Dinin sorun olmasının nedeni savunulması ve karşı olunması

Vatandaş, her yerde dinden bahsedildiğini, din uğruna savaşlar olduğunu kelleler kesildiğini, ülkelerin siyasetlerini ve sosyal hayatlarını dinin belirlediğini görünce “Allah’ın dini büyük coşkuyla yaşanıyor” diye düşünür.

Oysa görünenlerin yarısının din ile alakası yok; hatta dinin aleyhine. Dinden bahsedenler dini mi övüyor? Hayır, din uygulamasıyla ilgili olumsuzlukları konuşuyorlar. Uğruna savaşanlar Bedir gibi küffara karşı mı savaşıyor? Kardeş kardeşi öldürüyor. Dinin ülke yönetimine etkisi için dualar mı ediliyor? Dinin zulüm haline geldiğini söylüyorlar.

Bu tablo nasıl yaratıldı? Yani bu hale nasıl geldik?

Dine mensup olunur, dinin kurallarına uyulur, bilmeyenlere anlatılır ama din savunulmaz. Din çeşmeden akan su gibidir, öyle eline alıp onu kullanamazsın. Allah’ın dini kendini savunamıyorsa zaten hiç inanmayalım. Ayet budur ister inan ister inanma dersin.

Bugün din keşke hiç olmasaydı diyenler, din olmasaydı daha iyi olurdu diyenler var. Dünyanın bugün içinde bulunduğu durumdan en başta din sorumlu tutuluyor.

Ama din biraz da bu hale getirildi yani. Kim tarafından? Onu savunanlar tarafından. Neyi savunuyorsun sen ya, Voltaire’nin bir düşüncesini mi savunuyorsun; Allah’ın kelamı savunulur mu, ya kabul edersin ya da etmezsin!

Ve dine karşı çıkanlar… İnanmıyorum dersin ama böyle de şöyle de, olmaz da, yanlış da diyemezsin… Sana düşmez öyle bir şey… Yanlış ya da doğru, insanlar inanmışlar uyguluyorlar…

Dine karşı olunmaz…

İşte dünyanın bugün içinde bulunduğu durum, dini savunanlar ve karşı çıkanlar yüzünden…