Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Diş Hekimi Can Sağlat

http://blog.milliyet.com.tr/dis

19 Ocak '10

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Diş doktorum benden korksun!!!

Diş doktorum benden korksun!!!
 

Hastalarımızın en büyük şikayeti korkutucu diş koltuğudur. Nedense hepsi kaçarlar. Haksız da sayılmazlar aslında.

Şimdi şöyle durum düşünün, dişiniz ağrıyor ve can havliyle bir diş hekiminin muayenehanesine ya da bir hastanenin diş polikliniğine atıyorsunuz kendinizi. Önce gittiğiniz yerde biraz bekliyorsunuz. Takribi 30-40 dk. kadar. Mecburen çünkü içerde haykırarak diş çektiren bir zavallı var. Onun sesini duymak bile hali hazırdaki korkularınızı daha çoğaltıyor. Tabi dolayısıyla ayaklar başlıyor titremeye. İşte o anda o sizi çileden çıkaran beyninizi söken diş ağrısı bir anda yok olup gidiyor. Sanki demin ağrıdan ölen siz değilmişsiniz gibi. Çok normal, beyin kendi kendine şunu dedi; sakın içeri girme bak ağrında geçti zaten!

Aslında yok öyle birşey de işte beynimizin gücü o kadar fazlaki kendimize bilinç altımızdan bile telkin yapsak yetiyor. Yani çok istersek o ağrıyı unutabiliyoruz. Neyse konuyu dağıtmayalım. İçeri girmeniz lazım dişinize tedavi gerekiyor çünkü.

İçeri giriyoruz. Genelde pekte güler yüzlü olduğu belli olmayan ya da sert mizaçlı bir hekim bizi karşılıyor. Neden diş hekimlerinin çoğu böyle olmak zorunda ki? Ya da acemiliği duruşunda saklı belliki daha yeni mezun olmuş toy görünümlü bir diş hekimi. (ufff nerden geldim buraya da!).

Tedirginlik, korku ve şüphe gibi karışık duygularla oturuyorsunuz diş koltuğuna. Hekim size yarı emir veren cinsten komutlarla ağzınızı açtırıp muayeneye başlıyor. Yanağınızı dudağınızı nerdeyse hoyratça diyebileceğiniz bir şekilde açarak o güzel muayeneyi yapıyor. Ağza bakarken arada "cık cık cık" gibi gereksiz tepkiler gösteriyor. Siniriniz hafiften zıplıyor tabi. Sonra o cıklamaları ağzınızdaki çürüklerden dolayı sizi azarlaması takip ediyor.

İçinizden geçiriyorsunuz; "Sanki ben bilmiyorum ağzımın ne olduğunu heralde çürüklerin farkındayız, ağzım kokuyor, diş etlerim kanıyor çürüklerim ağrı yapıyor. iyi de doktor zaten bildiklerimi söyleyip beni azarlayasın diye gelmedim ki sana ben beni tedavi etmen ve bu ağzımdaki sorunların kolaylıkla hallolacağını söylemen için geldim. Yoksa evde annem babamdan da yeterince azar yiyorum. Sana ne ihtiyaç var????"

Ve genelde o koltuktaki korkularınızı yenemeden ve doktorun verdiği reçeteyi hemen alıp apar topar orayı terk ediyorsunuz. Verilen ilaçları bir güzel kullanıp ağrınızı dindirdikten sonra rahat bir nefes alıp bir dahaki ağrıya kadar (ki bu genelde 1 ay içinde tekrar olacak demektir) kendinizi mutlu mesut bir şekilde diş doktorundan uzak tutmaya çalışıyorsunuz.

Biraz cesaret... Önce konuyu kafamızda halletmemiz lazım. Biz bu tedavileri yaptıracağız. Kaçmamız imkansız. Bu durumda konuya diş ağrımız başlamadan yeniden eğiliyoruz. İyi bir yerden başlangıç yapmamız lazım. Önce iyi olduğu söylenen bir dişhekimi araştırıyoruz çevremizdeki insanlardan. İnanın bana o kadar çok problem yaşayan var ki muhakkak birileri iyi birini bulmuştur ve bunu sizinle paylaşacaktır.

Sıra ikinci aşama da... Doktoru telefonla taciz! Çok etkilidir gerçekten. Sözü edilen dişhekimini telefonla arayıp biraz soru soruyoruz tedavilerimiz hakkında. Sabırlı bir dişhekimi telefonda bütün soruları cevaplayacaktır. Tamam şimdi oldu dişhekiminiz bu sınavı da geçti. Şimdi diğer aşamaya geçelim.

Dişhekiminden randevu... Akıllı hasta mümkünse günün ilk randevusunu alır. Siz de öyle yapın. Çünkü eğer dişhekimiz geceden kalma bir tip değilse size en yüksek töleransı ile yaklaşacaktır. Bu durumda sizin öcü dişhekimi size epey iyiliksever görünebilir. Bu sizin korkunuzu yenmenize çok katkıda bulunur inanın bana...

Evet o kötü ortam sizi bekliyor ve sevimsiz koltuk. içeri girin ve dişhekiminizle tanışın. Akıllı bir hekim hastasını direkt diş koltuğuna oturtmaz. Önce biraz sohbet ve tanışma. Gevşemeniz lazım, yani yarı terapi. Sorunlarınızı dinledi hekiminiz ve muayeneye geçtiniz.

Burda gerçek notunu vereceğiz. Eğer işin içinde azar ve zaten bildiğiniz şeylerin yüzünüze vurulup imkansızlıklardan bahsedilmesi gibi durumlar varsa usulca orayı terkedin muhakkak o hekimle sorun yaşarsınız. Ancak ılımlı ve her sorunun bir şekilde çözülebileceğini sizin kafanıza sokmaya çalışan biriyle karşı karşıya iseniz bir de eli hafif ve tedavileri güzelse o dişhekiminin yaşadığı sürece hastası olmaya aday biri olup çıkarsınız.

Artık diş tedavisi ile ilgili çoğu sizi korkutan ayrıntıların çözümü hakkında az çok fikir sahibisiniz. Hadi bakalım en kısa zamanda mükemmel dişhekimizden bir randevu alıp şu dişten kurtulun artık. Yoksa birgün sabaha karşı ağrıdan kıvranmamanız içten bile değil.

Sevgiler,

 
Toplam blog
: 10
: 32072
Kayıt tarihi
: 14.11.06
 
 

1974 yılında İstanbulda doğdum. İlk ve orta okulu ilköğretim okulunda okuduktan sonra 1988 - 92 y..