Diyanet camileri ve Kızılay beraber çalışmak zorunda

Altınşehir ve Arnavutköy'de yaşam mücadelesi veren Suriyeli göçmenler bu kışı zorlukla geçirmekteler. Bu bölgelere etraftaki dostlarımdan gelen kışlıkları arkadaşlarla ulaştırma çabası içinde olduk ve olmaya devam ediyoruz. En çok kışlık çocuk elbiseleri, ayakkabıları, battaniye, yorgan, halı vb ihtiyaç var. İnanın ilk geldiklerinde kirasını ödeyemedikleri yarı bitmiş evlerde en ilkel şartlarda beton zemin üzerinde uyumaktalar.

Altınşehir'de Şahintepe'de Cami imamı Bahattin Bey'le konuştuk. Cami'nin deposu var. Gelen kışlıkları onun deposuna koyma kararı aldık. İhtiyaç sahibi suriyeliler İmamla kontak kurmakta ve camiden ihtiyaçlarını gidermektedir.

Bahattin bey geçen hafta sağolsun bizzat geldi ve yardımcı oldu. Dostlarla beraber oluşturduğumuz mütevazı bütçemizle her hafta alış verişte yapmaktayız. Bu yardımlar elbette yaraların tamamını sarmıyor. Ancak İBRAHİM'İN ATEŞİNİ SÖNDÜRMEYE GİDEN KARINCA misali elimizden geleni yapmakla mükellefiz hepimiz.

Diyanet İşleri Başkanlığı Camileri sadece namaz kıldırmak için mahallelerde bulunmamalı. Cami cematini olabildiğince bu yardımlara teşvik etmeli, kışlık elbiseleri cami deposunda toplamalı, evlerde bulunan fazla battaniyeleri, kışlıkları ihtiyaç sahibi olan bölgelere ulaştırma konusunda organizsyona destek vermeli. 

Bu amaçla;

1-Cami imamlarına hutbelerinde Ensar olma ve ev sahipliği bilinci konsunda aydınlatma yaptırmalı.

2-Gelen yardımlar için gönüllülerden oluşan bir çalışma komisyonu oluşturmalı.

3-Gönüllüler gelen yardımları paketlemeli ve üzerlerine yazılar yazmalı (Çocuk kıyafetleri, kadın kıyafetleri erkek kıyafetleri, battaniye, havlu vb).

4-Camilerde toplanan kıyafetler en çok ihtiyaç duyulan Altınşehir Şahintepe ve Arnavutköy gibi yerlere oradaki Camilerin depolarına yönlendirilmeli.

5-Diyanet acil olarak DİYANET İNSANİ YARDIM ORGANİZASYONU adı altında Ulusal kanallarda Kışlıkların toplanması konusunda çağrı başlatmalı. BU organizasyonu tüm yurda yaymalı ve KIZILAY ile koordinasyon içinde olmalı. Bu sayede çadır kentlerde ki ihtiyaç açıklarına da uzanılabilmeli. 

6-Camilerin depolarında ilk gelen insanlar için kalma yerleri ayarlanmalı. 

7-Suriye'den gelen kimi ailelerde ANNE ölmüş kimi ailelerde BABA ölmüş, yetim ve öksüz kalan ailelerin çocukları perişan. Baba ve anne çocuğa bakacam diye işe gidemiyor aç ve perişan yaşamaktalar. Bu durumda Cami imamları bekar ve dul olan aileleri tespit ederek evlenmelerine destek olmalı bu sayede anasız ve babasız kalan çocuklar sıcak bir yuvaya kavuşur.

8-Diyanet İşleri Başkanlığı bu organizsasyonlarını yılın belli döneminde sadece kış için değil tüm yıl için yapmalı. Diyanetin İnsani Yardım Organizasyonu varsa bunu daha aktif hale getirerek herkesin haber alacağı şekle dönüştürmeli.

9-Diyanet ayrıca iki üç ve daha fazla evi olan zengin veya hali vakti yerinde olan cemaat üyelerini evlerini kirasız yada düşük kira ile Suriyelilere veya yoksullara açma konusunda teşvik edici olmalı.

10- Diyanet, yurt dışında TİKA'nın kendilerine vereceği raporlarla ihtiyaç sahibi yoksul insanlara kışlık ve kuru gıda yardımlarının ulaştırılması için CAMİ depolarında şimdiden hayır sahiplerinin hayırlarını toplayıp organizasyonunu sadece Türkiye'deki yoksullar değil, Suriye, Ortadoğu, Afganistan, Afrika ve Güney Doğu Asya'daki yoksulluk, açlık ve sefalete karşı savaşta Camilerimizi Kışlık kıyafet, kuru gıda toplama ve tüm acil ihtiyaçlar için cemaatten gönüllüleri teşvik etmeli. Bunun SALİH AMEL olduğu ve ALLAHIN RIZASINI KAZANMAYI sağladığı anlatılmalıdır.

11-Diyanet bu ORGANİZASYONU yaparken Dünyanın diğer Diyanet İşleri Başkanlıklarını, Müftülüklerini de iş birliği yapmaya ve dünyadaki tüm yoksullara ulaşmak için beraber çalışmayı önermelidir. 2 Milyarlık İslam Dünyası Diyanet İşleri BAŞKANLIKLARININ çabalarıyla kendi içinde bırakın yoksulları tüm dünyadaki garibanlara el atabilecek duruma gelebiliriz. 

Şunu unutamalıyız ki bizler Müslümanız ve bu bize İnsanlığın ANNESİ gibi şevkatli olmayı emreder. Bu şekilde tüm dünyada bazı odakların TERÖRİST gibi gösterdiği inancımızın bize yüklediği insani sorumlulukları davranışımızla anlatabilme imkanımız olur.

Biz Suriye'de, Afganistan'da yaşayan yetim garibanlarada sahiplenmek zorundayız, aynı zamanda New York'ta sokakta, Moskova'da metroda üşüyen donan aç insanada sahiplenmek zorundayız. 

Unutmayalım ki bu inanç Bosna, Arnavutluk, Makedonya, Malezya ve Endonezya'ya sadece güzel AHLAK yardım severlik ve misafirperverlikle yayıldı. Derdimiz inancı yaymakta değil. Sadece şunu görelim nereden nereye geldik.

DİYANET kendine şu soruyu sorsun.

BENİM KÜRESEL ÖLÇEKTE VİZYONUM VE MİSYONUM NEDİR? KENDİ ÜLKEMDE VE İSLAM DÜNYASINDA YAPMAM GEREKENLER NELER OLABİLİR?

Diyanet bu soruyu kendine sormuyorsa, camileri sadece üç beş İhtiyarın namaz kıldığı, cumadan cumaya dolan, ruhsuz binalar haline getirmekse derdi, o zaman adını Diyanet değil İHANET koyması gerek.

Sayın Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Mehmet Görmeze önemle duyrulur. Umarım bu yazıyı GÖRÜR ve OKUR....