları bankalar aracılığıyla halka aktar hane halkı gelecekte beş yıl-on yıl için borçlanarak gelecekteki emeğini, kazancını bu günden bankalara satsın. Refah düzeyinin arttığını sansın ama bakiyesi hep eksi kalsın. İstikrarsızlıktan korkan hane halkı istikrar bozulmasın diye elinden geleni yapsın ancak borçlar artmaya devam etsin.

Geçenlerde bir toplantıda bu konuyu anlattığımda biri bana şu soruyu sordu: İyi de hocam ben memur çocuğuyum, benim çocukluğumda eve ayda bir ya sucuk girerdi ya da girmezdi. Babam eti ölçüyle alırdı annem tencereye az az koyardı. Şimdi öyle mi ben markete gidiyorum sepete kangalları çift çift atıyorum, siz reel gelirlerimizin düştüğünden bahsediyorsunuz çelişki değil mi?

Soruyu sorana güzel bir soru sordunuz ve sorunuzun cevabı var dedim ama bana size soracağım soruya dürüstlükle cevap verirseniz sorunuzu cevaplandıracağım. Tabi buyrun dedi.

Cebinizde kaç tane kredi kartı bulunuyor diye sordum, cüzdanını çıkarttı dört tane hocam beşinci var ama onu kullanmıyorum dedi. ( masada bulunanlar gülmeye başladı). Hepsine toplam ne kadar borcunuz var dedim, hepsinin asgarisini ödüyorum dedi. Toplam borcu 24 bin tl imiş. (Bu kişi ciddi maaş ödeyen bir kurumda çalışıyor!)

- Babanızın kredi kartı var mıydı?

Hocam nakitten başka bir şey tanımazdı kimseye de borcu yoktu dedi.

Tüketici kredisi olarak bankalara ne kadar borcun var diye sordum. Mortgage çektik eşimle beraber 150 bin TL 118 ay için dedi. 118 ay boyunca şuan için borçlusun değil mi dedim evet dedi. Eşinizin kredi kartlarını daha sormayacağım ama sorduğum sorularla cevabı almış olabileceğinizi düşünerek devam ediyorum dedim.

Eski nesil insanlar borcu, borçlu kalmayı sevmezdi, kasaba dahi borcunu en fazla bir hafta bekletirdi. Cebindeki kadar harcar parası kadar yerdi. Geldiğimiz noktada hane halkı büyük bir yanılgı içerisindedir. Avrupalı tasarruf sahiplerinin parasını, kredi yoluyla kullanarak refah seviyesinin arttığını düşünmektedir. Refah seviyesindeki gerçek artış kişi başı reel milli gelirlerdeki artışla mümkündür.

Son söz: Sepetine iki kangal fazla koydu diye işlerin iyi gittiğini düşünen halkımızla daha çok işimiz var.

Sevgiler.
Mustafa ÖZTÜRK
https://twitter.com/Mosturk

 
Toplam blog
: 80
: 1013
Kayıt tarihi
: 16.04.12
 
 

İktisatçı; Yatırım danışmanı; Trend takipçisi  ..