Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '08

 
Kategori
Felsefe
 

Dışbükey aynalardaki yokluğumuz

Dışbükey aynalardaki yokluğumuz
 

img46.imageshack.us/img46/8876/mirrorxn4.jpg


Dışbükey bir aynada seyrettim kendimi.

Binlerce parçaya yansımıştı suretlerim.

Binlerce yüzümden kendi yüzümü aradım durdum…

Bir yüz bir yüz daha.

Ve ortada binlerce suret, binlerce ifade…

O anda varlıkla yokluk arasındaydım.

Yok olduğumu hissettiğimde manevi varlığın o büyük demirli kapısını iteleyip içeri bir adım atabilecektim.

Varlığın o balçığa bulanmış sularında yüzdüğümde ise ruhum benden bin fersah uzaklarda kaybolacaktı.

Çıkartıp üzerimden beni ağırlaştıran kaftanlarımı, düşlerimin kırıklıklarını da tuz buz edip “hiç” hissetsem kendimi…

Hiç olsam, varlık ve yokluk arasındaki boşlukları doldursam…

Varlık kanmışlık, yokluğu hissetmek ruhun yeniden tazelik kazanması.

“Yok olduğunu, bir “hiç” ten doğduğunu anladığında bütün kibirliliklerin, dünya malı telaşların sıyrılıp düşüverecek omuzlarından.

Bir su gibi akacaksın ruhunun o doldurulamaz boşluklarından.

O zaman hiçliğin kıyısında olduğunu anlayacak, ruhunla karşılaşacaksın.

Aldanma dışbükey aynalardaki suretlerine, ya içinden yansıyan görüntüler, içinin dışına anlattıkları…

İçindeki güzellik yansıyacak aynadaki suretine ve seni sana anlatacak yüzün”

Bu cümleleri söyledi bana bir çırpıda aynadan gördüğüm ıslak yüzüm.

Yorgundu aynadaki bakışım ama güçlü, yılmamış ve hiç yılmayacak bakıyordu gözlerime…

Varlık ve yokluk… Zıtlıkların çarpışması…

Şiirlerin mantıksızlığı ve mantıksız olanın anlamlılığı…

“Herşeyde bir mantık aradın durdu, oysa hiçliğin içinde mantıksızlık vardı, şiirlerin, şarkıların, aşkın içinde de…

Kendini keşfe çıktığında bunu anlayacaksın.”

Bunları anlattı bana ateş böcekleri, cıvıl cıvıl parıldayan gecede…

Mantık arama sürecinde hep bir varlığa tutunmak istiyordum ama mantıksızlıkta hiçlik vardı. Duygu vardı, anlam vardı…

Bir kilit açıldı kalbimde, aslında bir “hiç” ten yaratılmıştım, bir avuç kilden ya da, bunu hissettikçe huzur duydum.

Başka göz, başka söz, başka ruh…

Neye bu ihtiyaç?

Seni sana anlatırken seninle dolu hücrelerin.

Her bir parça seni özümserken her an…

Bırakma mantıksız olanın peşini.

Yanlışlıklar silsilesi.

Yanlış kişi

Yanlış zaman

Yanlış ortam

Yok aslında…

Sen varsın asolan “sensin”…

 
Toplam blog
: 69
: 720
Kayıt tarihi
: 17.10.06
 
 

Ben 1982 İstanbul doğumluyum. Selçuk Üniversitesi Süt ve Ürünleri ve Anadolu üniversitesi Çalışma Ek..