Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '12

 
Kategori
İnançlar
 

Dindar gençlik yetiştirmek...

Dindar gençlik yetiştirmek...
 

 Arzusu buymuş Sayın  Başbakan’ın. Açık açık söylüyor. (1) Dindar bir gençlik yetiştirmek için yapılması gerekenleri bir bir gözden geçirelim ki bu iş daha çabuk; daha kökten olsun. Yoksa bu iş gittikçe uzayacak.

1.Öncelikle bütün Liseleri, Nimet Çubukçu Hanımefendi’in arzuladığı gibi önce  “Meslek Lisesi”ne ve bütün Meslek Liselerini de daha sonra İmam Hatip Lisesi’ne çevirirseniz bu iş giderek kolaylaşır.

Tabii bu arada bütün kızların yavaş lavaş türbana geçme işlemi tamamlanmalı; buna karşı olan bütün idari ve akademik kadrolar gözden geçirilmeli gerekirse tasfiye edilmelidir.

2.Bütün devlet dairelerine bayan memur alınırken, bayanın  namazında, niyazında olduğuna dair, mahalle  “melle”sinden kağıt getirtilmelidir… Kılık kıyafeti de, işine uygun (yani kapalı olmalıdır…) Bu şekilde öyle açık saçık gezenler, Hanya’yı Konya’yı çok iyi anlarlar.

3. Gençlerin, kılık kıyafetleri; devam ettikleri camiler: bağlı oldukları mezhepler ; tarikatler çok iyi belirlenmeli… Yanlış bir yol seçmelerine izin verilmemelidir.

4. Bütün gençliğin belli bir “Melle”si olmalı. O Mellenin söylediklerinin dışında hareket ettikleri zaman, kara listeye alınmalı ve kendilerine zinhar iş filan verilmemelidir.

5.Okullardaki “Seçmeli olan Arapça” dersleri önce zorunluya çevrilmeli; daha sonra din dersiyle birleştirilerek haftadaki ders sayısı artırılmalıdır.

6.Her hafta okullarda “Kuran Okuma” yarışmaları yapılmalı. İki hafta olan hazırlık süresi 19.Mayıs Şenlikleri iptal edilerek bir aya çıkarılmalı. Yarışmada kazananlara, taksitle ve krediyle  araba  verilmelidir.

7. Hafta sona tatilleri diğer Müslüman ülkelerde olduğu gibi Perşembe, Cuma günlerine alınmalı (Yahudi, Hristiyan adeti olan Cumartesi, Pazar) tatilinden vazgeçilmelidir.

8. Gençliğin Kuran diline daha çabuk alışmaları için bu günkü Latin (gavur) alfabesinden vazgeçilmeli; Müslüman, Arap alfabesine dönülmelidir.

9. Okullarda namaz zamanlarında ibadet sürelerinde ders yapılmamalı; her türlü laboratuar, salon namazgaha çevrilmelidir.

10. Artık o Anayasa’daki “Laik” lafı “Seküler” Fransa’dan geldiği kabul edilerek, zaten gavurca olduğundan kaldırılmalıdır. “laik” lafı edeni de Silivri’ye gönderilmelidir.

Hem de unutulmamalıdır . Avrupa gençliği bu günkü dinini, mezhebini, tarikatini seçmek için birbiriyle (Katolikler-Protestanlar-Anglikanlar vs…) kıyasıya 100 yıl savaşları yapmışlardır. Orada, bu günkü Mezhepsel duruma gelebilmek için de milyonlarca insan kanı dökülmüştür.

Bu gün de Irak’da Şiiler’lerle Sünniler birbirlerinin kanına ekmek doğramakta. En büyük Savaş’lar Amerikaya karşı değil birbirine karşı verilmiştir; verilmektedir.

Biraz da Suriye’den örnek almak gerekir. Orada da Alevi Hükümet’e karşı Sünniler ayaklanmışlardır. Her iki taraftan binlerce kişi şehit verilmiştir. Daha da binlerce şehit yollardadır,yakındır… Bu işler kolay olmuyor.

Bunlar dindar bir hükümet olmanın güzel örnekleri. Bunların hepsi de “Dindar” gençlik yetiştirmek istiyor. Ama hiç birisi akıllı, bilime yatkın; okumuş; dört dil bilen; çok etkili bilgisayar kullanabilen… adam gibi adam yetiştiremiyorlar. Çünkü gençlik de militan.. Gençlik de birbirine düşman.

Atatürk , bu günleri açık seçik gördüğü için tercihini açık açık yapmış ve bunu söylemiş ve göstermiştir:
1.Orduyu siyasete alet etmeyeceksiniz.
2.Laik devlet düzeninden ayrılmayacaksınız..

Her iki durumdan da şaşma olduğu zaman, bir milletin başına envai türlü belalar gelir. Bunun her iki durumunu da yaşadık, hala yaşıyoruz. Şimdi deniyor ki, laik değil ama dini bir devlet olacağız. Gençliği öyle yetiştireceğiz. Nasıl? Bunun cevabı yukardadır. Gençliği ve insanları bölerseniz; memleketi Irak’a; Mısır’a; Suriye’ye çeviririsiniz… Ondan sonra ayıkla pirincin taşını.

Niye insanlar geçmişten ders almazlar. Niye çevredeki ülkelerden ders almazlar. Hala “Odunum da odunum..” diye tuttururlar. İnsanlar tarihten ders alsalardı başlarına bu belalar gelir miydi?

Bilinmez mi? “En hakiki mürşit, ilimdir, fendir…” Yok bir türlü anlamazlar. Kendilerine bambaşka mürşitler bulmaya çalışırlar. En büyük mürşitleri de Amerika’da yaşar, oturur. Gerisi yalan.
 
………………………

.hurriyet

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..