Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Haziran '08

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Dünya'nın İlk Milli Park İlanı 'Kâbe'

Dünya'nın İlk Milli Park İlanı 'Kâbe'
 

foto:mözçınar-formturka.net ( fark edebildiniz mi Kabe'yi ?)


Harem-i Şerif, İlk koruma alanı olarak Peygamberimiz (s.a.v.) tarafından ilan edilmiştir. Mekke ile Medine'nin çevresi. Harem (haram) Yasak kılınmış, mukaddes olan yer. Fıkhî bir terim olarak, iki kutsal şehir Mekke ve Medine'nin çevresinde belirli alana kadar olan yerlere, "iki harem bölgesi" anlamında harameyn veya haremân denilmiştir.

Öncelikle hemen söylemek zorundayız ki Harem-i Şerif'in merkezi Kabe, fotoğrafta da görüldüğü gibi liberal-kapitalizm zihniyetiyle kuşatılmıştır.

Ancak bu fotoğrafta göstermektedir ki görmeyenleri, gördükleri fotoğraflarda, dev binalar fotoğraf karesi dışına bırakılarak kandırılmaktadır. Bu bağlamda bunları çekenler bir anlamda islamın benimsemediği davranış içine düşmektedirler ve kendilerini de aldatmaktadırlar. Gerçeği gizlemektedirler.

Bu gün Dünya'nın değişik ülkelerinde kültürel veya doğal, ender bulanan özel karaktere sahip coğrafik parçalarında sit alanı veya Milli Park ilan edilen alanlarda ki kullanım kriterleri dahi sıkı koruma kurallarına bağlanarak ulusal ve uluslararası yasalarla desteklenmektedir. Bu ölçüde hoyratça ölçüsüz kullanıma açık olması hayrete düşürmektedir. Halbuki doğal ve kültürel milli parklarda dahi düşen yapıtaşı veya devrilen ağaç yerinden oynatılmaz. Tarihi ve doğal varlıklar dışında yeni bir bina ve düzenleme yapılamaz.

Günümüz koruma alanlarında veya milli park olarak önemsenen yerlerde dahi manevi ve inanç derinliği ve odağı olmayan doğal ve tarihi sit alanlarında bütünlüğü görünümü bozuyor, mistik ortamı, gizemli sessizliği yırtıyor diye otoyolar iptal ediliyor. Var olan uyumsuzluklar düzeltilip görünümü engelleyen yüksek boylu özel ağaçlandırmalara ve yapılaşmalara izin verilmezken; milyarlarca müslümanın kıblesi olan, bütün dini tarih ve insanlık tarihinin balangıç noktası olarak kabul edilen Kabe'nin bu duruma düşürülmesi nasıl savunulabilir, sessizlikle karşılanabilir.

Oysa Kabe'nin hemen dibinde çevre tepeleri de gölgesinde bırakan dev gökdelenler yükselmektedir. Bu yapılaşmaları destekleyici davranışlar içinde olan ticari şirketler de işin rantını düşünerek kuldan utanmadan Allah'tan korkmadan inanç sömürüsünü yapmaktadırlar.

Sen eğer Din'in ruhundan habersizsen o gökdelenlerin penceresinden ne kadar bakarsan bak, gönlünde göremedikten sonra içinde tavaf ederken hissetmen gereken hüşû-yu, lüks otel veya gökdelenden bakmak için devremülke sahip olunca mı tadacaksın!

O dev binaları dikenlere ve onu destekler durumdaki onları satın alamak veya oralarda kalmak isteyenlere yazıklar olsun! Peygamberimizden rivayet edilen hadiste zikredilen ahir zaman belirtileri acaba bu Kabe dibindeki dev binalarmıdır.

Çevre korumanın ilki olarak uygulamaya konulan hac bölgesini misal göstererek çevre koruma bilincinin önemine manevi açıdan bakmak isterken böylesi kutsal alanın beton dağları ile işgal edilmesi ne acı bir gerçektir. Bu uygulamalara sebeb olan anlayış ve destekçilerinin ne kadar Kur'an ahkamına bağlı oldukları samimiyetsizliğin göstergesi değilmidir.

Bu görünüm ve durumu dile getiren şu sözler :"kabe adeta dev hilton binası’nın gölgesinde kalıyor. mekke’nin her tarafından görünen hilton oteli kabe’nin de her tarafını kuş bakışı görüyor. kabe’nin hemen yanıbaşında kurularak kabe’yi adeta görünmez yapan bu yapı hangi mantıkla bu kadar yakına yapılmış anlamak mümkün değil. birkaç kilometre uzağına yapılsaydı kim zarar görürdü? hemen yanıbaşında yapımı devam eden dev inşaat ise duyduğumuza ve öğrendiğimize göre shereaton’a ait. buraya gelmeden önce mekke’yi, nereden bakarsak bakalım kabe’nin minarelerinin görülebileceği bir şehir olarak biliyordum. ancak ne yazık ki tam önüne gitmeyinceye kadar mescid–i haramı görmek oldukça zor. o ihtişamı oteller zinciri ile kapatılmış durumda maalesef.”(1)

İslamın kutsal alanı Kabe ve çevresi bu duruma gelmişken, her türlü koruma ve saygının öncelikli konu olması gereken Herem-i Şerif hakkındaki Âyet-i kerîmelerde şöyle buyurulur:

"İnsanlar için yeryüzünde kurulan ilk ev Mekke'de bulunan mübârek ve âlemler için bir hidâyet kaynağı olan kâbe'dir. Orada apaçık deliller vardır. İbrâhim'in makamı vardır. Kim oraya girerse emniyette olur. Oraya gitmeye gücü yeten herkese, Allah için Kâbe yi ziyaret edip haccetmek farzdır" (Âlu İmran, 3/96, 97).

"İbrahim şöyle dedi: Ey Rabbim, bu beldeyi emniyetli kıl" (el-Bakara, 2/126). "Biz Kâbe yi insanlar için bir toplantı ve emniyet yeri yaptık" (el-Bakara, 2/ 125). "Biz onları, nezdimizde bir rızık olarak, herşeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği emin ve mukaddes (harem) bir yere yerleştirmedik mi?" (el-Kasas, 28/57).

"Çevrelerinde, insanlar kaçırılıp zulmedilirken, bizim Mekke'yi mukaddes ve emin bir belde yaptığımızı görmediler mi" (el-Ankebût, 29/67).

Hacc, umre veya ticaret gibi bir maksatla Mekke'ye gelmek isteyen bir müslüman mikatta ihrâma girmek zorundadır. Bundan sonra İhrâm yasakları başlar. Meselâ, eşiyle cinsî temasta bulunamaz; avlanamaz; haremdeki yeşil ağaç ve otları kesip koparamaz.

Medine şehrinin çevresinde de harem bölgesi vardır. Bu bölge: "Şehrin güney ve kuzeyinde Âir (ayr) dağı ile Sevr dağı arasındaki alanla, doğu ve batıdaki kara taşlık alanı içine alır."(2) Hz. Peygamber'in "Medine Ayr'dan Sevr'e kadar haremdir" hadisi ile "Rasûlullah (s.a.v) Medine'nin doğu ve batısındaki kara taşlık arasındaki alanları harem kıldı" hadisi bunun delilleridir (Buhârî, Cihâd, 71, 74, Medîne, I, Büyû', 53, Enbiyâ, 10, Megâzî,27; Müslim Hacc, 445, 446, 455; Tirmizî, Menâkıb, 67).

"Hz. Peygamber'in belirlediği bu Medîne harem bölgesi on iki mil kadardır. Bu bölgenin merkezini Hz. Peygamber (s.a.v)'in, ashâbıyla birlikte bina ettiği mecsid-i Nebî'dir. Bu mescid ilk yapılışında 70 x 60 zirâ' büyüklüğünde inşa edilmiştir." (2)

Kabe çevresi Mekke koruma ve sit alanı olarak haram bölge ilan edilirken, Medine de realiteye uyularak sosyo-ekonomik coğrafik şartlar gereği arazi ve çevre kullanımına uygun kriterler konulmuştur.

"Medine hareminin Mekke hareminden farklı olan özellikleri vardır. Meselâ; Medine harem bölgesindeki yeşil ağaç veya otların ihtiyaç olduğu zaman kesilmesi câiz görülmüştür. Medine Tarım bölgesi olduğu için Hz. Peygamber'den bu konuda izin istenmiş ve kendilerine Mekke haremindeki bazı bitkilerin zarûret hâlinde koparılmasına izin verildiği gibi Medine'de daha geniş izin verilmiştir. Yine Medine dışında avlanma serbest bırakılmıştır. Ancak Mekke'ye ihramsız girilememesi sebebiyle O'nun kutsallığı Medine'den daha üstün sayılmıştır" (ez-Zühaylî, el-Fıkhu'l-İslâmî ve Edilletühu, III, 336, 337).(2)

Üçüncü Harem-i Şerif, Mescidi Aksa ve Kubbetu's-Sahra ile bunların avlularını ve girişlerini içine alan 1 km2'lik alandır. "

Çevre ve koruma bilincinin tüm dünyada önem kazandığı zamanımızda ilk koruma alanlarının amacı dışında kullanımlara açılması ve ekonomik düşüncelerin öne geçmesi, Müslüman inananlar kadar Dünya çevre-kültürel arkeolojik hassasiyeti olanları dahi üzüyor olsa gerek. (Bütün bunların farkında olan Allah'ın da not ettiği muhakkak)




nariçi

Not:Bu konuda yenibir haberle daha da vahim bir vaziyet ortaya çıkmak üzere.:
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?detay=Kabeyi_yok_etme_plani_199830_1&tarih=20.09.2008&Newsid=199830&Categoryid=1

(1) (bir gazetecinin hac rehberi nevzat bayhan) http://www.davetci.com/d_gezi/gezi_hac.htm

(2) http://www.haznevi.net/icerikoku.aspx?KID=1780&BID=24

Son durum, lüks rezidans kenti mi olmalıydı.! Bu sitede kalanlar hacları kabul olması için önce ülkelerine dönüp bir bakmaları gerekir yapacakları iş var mı! : http://www.milliyet.com.tr/kabe-manzarali-rezidans/ekonomi/sondakika/18.08.2010/1278082/default.htm

 
Toplam blog
: 376
: 1841
Kayıt tarihi
: 06.07.07
 
 

Hayat herkes için aslında yalnızlıktır. hiç kimsenin doğal garantisi yoktur. (Günlük atüel haberl..