Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '08

 
Kategori
Haber
 

Dış Madya'dan Yansıyan Anayasa Haberleri

Dış Madya'dan Yansıyan Anayasa Haberleri
 

Bizimkilerden kopya çekseler veya uzun zaman muhabirlerinin Türkiye'de ikamet etmelerinden olacak, havamızdan suyumuzdan etkilenseler yine de dış elemelerden geçtiği kanısıyla bu haberlere iltifat daha çok oluyor.
Bakın anayasa değişikliğinin yapıldığı zaman dış basından değerlendirme özetleri genel olarak değişikliği destekler görünümdeydi. Avrupa basını ve ABD den yazılanlar siyasi temsilcilerinin havasına yakın esiyorlardı. Onlarda bu değişikliğin normalin dışına çıktığını biliyorlar ki haberlerine yorumlu olarak yazılan başlıklarda; “İslamcı hükümet, laik devletin direklerinden birini kırdı", “Parlamento, muhafazakar İslam’ın yükselen etkisini kabul etti" "Tarihi karar", “Laiklere meydan okudular" gibi radikal olarak yorumlanan değişimin haberleri böyleyken bizim politikacılardan çoğunun koltuğu kabarıyordu. O sırada birileri çıkıp radikal yaklaşımları tekzip edip niyetlerinin devletin temel ilkelerinde gedik açmak olmadığını deklere etmeleri gerekirken, ya sessiz kaldılar yada güven buldular. Bu izlenimin yorumu batı medyası yorumu ile “Parlamento, son bir kavga için sahneyi hazırladı" olmasına rağmen, Avrupalı politikacıların kendilerini destekleyici demeçlerinde olduğu gibi bunada sessiz kalmayı tercih ettiler.

Değişikliğin yasalaştığı günlerdeki basından: "Washington Post, türban oylamasının AKP için “zafer" olduğunu belirtirken TBMM’nin, “Müslüman dünyasının en kararlı laik cumhuriyetinde muhafazakar İslam’ın yükselen etkisini kabul ederek" türban yasağını kaldırdığını yazdı. El Pais ise, “İslamcı hükümet laik devletinin direğini kırdı" spotu kullanıldığı haberde “Türkiye’deki laik devletin direklerinden biri olan üniversitelerdeki türban yasağı, dün Ankara’daki Parlamentoda kesin bir biçimde kırıldı" yorumunu yaparken" "El Cezire Televizyonu, "Bireysel haklarda sıkı bir düzenlemeye yol açan 1980 askeri darbesinden bu yana çoğunluğu Müslüman olan ama laik bir yapıya sahip Türkiye’de türban yasağını kaldırmak dini konularda yapılan en önemli hamlelerden biri" yorumunu yaptı.

"New York Times de, Türk parlamentosunun laiklerle son bir kavga için sahne hazırladığını öne sürdü. Birçok laik Türkün, AKP’nin Türkiye’ye “kendi muhafazakar değerlerini" empoze edeceği kaygısını taşıdığını kaydeden gazete, dindar Türklerin artık “elitin bir parçası" olduğu ve kamu alanının nasıl paylaşılacağı konusunda zor konuların ortaya çıktığı yorumunu yaptı." Anayasal değişiklikle iktidar ayaklarını yere sağlam bastığının farkına varmakla gerek değişik sektörlerdeki yandaş palazlanması gerekse kamusal alanda kadrolaşma konusunda önceki iktidarları veya laikleri suçladığı politikalara kendisinin batacağını ya görmüyor yada görmezden geliyordu. ( Elbette birilerini eleştirirken eleştirilen hususları kendinde yaparsan söylem ve referansın ne olursa olsun hakkı gasbetmiş olur ve zulme sen başlamış olursun madem eleştiriyorsun o halde aynı hatayı işlemekten kaçınacaksın)

"Fransız gazetesi Le Monde, Cumhurbaşkanı Gül’ün değişikliklerini hemen onaylanması beklentisini dile getirdiği haberinde “Parlamentoda azınlıktaki laik kesimin, sokaklarda yoğun bir biçimde harekete geçtiğini" belirtirken “Kemalistler ile AKP arasındaki bu yeni tartışmada ordu sessiz kaldı" derken diğerleride aynı duruma dikkat çekiyordu. Yani yapılan işin alışılanın dışında mevcut devlet ilkelerine darbe anlamı taşıdığı sinyallerini algılamışlardı.

Fransız Le Figaro da, “Türk milletvekilleri, hayati bir oturumda üniversitede İslami başörtüsünün yasallaşmasına yönelik kilit anayasa değişikliklerini onayladılar" diye yazarken değişime yönelik protestoların haberlerini veriyordu. "İngiliz BBC ise, türbanın her iki tarafta güçlü tepkilere yol açtığını belirterek konunun Türkiye’de çok büyük bir ayrışmaya yol açtığını kaydetti. BBC, “Konu, devletin katı laik olduğu Türkiye’de çok bölüyor ve protestolar bekleniyor" diyerek ciddiyetin farkında olduğunu gösterirken Alman TV si Deutsche Welle de, “Türk parlamentosu, karşıtlarının laik devletin temellerini zedeleyecek tarihi bir karar ile üniversitede kız öğrencilerinin türban kullanması yasağını kaldırılmasını onayladı" yorumunu yapmıştır.

"ABD’li Angeles Times de, milletvekillerinin, laiklerin protestolarına “meydan okudukları"nı belirtirken oylamanın üniversitelere, yargıya ve ordunun liderliğine “hakim" olan laik kesim ile son yıllarda daha büyük bir “siyasi güç" kazanan daha dindar Türkleri arasındaki çok çatışma olduğunu öne sürdü." Bu değerlendirmelerden anlaşılıyor ki iptal kararına tepkilerden anlamamız gereken, esas darbe; değişiklikle yasama organı tarafından yapılmıştır. Ama ben yinede böyle değerlendirmek istemem, hata yapmışlardır demek daha uygundur. Ancak bugün yüce mahkeme hakkında ileri geri laf edenler iptal edilen değişikliğin anlamını yukarıda ki dış basından iyi görebilirler yada politik söylem içindeler.

Oysa kurulu meşru düzende istikrar edebiyatları yapılırken, içinde olduğumuz için vatandaş olarak fark edemediğimiz Devlet nizamında değişiklik savaşları olduğunu dışbasından görürken yerli basının bazı versiyonları da ayağındaki nasıra başmış gibi feveran etmesinden anlaşılmaktadır. Değişikliğin iptali ile dış basın sanki 'taş taşa tırnak taşa' dercesine kavgaya yönlendirme yaparcasına yaptığı yorumlarda : "Yabancı medya, “çok sert" olarak nitelendirdiği kararı "AKP için darbe", “en kötü senaryo", “ciddi terslik" gibi yorumları yaptı. Yabancı medya, “Laikler önemli bir muharebe kazandı", "Mahkeme en sert yorumu yaptı" gibi ifadeleri de kullandı." Financial Times gazetesi, “Türkiye’nin laik sistem dün sosyal olarak muhafazakar hükümete karşı önemli bir muharebe kazandı diye yazdı. Kararın “Felç edici siyasi krizi uzatacağını savunan gazete, “Karar, geniş ve belirsiz etkileri nedeniyle finansal piyasalarda daha çok karmaşa yaratabilir" değerlendirmesini yaptı."

"New York Times, kararla, Anayasa Mahkemesinin AKP’ye "incitici bir tokat" attığını belirterek, Türkiye’nin siyasi sisteminin kuşaklardır darbelerle ve yargı kararlarıyla seçilmiş hükümetlerin işine karışan laik bir elit tarafından kontrol edildiğini kaydetti. Haberde AKP’nin Türkiye tarihinde bu gücü kırmak için en ileriye gidebilen bir siyasi parti olduğu belirtildi." Bu değerlendirme ile kendilerince biçilen siyasi elbisenin desteklemenin izlerini belirtmiş olmaktadır. Oysa eleştirilen konuların düzeltilmesi esas maksat değil, değişimlere karşı çıkanların maksadı da bir sınıfın iktidarını korumak değil. Biz vatandaş olarak biliyoruz ki Anayasa Mahkemesi'nin değerli üyeleride halkın içinden alınteri ile okuyarak o makamlara gelmiş Anadolu insanlarıdır. Görev süreleri belli, siyasi ikballe devlet nimetlerini heva ve hevesine kullanacak yetkileri olmayan maaşlı memurlardır.

İngiliz The Guardian da, Anayasa Mahkemesinin “siyasi olarak tartışmalı bir yasayı iptal ettiğine, değinerek yasanın tartışmalı olduğunun altını çizmiştir. İngiliz BBC, "Bazılarınca, türban yasağı İslam’ı devlet etkinliklerinin haricinde tutmanın bir sembolü olarak laik devletin en temel unsurlarından biri olarak görülüyor. Ordu, mahkemeler ve üniversitelerden oluşan laik kuruluşlar yasağın reforma uğramasına muhalefet ediyorlar" derken aslında ülkemizdeki halkın inanç saflığından faydalanmak için dinin alet edilmesinin önlenmesinin mücadelesini verdiğinin bilincinde olmadıklarını, basit bir şekilcilik olarak algıladıklarını belirtmiş olmaktadırlar.

Diğer taraftan İngiliz The Times "AK Parti Türkiye’nin saygın kurucusu Mustafa Kemal Atatürk laik prensiplerine bağlı kaldığı konusundaki protestolara rağmen, gizli bir İslami gündeme sahip olduğu konusunda yönetici elit ve dine ihtiyatlı yaklaşan kentli halkın korkularını yatıştıramadı" dedi. yani yabancıların bile yönetimde şeffaflığın ve inandırıcılığın olmadığının farkında olduğu anlaşılmaktadır. Büyük Fransız gazetelerinden Le Figaro da, kararın sürpriz olmadığını belirterek “İktidardaki muhafazakar Müslümanlar ile laik bürokrasi arasındaki savaş iklimi ortamında gelen bu karar, hükümet için ciddi bir terslik" görüşünü dile getirirken, El Pais de, “Türk Anayasa Mahkemesi, İslami hükümete karşı taarruza geçti" başlıklı haberinde bizim gazeteler gibi sokaktaki insan ağzıyla körüğe ateş göstermektedir.

CNN International da, Anayasa Mahkemesinin, Türk Parlamentosunun sınırlarını aştığı yönündeki bir karar verdiğine dikkat çekerken “Mahkeme en sert yorumunu yaptı" derken diğer taraftan; Wall Street Journal’da Michael Rubin imzasıyla çıkan yazıda yorumladı “Erdoğan’ın hukukun üstünlüğü karşısındaki sabırsızlığı ve diktatoryal eğilimleri, kendisini baskı altında bir demokrat olmaktan çok Vladimir Putin’in harika çocuğu yapıyor” görüşü öne sürüldü" Bu kadar çok yönlü değerlendirmelere linklerden de tıklayıp daha geniş yorumlara ulaşılabilir.

Yerli basın mı? O malum! ne kadar tarafsızız deseler de! Açıkça taraf olanlar ya kelime dağarcıkları zayıf ya da seviyeli bilimsel eleştiri kabiliyetleri yok, cahillik tepkileri, diğerlerinin de midesini bulandırıyor.


nariçi: 07.06.08

http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=HaberDetay&Kategori=siyaset&ArticleID=873818&Date=07.06.2008&ver=13

http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=siyaset&ArticleID=873494&Date=06.06.2008&ver=06

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/8205703.asp?gid=229&sz=53192

http://www.milliyet.com.tr/2008/02/10/son/sondun06.asp?prm=11095664656


 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..