Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Eylül '08

 
Kategori
Teknoloji
 

Dikkat Tanrısal parçacık var

Bilim dünyası bu günlerde sürek avında.

“Bulunduğu yerde derdest edilsin!.., ”

“Kesinlikle sağ olarak merkeze teslim edilsin!!”

“Herhangi bir yerine zarar verilmesin, cürmu yüzüne açıklanmasın!!”

“Tiz bulup getirilsin!!!!”

Kim bu ya…

Tahmin etmişsinizdir: Higgs parçacığı.

Higgs Bozonu yani.

Yani Tanrısal parçacık.. Yani parçacığa kütlesini kazandıran olağanüstü güç ve yetkilerle donatılmış parçacık. Adını, evrenin Higgs alanlarındaki parçacık savaşları sonucunda meydana geldiğini iddia eden Prf. Dr. Peter Higgs’ten alır.

Her ne kadar Higgs iddiasını ortaya attığı altmışlı yıllarda bilim dünyasından yeterli itibarı görmemiş ve saygın bilim dergilerinde konuyla ilgili makalesi yayınlanmamış ise de, sonradan değeri anlaşılmış, her dahi(!) gibi, ve son günlerde dünya kamuoyunu oldukça meşgul eden sürek avının fitilini ateşlemiştir diyebiliriz…

Konunun bilimsel yönünün tartışılması bilgi ve deney sahibi bilim insanlarının işi. O kampanya bizi aşar. Ama olaya başka açılardan da bakma ihtiyacı var düşüncesindeyiz.

Birincisi; deneyin muhtemel sonucuna ilişkin yaklaşım boyutudur.

Deneyin esas amacının Higgs parçacığının bulunması olduğu iddia ediliyor. Belki bazı yan buluşlara da imza atılacak ama, ana gayret bu noktada. Evrende var olduğu iddia edilen karanlık enerjinin bu Higgs parçacığının mahzeninde kürek mahkumudur o meşhur “Big Bang” ten beri.

Şimdi özgürlük zamanı.

Onu oradan alıp kaçıracaklar. Tamam, kaçırsınlar, sözümüz yok..

Fakat işin garibi, hikayenin sonu baştan okundu. Artık Higgs parçacığının bulunmaması diye bir olasılık yok. O parçacık yoksa da “var” edilecek!..Çünkü buna ihtiyaç var.

Nedeni şu; “Büyük Patlama” teorisinin çeşitli versiyonlarının ortak paydalarından bir tanesi, Hubble Yasaları gereği evrenin genişlemekte olduğu ve galaksiler arası mesafenin gittikçe arttığı doğrultusundadır. Bu böyle olunca genişlemeden sorumlu patlamanın basıncı ve çökmeye meyilli çekirdek kuvvet arasındaki son meydan savaşı evrenin akibetini belirleyecektir şeklinde bir iddia bu önermenin özünü oluşturduğundan çabalar “doğal” karşılanmalıdır.

Bugüne kadar deneysel fizik, astro-fizik, matematik ve uzayla ilgili tüm bilim dallarının ortaya koyduğu kadarıyla, evrende görülen madde miktarının sadece %4 olduğu ve bunun da kütlesel çekiminin evreni içe doğru büküp bir çatırtıyla sonlandırmaya yetmeyeceği şeklindedir.

O halde maddeye ihtiyaç var. Var, çünkü Büyük Patlama modeli ancak bu şekilde doğrulanabilecektir. Nedir o madde.. Karanlık madde..Belki de kütleyi parçacıklara bahşeden madde. Veya parçacık…Yani Higgs ‘in bebekleri!!!

Görünen madde ile karanlık madde güçlerini birleştirip patlamanın etkisiyle oluşan basınç kuvvetini yenecek ve evrenin canına okuyacaklar..

Eeeeee, ne yapmalı?.. Madde bulmalı. Hem de karanlık cinsinden…Hatta hep beraber, inancı ne olursa, hangi tanrıya yakarırsa yakarsın, tüm dünya insanı cümbür cemaat ibadet yerlerine koşmalı, bu maddenin bulunması için dua etmelidir.

Maazallah ya bulunmazsa… Ya, bir görünüp bir yok olursa serap misaliiiii..

Çok garip değil mi, el birliği ettik, evreni büyük bir çöküntüyle sonlandıracağız!!!

Şaka bir yana..

Evrenin oluşumu ve bu oluşumu anlamanın ne kadar ciddi bir konu olduğunun idraki içindeyiz.

Ancak, “evren genişliyor, demek ki büyük bir patlamayla zamanın sıfır olduğu bir tekillikte oluşmaya başladı. Bu patlama sonrasında, şişen bir balon misali, şiştikçe üzerindeki noktalar birbirinden uzaklaşır, uzaklaşan kümelerin aralarındaki mesafe artacağından genişlemeden sorumlu basınç zayıflar ve sistem kendi üstüne çöker” biçiminde bir modelleme öne sürülürse ve hemen bunun akabinde çökmeyi gerçekleştirecek yeterli madde miktarından yana darlıktan söz edilirse teorinin akla yatkınlığını kanıtlamak için işte bugünlerde CERN de yapılan türden deneylerin bir veya bir kaçına ihtiyaç anlaşılmaz bir telaş içinde ve paradoksal olarak ihtiyaç duymanız kaçınılmazdır.

İşte tam bu noktada diyoruz ki ; prematüre doğmuş “Büyük Patlama” evreni teorisini ayakta tutmak için koltuk değnekleri gerekmektedir. CERN onu şimdiden sağlamıştır.

İkincisi; soysa ve ekonomik boyuttur.

Uzatmaya gerek yok. Milyarlarca galaksilerinden bir tanesinin bir köşesinde sıkışıp kalmış milyarlarca yıldızından bir yıldızının küçücük bir gezegeninde yaşayanların , bunların toplamından daha çok bir şey olan evreni anlamalarından önce, onun o küçücük noktasını ekolojik saldırılardan korumak gibi öncelikli görevleri vardır.

En basitinden, Kiyoto protokolünü imzalamaktan bile imtina etmiş olanların bu gezegeni en çok kirletenler oldukları ve zararlı sonuçlarını ne yazık ki, bu kirlenmeye en az sebep olanların çektiğine tanıklık eden çağın bireyinin dikkati bu noktaya yönelmelidir diyoruz.

Afrika’da Asya’da, Latin Amerika’da ve dünyanın bir çok yerinde çocuklar açlıktan, ilaçsızlıktan ve doktorsuzluktan ölmektedir.

Acil yardım bekleyen milyonlarca insana en ufak bir yardım eli uzanmazken, on milyarlarca dolar harcayıp yapılan deney ve ondan elde edilecek baştan belli spekülatif neticeler için heyecan duymadığımızı da belirtmek istiyoruz.

 
Toplam blog
: 36
: 668
Kayıt tarihi
: 25.01.07
 
 

54 İstanbul doğumluyum. Hayatın her alanıyla ilgileniyorum. Çünkü düşünen ve yaşayan bir adamım. Esm..